5 Ocak 2014Milliyet Gazetesi
Sanırım pek çok kişi “denetimli serbestlik tedbiri”ni megastar Tarkan hakkında mahkemenin verdiği kararla duymuştur. Ben ise bu uygulamaya tabi olanlarla aylardır beraberim. Benim gibi bir öğretim üyesinin temel görevleri arasında halkı aydınlatma yani bilgilendirme çalışmaları da var. Bu bağlamda yıllardır fırsat buldukça toplumun değişik kesimlerine hava, su, iklim, afet ve afet yönetimi konularında birer kez seminer veriyorum. Denetimli serbestlik ise çok farklı. Kısaca denetimli serbestlik, “Mahkemece belirtilen koşullar ve süre içinde, denetim ve denetleme planı doğrultusunda şüpheli, sanık veya hükümlünün toplumla bütünleşmesi açısından ihtiyaç duyduğu her türlü hizmet, program ve kaynakların sağlandığı toplum temelli bir uygulamayı” ifade etmekte. Diğer bir ifadeyle denetimli serbestlik, hükümlülerin suç işlemesine neden olan davranışlarının düzeltilerek, tekrar suç işlemelerinin önlenmesi, ceza infaz kurumundan salıverilen hükümlülerin takip edilmesi, madde bağımlılarının rehabilitasyonu, mağdurların uğradıkları zararın giderilmesi ve bu yolla toplumun korunmasıdır.İnteraktivite ve samimiyet ilgiyi sunuma çekiyor
Seminerlerimde bilgiyi didaktik bir şekilde elimdeki kağıttan ya da ekrandaki slayttan okuma şeklinde değil, eğlenceli ve interaktif bir şekilde vermeyi tercih ederim. Mesajlarımın net ve uygulanabilir olmasına da dikkat ediyorum. Anlattığım fıkra ve kullandığım görsel bir malzeme de dinleyicileri uyumaktan ve sıkılmaktan alıkoyuyor. Bütün bunları kendimi zorlamadan, eğlenerek yani doğal halimle yapıyorum. Doğallık, karşılıklı iletişim ve samimiyet dinleyicilerin ilgisini kendiliğinden sunuma çekiyor.
Bu durumu, denetimli serbestlik için verdiğim seminerlerde daha net görüyorum. Bu tür gruplardaki dinleyiciler seminerin başında bana da gelip “İşim, hastam vs. var” diye sızlanıp bir an önce imza atıp gitmek isterken seminerin ilk beş dakikasından sonra parmağı havada konuşmama katılmaya başlıyor. Sonunda salondan ayrılırken de, seminer verdiğim diğer gruplara göre çok daha fazla kişi yanıma gelip teşekkür ediyor.
Normalde üniversitede, kurum ve kuruluşlarda karşılaştıklarımızdan çok faklı olarak toplumun değişik kesimlerinden gelen bu insanlarla benim bir araya gelmem, onlara “depreme hazırlık ve temel afet bilinci” gibi hayati bir konuda eğitim vermem Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün eğitim ve iyileştirme faaliyetleri olmasaydı mümkün olamazdı. Benzer bir şekilde bu insanların da bir araya gelip bana ulaşması, toplu ulaşımlarını ve böyle büyük toplantı salonlarını organize ederek bu semineri düzenlemesi de mümkün değil. Sonuç olarak hem benim hem de katılımcılar için çok yararlı, ilginç bir fırsat ve buluşma bu...
Bu eğitimlerin toplumsal yararı büyük olacak
Seminer verdiğim kişilerin işlemiş olduğu suçlar, toplum içindeki statüleri vb. beni fazla ilgilendirmiyor. Bir şekilde kendilerine yardım etmek ve onları topluma kazandırmak gibi yararlı bir çalışmanın parçası olmak güzel bir şey. Bu yüzden de bu işi hakkıyla yerine getirebilmek için kısıtlı imkanlarla büyük bir özveriyle çalışan denetimli serbestlik çalışanlarına saygı ve sevgi duyuyorum. Yoksa bir öğretim üyesi olarak toplumu aydınlatma görevimi yaparken talepte bulunan kurumlara sadece ve sadece birer kez seminer verirken denetimli serbestlik için bu kadar çok sayıda seminer ver(e)mezdim...
Bu seminerlere “Sizi bu önemli konuda bilgilendirmek için buradayım” diyerek başlıyor, sonunda şunları şunları yapıp “Kendinize iyi bakın!” diyerek sözü bitiriyorum. Katılımcılar da bana aynı dilekte bulunuyor. Bu eğitimlerin toplumsal yararının büyük olacağına inanıyorum ve buna şahidim...
Evet, denetimli serbestlik uygulaması olmasaydı bana Tarkan’a da seminer verme şansı doğmazdı. Belki Tarkan anlattıklarımı çok önemli görüp “Bu konuda bir şarkı filan yapalım” da diyebilir...