Yeşiller Kopenhag İletişim MerkeziKopenhag 14 Aralık
Bugün Yeşilev' de yapılan basın toplantısında Kopenhag' da bulunan Yeşiller'den Ümit Şahin,Durukan Dudu ve Açık Radyo' dan Ömer Madra ile KEG(Küresel Eylem Grubu)'den Gökşen Şahin gazetecilerin sorularını yanıtladılar ve değerlendirmelerde bulundular.
Soru:
Dışarıdaki eylemlerin içeriye yansıması nasıl?
Ümit Şahin: Bu soruyu Afrika Birliği’nin basın toplantısında da sordular. Onlar çok ciddi bir etkisi olduğunu söyledi. Eğer sadece sokakta bir takım gösteriler yapılsaydı ama içeride bütün ülkeler farklı bir fikre sahip olsaydı eylemlerin bir etkisi olmazdı. Ama sokakla Afrika delegeleri aynı şeyi söylüyor. Afrika delegeleri bir şey söyleyince, bir saat sonra Bella Center’da "biz onların yanındayız" diye bir eylem oluyor. Birlikte davrandıkları için, evet etkisi oluyor
Ömer Madra: Bundan sonra her şey çok açık konuşulmaya başlandı. ABD’nin sundukları kasten karmaşıklaştırılmış metinler yığını. Kyoto’nun bile altında kalan hedefler var. Bugüne kadar güney ülkeleri yok sayılabiliyordu. Geçen toplantılarda bazı delegeler toplantıları terk edince çok sorun olmuyordu. Diğerleri gülüp geçiyorlardı. Ama burada evlerine dönmesine izin verilmiyor kimsenin. James Hensen "hiçbir anlaşmanın olmaması, kötü bir anlaşmanın olmamasından daha iyidir" diyor. Neyin pazarlığını yapıyoruz? Kimya kuralları 350 ppm diyorsa, 450 ppm olsun mu diye bir pazarlık olmaz ki! Hepimizin bu önemli dönüşümün farkında olması lazım. Artık 500 yıllık bu adaletsizliğe bir dur dememiz gerekiyor.
Ümit Şahin: Buradaki en büyük hareketlerden biri 350 hareketi. Sokaktaki liderlerle de basın toplantıları yapılıyor. Klimaforum09’da değil, Bella Center’da!
Durukan Dudu: Kopenhag zirvesi ileriki yıllarda eşitlikçi ve adil bir dünyanın kurulması için bir başlangıç olarak kabul edilecek.
Soru:
Kyoto yetersiz bir anlaşma, Kopenhag’dan da benzer bir anlaşma çıkmamalı demiştiniz. Şu an oradaki hava nasıl, daha iyi bir anlaşma çıkacak mı?
Ümit Şahin: Bizim de desteklediğimiz ülkeler iki anlaşma istiyor. Hem Kyoto’nun 2012-2017 yılları arasında devamını istiyorlar, hem de ikinci bir anlaşma imzalansın diyorlar. Ancak ABD ve Türkiye gibi ülkeler Kyoto’yu yok etmek istiyorlar. Afrika direniyor. Kyoto’yu ortadan kaldırırsanız zengin ülkelerin yoksullardan daha fazla sorumluluk alma zorunluluğunu ortadan kaldırırsınız. Bu Bonn’dan beri belliydi. Buradan ne çıkar? Kyoto’dan daha beter bir şey çıkacağına hiçbir şey çıkmasın daha iyi. Ama sanki, son dakikaya kadar hiçbir şey belli olmayacak gibi…
Yasal bağlayıcılık meselesi de önemli. Yoksul ülkelerin Kyoto’nun kaldırılmamasını istemelerinin nedeni bağlayıcılığının olması. Batı, yaptırımı olmayan bir anlaşma istiyor. Afrika ve ada devletleri batının hem tarihsel sorumluluğunu kabul etmesini hem de yasal olarak bağlanmasını talep ediyor.
Ömer Madra: Kyoto bağlayıcıydı. Kanada’nın rolü önemli burada. ABD imzalamamıştı Kyoto’yu ama Kanada imzalamıştı. Buna rağmen hiçbir hedefi tutturamadı ve şimdi de onu yok etmek istiyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi ulus-ötesi yapıları överken Kyoto’nun yok edilmesini isteyerek tuhaf bir çelişki içine giriyor.
Soru: Gıda ve açlık kriziyle ilgili neler var?
Buradaki oturumların önemli bir kısmı bununla ilgili. Viva Campesena ve Friends of the Earth bununla çok ilgili. İklim değişikliği demek, yoksul ülkeler için gıda krizi demek.
KOPENHAG ZİRVESİ HER AN DAĞILABİLİR ? ?
Kopenhag, 14 Aralık 2009, 14:25
Kopenhag'da devam eden iklim zirvesinde G77 ve Afrika Birliği zirveden çekilme sinyali veriyor. Şu anda Bella Center koridorlarında dolaşan söylentilere göre zirve devlet başkanlarının katılacağı Perşembe ve Cuma günkü oturumlar başlamadan dağılabilir. Gelişmekte olan ülkelerin oluşturduğu G77 ülkeleri ve Afrika Birliği yasal bağlayıcılığı olan bir radikal bir anlaşma ve yeterli mali yardım çıkmaması halinde zirveden çekileceklerini söylüyor. Küçük Ada devletlerinin oluşturduğu AOSIS de benzer bir tavrı sürdürüyor.
Ayrıca Danimarka hükümetinin geçen hafta basına sızan gizli taslağının yoksul ülkeler arasında yarattığı öfke sürüyor. Şu anda COP-15 zirvesi askıya alınmış durumda.
??
?
KOPENHAG'DA BUGÜN: Afrika’yı destekliyoruz eylemleri devam ediyor
Bugün görüşmelere başkanlık eden Danimarka "Başkanlığın resmi olmayan" tavsiyesi dahilinde bugüne kadar öngörülen iki ayrı parça halinde müzakerelerin yürümesi önerisini kaldırmaya çalıştı ve Kyoto Prokolü'nün feshedilmesini önerdiler. Bunun ardından Başkanlık sekreteryasıyla resmi görüşmeler yapan Afrika Grubu saat 10.30 sularında düzenlediği basın açıklamasıyla, bugüne kadar iklim değişikliği konusunda bağlayıcı tek protokol olan Kyoto Protokolünün feshedilmesini kabul etmeyeceklerini açıkladılar. Afrika Grubu eğer Kyoto Protokolüyle belirlenen hedeflerin feshedilmesi halinde bunu reddedeceklerini açıkladılar.
Bugün öğlene doğru gelen haberlerde ise Danimarka Başkanlığının önerisini reddeden ve 130 ülkeden oluşan G 77 ülkeleri görüşmelerden çekildiklerini açıkladılar. G77 ve Çin grubunun baş müzakerecisi Lumumba Di- Aping blok olarak işbirliği yapmaktan çekildiklerini açıkladı. Ayrıca Afrika Birliği de şu anda müzakerelere devam edip etmemek konusunda Başkanlık ve Sekreterya ile müzakere halinde.
Bir yandan ise Bella Center koridorlarında "We stand with Africa" (Afrika'yı destekliyoruz) eylemleri bu sabahtan beri devam ediyor.
?
BELLA CENTER’A STK TEMSİLCİLERİNİN GİRİŞİNE KOTA GETİRİLDİ
Ayrıca toplantının yapıldığı Bella Center'a girişler sabah çok yavaş ilerlerken, öğleden sonra girişler durduruldu. Bella Center'a alınan sivil toplum örgütü üyesi ve gözlemci sayısı ise yarından itibaren "güvenlik" sebebiyle ciddi oranlarda düşürülüyor.
??
KOPENHAG'DA YEŞİLLER VE KEG'DEN EYLEM: "Türkiye Kömürü Durdur"
Kopenhag, 14 Aralık 2009, 18:50 - Kopenhag’da devam eden COP-15 iklim zirvesinde bu akşam Türkiye tarafından yapılan etkinliğin girişinde Yeşiller Partisi ve Küresel Eylem Grubu aktivistleri bir eylem yaptı. Türkiye’nin İklim Değişikliği Strateji Belgesinin açıklandığı yan etkinliğin girişinde yapılan eylemde yapılmak istenen 47 yeni kömürlü termik santralım işaretlendiği bir harita ve “Turkey Stop Coal” (Türkiye Kömürü Durdur) pankartı açıldı.
Türkiye’nin açıkladığı strateji belgesi yerli kömürü en üst düzeyde kullanmayı öngördüğü, nükleer enerjiyi ve büyük barajları çözüm olarak gösterdiği ve Türkiye’nin herhangi bir emisyon indirim hedefini ulusal ekonomik çıkarlarına aykırı bulduğu için kabul etmeyeceğini açıkladığı için tepki toplamıştı. Yeşiller strateji belgesinin basına yansımasının ardından yaptıkları açıklamada şöyle denmişti: “Bu belge, hükümetin hem iklim değişikliğinden, hem de Kopenhag'da neler olup bittiğinden haberdar olmadığını gösteriyor. Türkiye iklim politikalarını bu belgeye dayandırırsa, Kopenhag'daki umutların önüne taş koyan ülke olarak tarihi bir utançla hatırlanacaktır. Bu nedenle her fırsatta dış politikada "dobra" bir tutum sergileyen hükümete önerimizdir : Eğer bu belgede ısrar edilecekse, alt başlığı ‘Türkiye Soruna Ortak Oluyor’ şeklinde değiştirilmelidir. “
Türkiye’nin Kopenhag’daki duruşunu eleştiren eylemciler, ayrıca Türkiye’nin sürmekte olan hiçbir uluslararası müzakerede yapıcı bir rol oynamadığını ortada görünmeme stratejisi benimsediğini de vurguladılar.
?
MALDİVLER BAŞKANI NAŞİT KLİMAFORUMDAYDI
Maldivler Başkanı Naşit, bugün climaforum 2009’u ziyaret etti. Başkan Naşit, Bill McKibben’ın “atmosferdeki karbondioksit oranı için son sınır 350 pmm’dir” workshopuna katıldı. Naşit klimaforumda Maldivlerin karşı karşıya olduğu iklim değİşikliği sonuçlarını anlatarak eğer şimdi birşey yapılmazsa bunun felaket derecesinde sonuçlar doğuracağını belirtti.
?
HOPENHAGEN DEĞİL SHOPENHAGEN
İklim zirvesi dev şirketlere halkla ilişkiler fırsatı sundu. Herr türlü organizasyondan kedilerine pay çıkaran küresel şirketler – ki kendileri aynı zamanda iklim değişikliğinin de baş sorumluluları olmakta- cop 15!i de bundan ayrı tutmadı. Hopenhagen, coca cola’nın Kopenhag iklim zirvesi için bulduğu reklam sloganı. Şu anda kopenhagdaki otobüs duraklarını hopenhagen ilanları süslüyor. Meselenin aslını iyi bilen bir eylemci ise ufak bir aktivist dokunuşu ile niyetin ne olduğunu gözler önüne serdi. Sloganın başına sadece bir “s” harfi koymak yeterli oldu. Hopenhagen değil Shopenhagen.???
?
?
YEŞİLLERDEN HABERLER
Kopenhag’dan bugün yapılan ve Türk basınının katıldığı canlı skype bağlantısından;
Ümit şahin
Dün Türkiye’nin yan etkinlik yapması ve iklim planını açıklaması nedeniyle bugün bu toplantıyı yapıyoruz. Türkiye 80 kişilik bir ekiple burada. Daha önce de basına sızmıştı zaten plan.
Türkiye delegasyonunun etkinliği yapılış usulü bile yanlıştı. İklim toplantımızda otomotiv sanayinin temsilcisi konuştu; bunun yanında da karbon ticaretinden bahsedildi. Sorulara da pek istekli cevap vermediler. Sadece 5 dakika sürdü. 1-2 kişiden seçerek cevap aldılar. Ardından da nükleer ve kömüre dair en kritik sorulara “burada değil de dışarıda cevaplayalım” dediler.
Strateji planındaki asıl problem, herhangi bir hedefin belirtmiyor olması. Belgede %7 gibi bir hedef gözüküyor ancak bunun yanında “herhangi bir azaltım ekonomik çıkarlara aykırı” deniyor. %7 dedikleri azatlım da artıştan indirim. O da enerji sektöründe sadece. Böyle olursa 2020 yılında Türkiye karbon salımında Avrupa Birliği ortalamasını çok fazla aşacak. İkincisi, nükleer enerji çözüm olarak sunuluyor ama tabii ki bu kabul edilebilecek bir argüman değil. Üçüncüsü, enerji üretiminde yerli kaynaklardan bahsediliyor ve ilk sırada da kömürden sonuna kadar yararlanılacağı söyleniyor. Yenilenebilir enerji bölümünde ise hidroelektrik en başta gösteriliyor. Yapılmak istenen barajlar iklim değişikliğine çözüm olarak sunuluyor. Ancak barajlar yenilenebilir enerji değildir. Özellikle büyük barajlar ekolojik yıkım demektir. O yüzden, Türk delegasyonunun stratejik plan için uygun buldukları Türkiye Çözüme Ortak Oluyor başlığını değiştirdik ve buna “Türkiye Soruna Ortak Oluyor” haline getirdik. Dünkü toplantı sırasında da Turkey Stop Coal (Türkiye Kömürü Durdur) pankartları açtık.
Ömer Marda
Burada hava gittikçe geriliyor. Tuvalu gibi delegasyonlar burada bir ölüm-kalım meselesi olduğunu söylüyor. Bu onlar için bir varolma meselesi. Buna karşın takım elbiseli ciddi görünüşlü insanlar kendi ayakkabılarına bakıp gidiyorlar. Başlarını bile çevirmiyorlar .. Bella Center‘ın içinde yaşanıyor bu. Bizzat kendilerinin ortadan kaldıracakları bir durumdan bahsediyorum. Türk delegasyonu da onlardan biri. “Türkiye’ye özgü şartlar”, “ekonomi” gibi modası geçmiş gerekçeler öne sürülüyor. 200 yıl geride kalmış bir görüntü var.
Diyelim ki toplantılar dağıldı. Neyi bekleyeceğiz? COP16 gelecek Aralık ayında Meksika’da ama artık beklemeye tahammül kalmadı. Dünya 12 Aralıkt’an sonra aynı dünya olmayacak. Türkiye’de DTP’nin kapatılması gibi önemli bir mesele gündemi işgal etti haklı olarak ama burası da çok önemli. Çünkü dünyanın gidişatı açısından burada tarihi bir yürüyüş gerçekleşti. Organizatörlerin verdiği sayı 100 bin kişi civarındaydı ve doğru olduğunu düşünüyorum. Ona katılan herkesin unutamayacağı bir andı o yürüyüş. Ne yazık ki Türk medyası bunun farkında değil. Burada yeni bir ideoloji-hareket doğuyor. Büyük bir halk hareketi inşa ediliyor. Buradaki herkes bunun farkında. Bir anlaşmaya varılıp varılmaması bile çok önemli değil artık. Yarın Bella Center’a doğru büyük bir yürüyüş var. İçerden de dışarıya destek verilecek. Ben içeride olanlardan biri olacağım örneğin. Bu yürüyüşü gerçekleştirebilirsek anlaşma ne olur bilemiyorum.
Gökşen Şahin
Devletler çok iyi bir anlaşma imzalama ihtimaline yaklaşamadı ama iklim için sosyal hareket başka bir boyuta geçti. 12 Aralık’ta 100 bin kişi Tuvalu’yla birlikte yürüdü. Dün ise Türkiye heyeti “sorunları dışarıda konuşalım” diyerek her şeyden ne kadar uzak olduğunu gösterdi. Buradaki olayı anlamıyorlar. Türkiye, küçük ada devletlerinin yapmaya çalıştığı şeyin farkında değil. Kyoto’yu taban hareketi nedeniyle imzaladı. Şimdi bu baskıyı tabandan güçlendirmemiz lazım. Türkiye’nin AOSIS’le birlikte hareket etmesi için tabandaki hareketin çok daha fazla artması gerekiyor
Durukan Dudu
Gençlik hareketleri çok ön plana çıkıyor burada. Gerek sokakta gerek içerde yaş ortalaması çok düşük. 16-17 yaşında çok sayıda katılımcı var. İlk kez 7 kıtadan gençler toplandı ve beraber hareket etmeye başladı. Bu hareket Birleşmiş Milletler içinde bir yer elde etmeye kadar vardı. İlk defa bu derece büyümüş bir gençlik hareketi var. Bundan sonraki toplantılarda da devam edecek bu hareket. “Bu iş asıl bizim işimiz” diyorlar çünkü en fazla onlar etkilenecek iklim değişikliğinden. Gençler gücü ele geçirmek istiyor ve bunu başaracak gibi gözüküyorlar.
?
Kopenhag Ekranı5
Bugünkü Kopenhag Ekranı yine alternatif zirve Klimaforum'da çekildi.Maldiv Başkanı ' nın Klima Forumdaki konuşmasını ve Türkiye' nin yan etkinlikte açıklamış olduğu İklim Stratejisi'ni Ümit Şahin,Ömer Madra ve Gökşen Şahin bu sefer Cüneyt Pala ve Yeşillerden Esra Özkanla birlikte değerlendirdiler.
Bu videoya www.küreselısınmayıdurdur.com adresinden ulaşabilirsiniz.
?