'Kürtler için diplomasi zamanı'

-
Aa
+
a
a
a

Türkiye “kırmızı çizgi” demişti ama, Irak Kürtleri federe devlet kurmanın eşiğine geldi. Görünüşe bakılırsa ABD de Türkiye, İran ve Suriye gibi “etnik temele dayalı federasyon”a karşı. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Türkiye ziyaretinin ardından Tayyip Erdoğan’ın ABD gezisiyle hararetlenen “Kürdistan meselesi”ne ilişkin, Kürdistan Demokratik Partisi Türkiye Temsilciliği’nin sözcülerinden Ömer Merani’yle yaptığımız söyleşiyi Post Exspress dergisinden naklediyoruz.

 

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Türkiye ziyaretinin başlıca sebebinin, Irak’taki Kürt Devleti oluşumuna karşı nasıl bir ortak tedbir alınacağını müzakere etmek olduğu söyleniyor. Sizce de öyle mi?

 

Ömer Merani: Elbette Kürt meselesini gündeme getirecekler. Çünkü İran, Türkiye, Irak ve Suriye hiçbir zaman anlaşamaz ama, konu Kürt meselesi olunca, dördü de birbiriyle dayanışıp anlaşıyor. Fakat Esad’ın Türkiye’ye geliş sebebi sadece Kürt meselesiyle sınırlı değil tabii. Çünkü iki ülke arasında daha başka sorunlar da var. Suriye İsrail’le çatışma içindeyken Türkiye’nin İsrail’le ilişkileri iyiydi, su problemi gibi başka bir sorun da var. İki ülke bunları da aşmak istiyor ve ilişkilerini sıcak tutmaya çalışıyor. Ama Irak Kürdistan’ındaki federasyon, Esad’ın ziyaretinde en önemli husus olacaktır. Çünkü Suriye de topraklarında Kürtlerin olduğu ülkelerden biri. Suriye Kürtlerinin şu ana kadar kimlikleri bile yok, kimlikleri! Onlara yabancı ve ecnebi diyorlar. Tabii kendi sınırları içinde Kürtlerin olduğu ülkeler, Irak’ta Kürt federasyonun oluşmasına karşılar. Çünkü yarın öbür gün, kendi Kürlerinin de ayaklanmasından korkuyorlar ve Suriye bu ülkelerden biri.

 

Amerika Kuzey Irak’ta olası bir federasyona nasıl bakıyor?

 

Amerika’nın federasyona karşı herhangi bir tutumu yok şu anda. Ama bizim için önemli olan, nasıl bir federasyon olacağı... Çünkü Amerika’ya göre federasyon için herhangi bir engel yok. Coğrafi, siyasi ve ekonomik anlamda federasyonun olması, şu ana kadar Saddam’ın elinde olup da şimdi kurtulan Kürt illerinin de federasyona dahil olması gerekiyor. Biz, Irak Konsey’inin de federasyon talebimizi onaylamasını istiyoruz.

 

Peki eğer Türkiye ve Suriye, Kuzey Irak’ta Kürtlerin federatif bir yapı kurmalarına kesinlikle karşı çıkarsa, o zaman ABD bu iki ülkeye rağmen sizin tarafınızı tutar mı?

 

Valla bir Kürt deyimi var, derler ki “siyasetin ne anası ne de babası vardır.” Siyaset çıkarlara göre şekillenir. Ama son bir yıla baktığınızda Türkiye’nin bu konudaki birçok talebine Amerika’nın karşı çıktığını görürsünüz. Mesela askerlerin Irak Kürdistan’ına gitmesine karşı politikası bu konuda iyi bir örnektir.

 

Federasyon talebinize İran nasıl bakıyor?

 

Tabii İran da bundan rahatsız. Ama İran Türkiye gibi değil. Şu an meclislerinde bile Kürdistan tarafı var. “Bunlar Kürdistan milletvekilleri” diyorlar onlara. Kürt dili orada özgür, Kürt Dili Enstitüsü var Tahran’da. Yani İran bu konuda Türkiye’den daha açık.

 

Celal Talabani’nin Irak Geçici Konseyi Başkanı iken, Bremer’la Irak’ın geleceği ve Kuzey Irak’la ilgili gizli bir anlaşma yaptığı ortaya çıktı geçenlerde. Mesut Barzani de buna tepki gösterdi. Bu tepkinin sebebi neydi?

 

Anlaşma, dediğiniz gibi Irak’ın ve Irak Kürdistan’ının geleceği konusundaydı. Başkan Barzani’nin tepkisi, Kürdistan için anlaşmada öngörülen federatif sistemin biçimineydi. Aslında KDP ve YNK, federasyon konusunda hemfikir. Ama Komutan Talabani’nin imzaladığı anlaşmada, Kürdistan bölgesine dair federasyon biçimine karşıyız. Çünkü bize göre Irak’taki federasyon biçimi ABD’deki gibi eyaletlere dayalı bir sistem olmamalı. Bu Kürtlerin zararına olur. Irak’taki tüm Kürt kentlerini kapsayacak geniş bir federasyon istiyoruz. Kürtlerin, merkeze bağlı kendi hükümetinin, idaresinin olmasını istiyoruz.

 

Irak Geçici Konseyi de sizin federasyon talebinize sıcak bakmıyor. Konsey karşı çıkarsa ne yapabilirsiniz?

 

Ben böyle bir şeye pek inanmıyorum. Çünkü Araplar da Kürtlerin ne kadar uzun süreli bir mücadele verdiklerini, ne kadar kurban verdiklerini, ne kadar zulüm ve zorbalık gördüğünü çok iyi biliyor. Zaten 12-13 yıldır Kürtler bağımsız yaşıyor. Yani hükümetimiz, idaremiz vardı ve Irak’la hiçbir ilişkimiz yoktu. Saddam rejimi yıkıldıktan sonra, Kürtler Araplara elini uzatıp ‘biz kardeşiz’ dedi. Araplar bunu biliyor ve ben inanıyorum ki onlar da bize elini verecek.

 

Federasyon olursa, Kuzey Irak’taki Türkmen ve Arapların durumu ne olacak?

 

Kürtler şu ana kadar çok zulüm ve zorbalığa maruz kaldılar. Biz daima diğer halkları da düşünüyoruz bu yüzden. Kendimiz için ne istiyorsak onlar için de aynı şeyi istiyoruz. Onların haklarını da her zaman gözetiyoruz.

 

Peki neden oradaki Türkmenler ayaklanıyor?

 

Biz bunlara Türkmen denmesinden rahatsızız. Çünkü Türkmenleri temsil etmiyorlar. Türkmenlerin yüzde sekseni bu cepheye karşıdır. Bize tepki gösteren Araplar da eski Saddam yanlısı, Baas taraftarı olan unsurlardan oluşuyor. Türkmen dedikleriniz de Türkmen değil, Türkmen Cephesi. Bu cepheyi de bazı komşu ülkeler yaratmıştır. Yoksa biz Türkmenlerle kardeşiz, birlikteyiz. Yüzyıllardır birlikteyiz ve hiçbir problem yaşamadık, Türkmen Cephesi hariç. Eğer federasyon oluşursa, onların da hakları olacak. Bundan önce de Erbil’de Türkmenlerin kendi okulları, televizyonları, radyoları ve siyasi partileri vardı. Okullarında eğitim veren öğretmenlerinin maaşını da biz ödüyorduk. Türkmen cephesi de bazı çevre ülkelerin desteği ile yaratılmıştır.

 

Hangi çevre ülkeler?

 

İsmini söylemeye gerek yok.

 

Kürt federasyonu olursa, Saddam’ın daha önce Kuzey Irak’a yerleştirdiği Arapları güneye geri göndereceğinize dair söylentiler doğru mu?

 

Tabii, Arapların kendi topraklarına dönmesi gerekiyor. Ama yerli olan Kuzeyli Araplar, yerlerinde kalacaklar. Kürtlerin hakları neyse, onların da hakları o olacak. Yani onlara dokunmayacağız. Ama Saddam’ın güneye sürdüğü Kürtlerin yerine yerleştirdiği Arapların geri dönmelerini ve sürülen Kürtlerin de kendi topraklarına dönmelerini istiyoruz. Ben kendim de sürülen Kürt ailelerinden birindenim. Bizi çıkarıp, köyümüze Arapları yerleştirdiler. 1973’ten beri kendi köyümü görmedim.

 

Tayyip Erdoğan, Kürt federasyonunun adının bile geçmesini ciddiye almadıklarını söylüyor?

 

Onların rahatsız oldukları şey federasyon şekli değil, Kürt kelimesinin kendisi. Sayın Başbakan, ayın 24-25’inde Amerika’ya gidecek ve birinci gündem maddesi de yine Irak Kürdistan’ı olacak. Ama oradan nasıl bir karar çıkacağını henüz bilmiyoruz.

 

Bush ve Erdoğan anlaşırsa ne olur?

 

O zaman da Kürtlerin Allahı var.

 

Bir zamanlar kendi aralarında sürekli çatışma halinde olan KDP, YNK ve PKK/ KADEK’in şu anki ilişkileri nasıl?

 

Şu an ilişkilerimiz YNK ile çok iyi. Bu gün de her iki parti, Başkan Barzani ve General Talabani başkanlığında büyük bir toplantı düzenleyecekler. Her iki parti Irak Kürdistanının geleceği konusunda prensipte anlaşmış bulunuyor ve bu yönde çalışmalar sürüyor. Artık eskisi gibi değil ilişkilerimiz. PKK’liler de bize karışmıyor, biz de onlara karışmıyoruz. O zaman da söylüyorduk, biz hiçbir zaman Türkiye için PKK ile savaşmadık. Irak Kürtlerini acıttıkları için biz onlara karşı çıkıyorduk. Onlar bize karışmayınca, biz de onlara karışmayız. Ayrıca savaş sırasında büyük darbe alan Ensar El İslam örgütü vardı. Onlara biz kesinlikle karşıyız. Çünkü onlar çok gerici ve radikal İslamcı bir örgüttü. Kimse okula gitmesin, televizyon izlemesin, herkes camiye gitsin diyorlardı. Kadınların dışarı çıkmasına, okula gitmesine karşıydılar. Tabii Kürtler de bunu kabul etmediler... Bizim partimiz kurulduktan on yıl sonra Kürt Kadınlar Birliği’ni kurduk. Ve halen de çalışmalarını sürdürüyor. Kadın milletvekillerimiz, diplomatlarımız var. Onlar da erkeklerle omuz omuza mücadele ediyorlardı. Belki silahlı mücadeleye katılamıyorlardı ama içtimai, ekonomik ve kültürel hayatta büyük çabalar sarfetti kadınlarımız. Onların okula gönderilmemesi, dışarı çıkarılmaması düşünülemez. Bu çok ilkel bir talep.

 

Ortadoğu’da ABD tarafından yeni bir İsrail’in kurulmak istendiği, bunun da Kuzey Irak olduğu söyleniyor.

 

Kürtlerin arkası yok, Kürtlerin güvenebileceği bir güç yok ama Yahudilerin arkasında Amerika var, Avrupa var. Amerika şu an sadece bize değil tüm Irak’a arka çıkıyor. Elbette Amerika’ya biz de, Irak halkı da güveniyor ama bizim İsrail’den çok farkımız var. Bizim İsrail ile ilişkilerimiz olduğu yönünde de propagandalar yapılıyor ama hiçbir ilişkimiz yok. Şu an Irak Kürdistanının ekonomik durumu da, tüm diğer Irak bölgeleri gibidir. Evet, Şiilerden daha iyi bir durumdayız ama bunun da nedeni var. Geçen 12 yıl boyunca Birleşmiş Milletler bize de diğerlerine de yardım yapıyordu. Bize verilen yardımı kendimiz alıp kullanıyorduk. Ama diğer Irak bölgelerine verilen yardımı Saddam hükümeti alıp halka vermiyordu. O yüzden onların hali böyleydi.

 

Irak saldırısı öncesinde, Kürtlerin ABD’nin yanında yer almasının Araplar tarafından unutulmayacak bir nefrete ve Kürt karşıtlığına neden olacağı söyleniyordu...

 

Bu hakikatten uzak bir söylenti. Amerika’yı Kürtler getirmedi Irak’a. Amerika elli yıldır burada zaten. Türkiye’de, Arabistan’da, Katar’da, Bahreyn’de, Kuveyt’te elli yıldır Amerika var. Onları Kürtler mi getirdi bu bölgeye? Ayrıca Kürtler hiçbir zaman Amerika’yı kendi peşinden götürecek, ona yön gösterecek bir güçte olmadılar. Fakat Irak hükümetinin zulüm ve zor kullanması, işkenceci olması, Saddam’ın yaptıklarının hiçbir dünya ülkesi hukukuna uymayan uygulamalar olması Amerika’yı buraya getirdi. Ve buna tüm Arap devletleri de müttefik oldular, Amerika’nın Irak’a gelmesinde hepsinin ortak kararı var. Ee, Amerika geldiğinde, neden sadece Kürtler onları düşman olarak bellesin ki. Herkes dostsa, biz de dostuz. Halepçe’ye Amerika’dan bir yanıt geldi mi, hayır. Peki o zaman nerede Kürtlerin Amerika üzerindeki etkinliği?

 

Kuzey Irak’ın görece iyi olan ekonomik durumunun, Türkiye’deki Kürtleri oraya çekebileceği söyleniyor. Şu an var mı öyle bir şey?

 

Sadece Türkiye’deki Kürtler değil, Türk firmaları da çok geliyor. Türkiye Kürtleri, bize gelen Türklere oranla çok çok az. Kamyoncular falan Kürt ama Türk firmaları ve Türk işadamları şu an çok yoğunlukta. Türkiye’nin kaygısı kendi Kürtlerinin bize gelip çalışması değil, bizim kuracağımız federasyonu kendi Kürtlerinin talep etmesi...Bizim kötü örnek olacağımızı düşünüyorlar. Biz Türkiye’deki Kürt kardeşlerimizin de kendi ülke yönetimlerine göre, demokratik bir idare içinde yaşamalarını istiyoruz. Çünkü Kürtler için silah devri bitti. Artık silah zoruyla birşey elde etme zamanı kapandı. Zaman diplomasi ve kalem zamanı.

 

Ama sizin şu anki kazanımlarınız da silahla oldu... Ne zaman kapandı silah devri?

 

Saddam’dan sonra, bu yıl bitti. Evet kazanımlarımız silahla oldu ama o devir bizim için kapandı, artık diplomasi yaparak mücadelemizi sürdüreceğiz. Bize Kürdistan devletini kuracak mısınız diye soruyorlar, o farklı. İstediğimiz şeyle, olduğumuz şey farklı. Şu an bir Kürt çocuğuna da ‘devlet istiyor musun’ diye sorarsan, evet diyecektir. Ama ‘şimdi mi’ diye sorarsan, hayır diyecektir. Çünkü herşeyin zamanı vardır, devlet kurmanın da...

 

Saddam yakalanınca ne hissettiniz?

 

Özlemini duyduğumuz günü yaşadık. Kimi Kürtler ellerine ve saçlarına kına yaktılar. Mutluluktan ağlayanlar çoktu. Enfal sırasında şehit edilenlerin anneleri, acılarını bir nebze olsa unuttular. Kürdistan baştan aşağı davul ve zurna sesleriyle canlandı, insanlar şehitlerinin acısını unuttu. Ve inşallah Saddam Kürdistan’da yargılanacak. Bu, Irak Geçici Konseyi ve Amerika’dan talebimizdir. Saddam, Kürdistan’da yargılanmalı.