Savaş Dünya Üzerindeki En Tehlikeli Siyasi Fay Hattını TetikliyorIndependent, 8 Ekim 2001Dünya üzerindeki en güçlü askeri kuvvet şimdi yine dünyadaki en fakir, en harap olmuş müslüman ülkeyi bombalamaya başladı. Attığımız bombalarla kim bilir ne kadar ekmek somunu insanların ellerinden yerlere saçıldı, bunu bize teyit edecek bir müslüman var mı?
En gelişmiş füzelerimizle olsa da- Afganistan'dan suçlularla birlikte masumları da öldürmediğimizi söylemek mümkün mü? Bu ne kadar mantıklı? Biz belki Usame Bin Ladin'i cezalandırdığımızı söyleyebiliriz ve buna inanabiliriz. Fakat İslam alemi buna inanacak mı?Geçtiğimiz dört hafta içerisinde sürekli olarak koalisyondan bahsedildi, fakat söz konusu olan müslüman bir ülkenin de içinde yer aldığı bir koalisyon değil, her ne kadar Pakistan, Suudi Arabistan ve Özbekistan'da görevde olan diktatörlük bu koalisyonun ardında kendini bulsa da.Afganistan semalarında gece uçanlar Suudi Arabistan ve Kuveyt pilotları değildi. Bu bir Batı-Müslüman koalisyonu değil. Bu sadece Batı'nın kendi başına, Ortaçağ'dan kalma bir yaşam standardı olan bir müslüman ülkesini bombalaması. Bombalama da sanıyorum ki televizyonlardaki prime-time kuşağına denk getirildi. Acaba cidden, Usame bin Ladin ve adamlarının bu saldırılarla yakalanabileceğini mi düşünüyoruz? Başkan Bush "sürekli, geniş çaplı ve sert" operasyonlardan bahsediyor. Fakat bu tanımlama nereye kadar gidiyor? Aramızdan Kosova savaşının başlangıcını hatırlayanlar, - ya da Irak'a yapılan hava saldırılarının başını hatırlayanlar- o zaman bugün olduğu gibi düşmanlarımızın bir kaç gün içinde barış için yalvaracağını sandığımızı da hatırlarlar. Fakat o zaman bu böyle olmadı ve şimdi de 'müttefikler'in dostu Pakistan ve Suudi Arabistan tarafından yaratılan canavar, Taliban da silahlarını indireceğe benzemiyor.Tabii ki biz en azından Usame bin Ladin'in 12 eğitim kampına füzeler ve bombalar atmaya devam edeceğiz. Bu bizim için hiç de zor değil. Hele ki bunları yine biz -daha doğrusu CIA- 20 yıl önce Bin Ladin ve adamları için yapmıştı. Daha çok zamanda daha çok çalışarak, belki daha geniş bir müttefik cephesi oluşturabilirdik buna karşın şu an yaptığımız cihat kültürünün ortasına balıklama dalmak. Sorun dün veya bugün ne kadar bomba attığımız değil, sorun önümüzdeki 24 saat içerisinde kırığın nerede belireceği. Zira Suudi Arabistan, Pakistan ve Afganistan dünya üzerindeki en tehlikeli siyasal fayın üzerinde bulunuyorlar. Daha önce değilse bile, Çarşamba günü bunun cevabını Katar'da İslam Konferansı'nın başlamasıyla alabiliriz. Müslüman liderlerin toplantı sırasında yapacakları açıklamaları dinlemek ilgi çekici, hatta dehşet verici olacak.Doğrusu Başkan Bush atılan bombaların yanına bir de insani yardım paketlerini ekleyip durumu yumuşatarak yapacağının en iyisini yaptı.Her zamanki gibi, Afganların düşmanımız olmadığını söyledik. Irak'ı 1991'de bombalamadan önce de bunu söylemiştik. Ve yine Libya'yı 1985'de bombalamadan önce de bunu söylemiştik. Ve yine Amerikalılar 1982'de Lübnan'a bomba yağdırırken bunu söylüyorlardı. Ve aslında Mısırlılara da 1956'da onları Süveyş kanalında bombalamadan önce bunu söylemiştik. Fakat müslüman dünyası bunlara inanacak mı?Bu 21. yüzyıl tarihinin bu kasvetli anlarına bir dipnot olarak, bu kötü adamların kanunlarla yargılanıp, cezalandırılmasını sağlamak için herhangi bir yargı süreci, mahkeme ve yasa hazırlıyor muyuz? Liderlerimizden bir kaç gün içinde bu konuda alacağımız ne yazık ki tek bir cevap var.Çeviren : Özgür Oğuz
Metnin Orijinali: http://argument.independent.co.uk/commentators/story.jsp?story=98298
