Merhaba kâinat!..
Türkiye’de son on yılda, bilhassa da Susurluk’tan sonra kesafet kazanan, hatta yıvış yıvış ve lüzûcî bir hal aldığı gözlenen milliyetçi ve sağcı söylemin en revaçtaki, en ziyade baş üstünde tutulan sözü “şeref” oldu.
“Şerefsizler!” Bu söylemin fışkırtabildiği en ağır küfür buydu. (Şerefsizliğin zıddındaki övgü de “... seninle gurur duyuyor!”
Meğerse, öyle değilmiş: Biz Türkiye’de yaşayan insanlara özgü değilmiş yani bu şan-şeref meselesi. Dünyaya pençelerini geçirmek için çırpınan evrensel sağın da pek önemli bir şeref meselesi olduğunu geçen hafta öğrendik.
Dünya soluna Yunan anti-faşistlerinden birinin seks kanalları yoluyla bağlanan İtalyan gazeteci ve yazarı Oriana Fallaci, epeyden beri dünya görüşünü değiştirip azgın bir sağcıya dönüştükten ve “memleketi” Floransa’yı terkedip yeni “vatanı” New York’a taşındıktan sonra, salyayla karışık bir balgam halinde fırlattı bu sözü, eski hemşehrilerine: "Şerefli olun Floransalılar! Tepkisiz, etkisiz kalmayın, onlara tepeden bakın!.. Yiyecek satılanlar dahil, dükkânları, restoranları, barları, marketleri kapatın! Tiyatroları, sinemaları, eczaneleri kapatın!.. Anıtlarımızı lekemeleye çalışanlarla tek kelime etmeyin!"
Floransalıların “şerefleri”ni koruyup koruyamadıkları şüpheli. Birçoklarının korkudan kentlerini terkettiği de biliniyor. Ama, kalanlar, “Avrupa’nın en güzel kenti”nin sokaklarında ömür boyu unutamayacakları bir şenliğe tanık oldular, burası da kesin.
Dünyanın en muhafazakâr ölçülerini vermesiyle nam salmış haber organizasyonu BBC, yaklaşık 300 bin insanın “olağanüstü” bir karnaval havası içinde Avrupa Sosyal Forumu toplantısını yaptıklarını, tek bir şiddet ve taşkınlık olmaksızın savaşın, küresel adaletsizliğin, Filistinlilere yapılan zulmün protesto edildiğini yazıyor. Observer gazetesi, 400 bin’i aşkın en büyük savaş-karşıtı gösteriden söz ediyor. Ünlü Reuters haber ajansı, güzelim kentin sokaklarını serin bir güz akşamı yarım milyondan fazla insanın doldurduğunu bildiriyor. NTV-MSNBC’nin haberi ise polisin verdiği sayıyı 450 bin olarak “doğrularken”, bir adım ileri giderek, organizatörlerin ağzından bu sayıyı 800 bin ilâ 1 milyon gibi inanılmaz bir rakama taşıyor!
Sayılar pek o kadar önemli değil. Her hal-ü kârda, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana görülen en büyük protesto hareketlerinden biri olduğu konusunda bütün kaynaklar hemfikir.
Asıl önemli olansa, bu büyük karnavaldan doğan acaip ruh hali; bu “ilâhi komedya”dan çıkan büyük tasavvur, gibi görünüyor. John Vidal, Guardian’daki yazısına “Floransa cesur yeni toplumsal cennete giden köprüyü kuruyor” başlığını koymuş: “Geçen hafta Floransa’da Avrupa’nın kurumlarına, politikacılarına, ve halkına ... açık-uçlu bir ‘brief’ verildi: Günün birinde 21. yüzyıl cenneti olarak adlandırılabilecek bir Avrupa sosyal binası düşlemek ve kurmak için. Bu ‘sunum’, 40 bini aşkın sayıda entelektüelden, öğrenciden, çevre ve toplum eylemcisinden, en yoksul kesimleri temsil eden insanlardan, en radikal iktisatçılardan, dünya halinden kaygı duyan bireylerden, insanlık için çalışanlardan, sanatçılardan, kültür işçilerinden, kiliselerden, bilim insanlarından, tarım emekçilerinden ve insanı şaşkınlığa düşürecek çeşitlilikte hükûmet-dışı kuruluşların ve tabandan gelen toplumsal hareketlerin temsilcilerinden geldi...
Üç yıldan beri beri Seattle’da, Cenova’da, Prag’da, Londra’da ve düzinelerce başka şehirde dünya liderlerine ve İMF ya da DTÖ gibi dünya örgütlerine karşı gösteri yapmakta olan sayısız toplumsal grup ve hareket, sadece dünyada olup bitenlere karşı çıkmakla yetinmeyeceklerini, fiilen değişim önerebileceklerini ortaya koydular.”
Seattle’da ortaya çıkan tuhaflık, daha da tuhaflaşıyor yani: Bir olgunlaşma, hatta bir “rüşt ispatı”na doğru gidiş var: Devâsâ bir sosyal adalet hareketi olma yolunda bu; jonglörü, palyaçosu, cambazı, papazı, öğretim üyesi, öğrencisi, çiftçisi, topraksızı, anarşisti, sendikacısı, sendikasızı, muharip gazisi, askeri ile... Ve, yeni politik kuramı ile.
Açık Radyo’ya ve Açık Site’ye bu karnaval sırasında sıkı gönüllü muhabirlik yapan aktivist Levent Şensever’in sakin ve fakat coşkulu sesinden ve yazılarından algılayabiliyoruz yeni dip dalgasından gelen yeni titreşimleri...
***
Ha, unutmadan: Bir de “mektup” var Fallaci’ye -- “doğmamış çocuk”tan:
“Ama bu çok şaşırtıcı!” demiş 12 yaşındaki Floransalı küçük kız, Bianca Ronglia, 7 kilometre boyunca akıp giden insan selini kaldırımdan anası babasıyla seyrederken. “Çok etkileyici birşey bu! Benim şehrim böyle bir şeye evsahipliği yaptığı için mutluyum ve gururluyum.” (Reuters)
Devamı yarın...