Türkiye büyük burjuvazisi ve AK Parti

-
Aa
+
a
a
a

28 Şubat 2010

Radikal

Forbes dergisi 2010 yılının en zengin 100 Türk’ünün isimlerinin ve servetlerinin listesini yayınladı. Bu listedeki bazı verilere itiraz edenler, listenin gerçekleri kesin olarak yansıtmadığını düşünenler olabilir. Bütün bu çekinceleri de ilave ederek bu listeyi önümüze koyup bir tahlil yapmayı deneyebiliriz... Sonuç olarak, bu listenin (tartışmaya açık bir nitelikte olmasına rağmen) ana fotoğrafı büyük ölçüde yansıttığı söylenebilir.

Konunun uzmanı insanlarla yaptığım araştırmaları da göz önünde bulundurarak şunu rahatlıkla söylemem mümkün: 100 Türk zengini içinde ‘AK Parti’ye yakın’ sayılabilecek olanların sayısı 10’u bulmuyor. Kaldı ki, ‘AK Parti’ye yakın’ olarak değerlendirilen kişilerin büyük kısmının servetlerinin AK Parti döneminde değil daha önceden edinilmiş servetler olduğu bir gerçek.

‘AK Parti’ye yakın’ zenginlerin maddi güçleriyle, ‘AK Parti’ye yakın olmayan’ların maddi güçlerini rakamsal olarak karşılaştırdığımızda, AK Parti’ye yakın olmayan kesimin, yüzde 90’dan da daha büyük bir ağırlığa sahip olduğunu görüyoruz.

Bu 100 zenginin 97’sinin İstanbul’da konuşlandığı gerçeğini vurgulamanın da ayrı bir önemi bulunuyor. Bizim yazılarımızda çok sözünü ettiğimiz ‘geleneksel İstanbul burjuvazisi’nin ne olduğunu anlamak bakımından bu listeyi tekrar gözden geçirmekte yarar var.

***Türkiye’nin en büyük 100 zengini içinde 8 yıldır iktidarda bulunan AK Parti’nin taraftarı olmayanların yüzde 90 gibi bir rakama ulaşıyor olmasından birçok sonuç çıkartmak mümkün.

AK Parti hâlâ ülkenin büyük sermaye gruplarına hükmeden bir durumda değil. ‘AK Parti burjuvazisi’ olarak tanımlanan ve giderek büyüyüp geliştiği, ‘geleneksel İstanbul burjuvazisi’ni tehdit eder nitelik kazandığı söylenen burjuvazi grubunun gücünün (bu grup hakkında sürekli üretilmekte olan tüm şehir efsanelerine rağmen) düşünüldüğü kadar büyük olmadığı da açıkça ortada.

Türkiye’de sanayiye ve ticarete hâlâ ‘geleneksel İstanbul burjuvazisi’ hükmediyor. Sık sık AK Parti’nin sermaye tabanı olarak tanımlanan ‘Anadolu Kaplanları’, bu burjuvaziyle kıyaslanabilecek bir noktada olmaktan uzaklar.

Cumhuriyet yazarı Mustafa Sönmez, geçen yıl yayınlanan bir araştırma kitabındaki değerlendirmesinde bu durumu şöyle tahlil ediyordu: “Sonuçta AKP’nin kendi organik sermayedarlarını yaratmaya çalışmakla beraber, ‘İslami toplum projesi’ne biat etmiş bir fraksiyonun, ekonomik olarak hızla geliştiği ve başta TÜSİAD olmak üzere ‘diğerlerine’ karşı teçhizatlandırılarak ağırlıklı bir güç haline geldiği savı abartılıdır.

‘AKP burjuvazisi’ni olduğundan büyük göstermektir. Güç hâlâ büyük sermayede TÜSİAD’dadır.”“...Medyanın da abartmasıyla ortaya sürülen ‘Anadolu kaplanları’ meseleyi niceliksel olarak ölçmeye kalktığımızda bir efsanedir(...) Ama bunların cesametleri, ekonomide tuttukları yer, AKP iktidarı dönemindeki tüm kayırmalara, palazlanmalara rağmen TÜSİAD’a rakip olacak büyüklüğe henüz ulaşmamıştır.” (AKP kitabı, phoenix yayınları s.181-183)    ***Ülkemizdeki ekonominin asıl hâkimi, yani hükmedeni olmaya devam eden geleneksel İstanbul burjuvazisinin AK Parti ile olan sorunları ve yaşanan gerginlikler üzerine birçok şey söylenebilir. Bu çatışmanın temelini, “geleneksel hükümet-büyük burjuvazi ilişkisinin bozulması” şeklinde tanımlayabiliriz. Medyanın büyük ölçüde muhalefet saflarında yer tutuyor olması bu tablonun bir ürünü olarak değerlendirilebilir.İstanbul burjuvazisi devlet ihalelerinin, teşviklerin arslan payını alırdı. Bu konuda rakipsizdi, iktidarlar da kendilerini onlara bu imtiyazları vermekle yükümlü görürlerdi. AK Parti’nin bu konuda farklı bir tutum sergilemiş olmasının, İstanbul burjuvazisi içinde bir tatminsizlik ve huzursuzluğa yol açtığı da bir gerçek.

***AK Parti’nin uygulamaları hakkında ne söylenirse söylensin, Türkiye ekonomisinin genel egemenlerinin de, Türkiye burjuvazisinin ana ağırlığının da (ve hatta devlet imkanlarının dağılımının da) çok büyük bir değişim geçirmemiş olduğunu tespit etmek çok zor değil. İstanbul burjuvazisinin son sekiz yıl içinde de katlanarak büyümeye devam etmiş olması da, işin ayrı bir boyutu.Rakamlara ve gerçeklere bakarak bir değerlendirmeye gitmek yerine hayaller, öfkeler ve ‘öyledir’ler üzerinden tahliller yapmak, toplumumuzda çok yaygın olan bir tutum. Sekiz yıldır iktidarda olan AK Parti’nin Türkiye’nin çehresini değiştirecek yeni bir burjuvazi yarattığı düşüncesinin bazı çevrelerde gördüğü büyük ilgi, bundan kaynaklanıyor olabilir.

Görünen o ki, AK Parti’ye destek çıktığı düşünülen (ve zaman zaman Anadolu burjuvazisi olarak tanımlanan) burjuvazi grubu, İstanbul ile boy ölçüşecek çapta değil. Bu durumun kısa ve orta vadede değişmesi de pek kolay değil. AK Parti etrafında “orta ölçekli” sermaye birikimlerinin gerçekleşmekte ve yeni bir ‘orta sınıf’ın oluşmakta olduğundan söz etmek daha gerçekçi görünüyor.Bu tablodan yola çıkarak değişik siyasi ve sosyal tahliller yapılabilir, yorumlar geliştirilebilir...