Terör afetine bir de böyle bakın

-
Aa
+
a
a
a

3 Ekim 2011Hürriyet Gazetesi

Afet, en kısa şekliyle, yerel imkanlarla baş edilemeyen can, mal ve iş kaybına neden olan olayların sonucu şeklinde tanımlanabilir. Bu tanıma göre terör de bir afettir. Depremden tek farkı, doğa olayları tarafından değil de insan tarafından yapılıyor olmasıdır. Ama Türkiye’de terör bir afet olarak görülmez ve ele alınmaz. Zaten, 1959 yılında yayımlanan 7269 sayılı kanunun birinci maddesinde yazılı beş afetten başka hiçbir şey de ülkemizde afet filan sayılmıyor. Örneğin, o kanuna göre ülkemizde resmen kuraklık bile afet değil!.. PASTANIN YEDİ DİLİMİ“Teröre afet gözüyle baksak ve afet yönetim mantığıyla çözmeye kalksak ne değişir” diye sorabilirsiniz. Afet yönetimi tabiki bir tılsım değil ama olaya bir sistem dahilinde bakmamıza, nerede eksik ya da yanlış yaptığımızı görmemize yardımcı olabilir. Bu tür problemlerin çözümünde olaya bir bütün olarak bakılmadığı zaman başarılı olmak mümkün değildir zaten. Bunu bir otomobil tekerleğine benzediyorum. Nasıl ki teker bir bütün halinde olmaz ve bir bütün halinde hareket etmezse o otomobil hareket etmez ve hiç bir yere gidemez ise terör, deprem gibi afetler de sadece müdahale ile çözülemez.Otomobil tekerini pasta gibi yedi dilim halinde düşünelim. Bu dilimin ilki ve en büyüğüne afet yönetiminde risk azaltma denir. Hazırlık, tahmin ve erken uyarı, etki ve ihtiyaç analizi, müdahale, iyileştirmeyle birlikte yeniden yapılandırma ise konunun bütününü oluşturan diğer dilimlerdir. Türkiye’de deprem, afetler gibi terör için de sadece ve daha çok müdahale öne çıkıyor. Yani, sadece müdahale ile bu tekerlek döndürülmeye çalışılıyor. Her afette olduğu gibi terörle mücadele için de bu doğru bir uygulama değildir...TERÖR VERİLERİNİN ANALİZİ YAPILIYOR MUTerör riskinin risk azaltması için devletin öncelikle ve mutlaka tehlikeyi çok iyi bir şekilde analiz etmesi gerekir. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, kendinden beklenenin aksine ve maalesef yurtdışına yapılan yardımları koordine eden sosyal bir kurum haline geldi. Peki Türkiye’de hangi teknik kurum terör afetinin tüm özelliklerine ait veri tabanını tutuyor, bu verilerin analizlerini yabıyor ve Coğrafi Bilgi Sistemi ile tek tek ve bütünleşik olarak haritalarını hazırlıyor? El cevap; hiç bir kurum! Tehlike analizi uzmanlık isteyen bir iştir. Bu işi polis ya da jandarma tek başına yapamaz. Tehlike analizinden sonra sıra iş riskin değerlendirilmesine gelir. Ülkemizin her noktasında belirlenen terör tehlikesinin o noktalarda olma ihtimali, etkileyeceği insan, kritik tesislerle birlikte buna karşı hazırlıkların ve savunmsızlığın doğru belirlenmesi gerekir.ABD ÖRNEĞİNDEN DERS ALINABİLİRBütün bu analizlerinin amacı aslında bir çeşit durum tespiti yapmaktır. Fakat, sadece durumu tespit etmek ve malumu ilan etmekle yetinemeyiz. Ama çözüm için mevcut durumun doğru teşhis edilmesi olmazsa olmaz bir şarttır. Bu noktadan itibaren terör riskinin yönetilebilir bir seviyeye indirmek gibi afet yönetiminin en önemli çalışmalarının devreye girmesi gerekir. Mutlaka risk tolere edilebilir bir seviyeye indirilmeli; yoksa “hele bir olsun hallediriz ağbi” mantığı ile çözülemez, çözülemiyor. Afet yönetiminde riski azaltmak için ilk düşünülen şey tehlikenin oluşmasını önlemektir. Örneğin, depremde fay hattının kırılmasını engeleyemeyiz ama insanların eline silah almasının mümkün olduğunca engellenmesi gerekir. Bundan sonra da eline silah alandan sakınmak, sonra da önleyemediğimiz ve sakınamadığımız terör riski ortaya çıktığında ondan en az zararı görecek şekilde gerekli hazırlıkları sistematik bir şekilde yapmak gerekir...ABD, 11 Eylül saldırılarından sonra ülke genelinde halkı organize etmek dahil olmak üzere terör riskini yönetmek için bir çok afet yönetimi önlemini yürürlüğe koydu. Türkiye’de ise genellikle yaptığı işin ehli olmadığının farkında bile olmayan bürokrasiye bütün bunları anlatmak ve ezberlerini bozmak imkansız değilse bile mümkün değildir!..