23 Temmuz 2008
Hrant Dink'in öldürülmesinde ihmali olduğu iddiasıyla hakkında soruşturma açılmasına karar verilen eski Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz, Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin isteği ile Bursa 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nde 'tanık' olarak ifade verdi.Hrant Dink ailesi avukatlarının sorularını cevaplayan Albay Öz, "Dink'in öldürülmesine ilişkin istihbaratı Albay Öz'e verdiklerini" söyleyen Trabzon İl Jandarma İstihbarat Şubesi'nde görevli Astsubay Okan Şimşek ve Uzman Çavuş Veysel Şahin'in ifadelerini, sorumluluğu Şimşek ve Şahin'e yıkarak yanıtladı:GÜNDEME GELMEDİ • "Veysel Şahin'in anlattıkları ile ilgili herhangi bir bilgim olmadı, toplantıda söylediği konu gündeme gelmedi. Ben hatırlamıyorum. Öyle bir istihbarat bilgisi ellerine geçmiş ise zaten Veysel Şahin ve Okan Şimşek bu işin eğitimini aldıkları için, ne yapabileceklerini bilmeleri gerekiyor. Böyle bir konu varsa bunun hemen kayda girmesi gerekirdi. Toplantıda gündeme getirilip getirilmemesi çok önemli değildir."CEVAPLAMAYACAĞIM • Dink ailesi avukatlarından Ergin Cinmen'in 'Metin Yıldız, Ali Oğuz Çağlar, Hüsamettin Polat, Gazi Günay, Hüseyin Yılmaz ve Gökhan Aslan'ı tanıyıp tanımadığını sorması üzerine Albay Öz, bu kişilerin o dönem emrinde çalışan personeli olduklarını söyledi. Bunun üzerine Avukat Cinmen'in yönelttiği 'Bu kişilerle herhangi bir husumetiniz var mı?' sorusuna 'Bu konuyla ilgili cevap vermek istemiyorum, bu konu askerî bir konu olduğu için cevaplamayacağım' diyen Albay Öz, Avukat Cinmen'in kendisine gösterdiği belgedeki imzanın ise kendisine ait olduğunu kabul etti. Yasin Hayal'i tanımadığını anlatan Albay Öz'e, altında imzası bulunan belgede "Hrant Dink'in son zamanlardaki Türkiye aleyhine yapmış olduğu konuşmalara tepki olarak Trabzon'a bağlı Pelitli beldesinde ikamet eden Yasin Hayal'in organize ettiğini..." ifadesinin nedeni soruldu. Öz, metin hazırlandığında kendisinin orada olmadığını, İstihbarat Şube Müdürü Yüzbaşı Metin Yıldız, Okan Şimşek ve Veysel Şahin'in belgeyi hazırladığını ileri sürdü. SADECE USULE BAKARIM • Avukatın 'Siz önünüze gelen her belgeyi imzalar mısınız?' sorusuna ise "Ben usulüne uygun getirilmiş, hazırlanmış her haberin altını imzalarım. Her haberin de doğru olup olmadığı tarafımca bilinmez" diyen Albay Ali Öz, kendisine gelen istihbarî bilgilerin içeriği ile ilgilenmediğini, sadece usulüne uygun olup olmadığına baktığını da öne sürdü. Avukat Bakırcıoğlu'nun "İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız'ın ifadesinde, 2006 yaz aylarında sabah yapılan bir istihbarat toplantısında diğer komutanlar da toplantıdayken size hitaben Okan Şimşek ve Veysel Şahin'in Hrant Dink'in Yasin Hayal tarafından öldürüleceğine dair bilgi verdiğini söyledi" hatırlatması üzerine ise Albay Ali Öz; "Ben bunu az önce cevapladım, böyle bir konunun gündeme gelip gelmediğini hatırlamıyorum. Metin Yıldız'ın o toplantıdan iki gün sonra böyle bir konu için odama geldiğini hatırlamıyorum" dedi. Öz, Şimşek ve Şahin'i Coşkun İğci ile görüşmek üzere görevlendirip görevlendirmediği sorusuna da "hatırlamıyorum" yanıtı verdi. İfade verme işleminde zaman zaman Dink ailesinin avukatlarıyla Albay Öz arasında gerginlik yaşandı. Avukatlar, kendisini sorgulama hakkını yasalardan aldıklarını hatırlatırken, Albay Öz de 'Böyle sorulursa cevap vermem' dedi.MAHKEMEDE HATIRLAYACAK • Trabzon İl İdare Kurulu'nun yargılanmasına izin verdiği eski il jandarma alay komutanı Albay Ali Öz'le ilgili suçlamalar belli oldu: Hrant Dink'in öldürüleceğine ilişkin ihbarla ilgili gereğini yapmamak, Dink cinayetinden sonra da, suçla ilgili ihmalini gizlemek için, ihbarı yapan Coşkun İğci'ye susması için baskı yapmak.Albay Ali Öz ve Yüzbaşı Metin Yıldız'la birlikte 2 başçavuş ve iki uzman çavuş hakkındaki valilik kararı tebliğe çıkarıldı. Karar gereğinin yapılması için başsavcılığa da ulaştırıldı. İŞTE KARAR • Taraf, valiliğin lüzum-u muhekeme kararına ulaştı: •Albay Ali Öz ve Yüzbaşı Metin Yıldız: Hrant Dink'in öldürüleceği istihbaratı kendilerine ulaştığı halde bu konularda hiçbir şey yapmadıkları, Hrant Dink'in öldürülmesinden sonra gerek ihmallerini kamufle etmek, gerekse öldürülmesinden altı ay önce öldürüleceği bilgisini veren Coşkun İğci'ye bildiklerini kimseye söylememesi için baskı yaptıkları, •Başçavuş Gazi Günay: Gerçeğe aykırı olduğunu bildiği halde haber kayıt ve bilgi formunu yazmak ve bu formu Jandarma Bölge Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı'na göndermek, •Başçavuş Okan Şimşek, Uzman Çavuş Veysel Şahin ve Önder Araz: Hrant Dink'in ölümünden altı ay önce öldürüleceğinin planlandığına dair bilgiyi Jandarma istihbarat görevlilerine veren Coşkun İğci'ye bildiklerini söylememesi konusunda baskı yapmak ve bu eylemin icrası için Coşkun İğci'yle yapılan görüşmeyi 'bilgi almak için yapıldığı' görüntüsü vermek amacıyla gerçeğe aykırı görev sonuç raporu düzenlemek..." KARADENİZ DE UNUTMUŞ • İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in Ergenekon operasyonuna ilişkin iddianamede Danıştay saldırısının yer aldığını açıklaması üzerine gözler davanın görüldüğü Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne çevrildi. Ancak Mahkeme Başkanı emekli yargıç Orhan Karadeniz, Ergenekon soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz ve Başsavcıvekili Hamza Keleş'e "Ergenekon ile Danıştay saldırısı arasında derin ilişki var" diyen tutuklu Osman Yıldırım'ı neden dinlemediklerine ilişkin sorulara "Hatırlamıyorum" yanıtını verdi. ERGENEKON'U TARİF ETTİ • Danıştay davasının kilit sanıklarından Osman Yıldırım, 29 Ağustos 2006 tarihinde, mahkemeye verdiği dilekçede saldırıyı ulusal çevreler ve JİTEM'in azmettirdiğini öne sürmüştü. Bu başvuru bir süre gizli kaldı. Yıldırım, duruşmalarda "Başvurularımı dikkate almıyorsunuz" deyince, kamuoyu Yıldırım'ın JİTEM bağlantılı iddialarını öğrendi. Ancak mahkeme başvuruları ciddiye almadı. DURUŞMADA SUSTU • Yıldırım, davanın karar duruşmasından önce cezaevinde sanık avukatlarından Mehmet Ener'e saldırıyı Ergenekon terör örgütünün azmettirdiğini de söyledi. Ener, Yıldırım'dan duruşmada bunları anlatmasını istedi. Karardan önceki duruşmada, Yıldırım'ın Ergenekon'la ilgili açıklamalarda bulunması beklenirken, Yıldırım susmayı tercih etti. Aynı duruşmada Mehmet Ener, Ergenekon operasyonu ile Danıştay saldırısının ilgisinin bulunduğu yönündeki gazete haberlerine dayanarak, soruşturmanın genişletilmesini istedi. Mahkeme, bu talebi de reddetti. Yıldırım, daha sonra mahkemede neden sustuğunu Ener'e, "Soruşturmanın genişletilmesi talebi reddedilmişti" diye açıkladı. BELGELER GELDİ AMA • 11. Ağır Ceza Mahkemesi avukatların talebi üzerine Ergenekon soruşturmasını sürdüren İstanbul Başsavcılığı'ndan bilgi ve belge istenmesini kararlaştırdı. Üç ay gecikmeyle 14 klasörlük belge geldi. Klasörlerde kimi sanıkların ifadeleri ve ele geçirilen mühimmat ve dökümanlarla ilgili tutanaklar yer aldı. Mahkeme, "Ergenekon ile bağını kanıtlamıyor" diyerek bu belgeleri de dikkate almadı."HATIRLAMIYORUM" • Danıştay davası Ergenekon bağlantısı kurulmadan ve buna ilişkin iddialar araştırılmadan sonuçlandı. İstanbul Başsavcılığı tarafından yürütülen Ergenekon soruşturmasına Danıştay saldırısının dahil edilmesi üzerine gözler Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne çevrildi ve verdiği karar tartışılmaya başlandı. Davayı sonuçlandırdıktan sonra emekliye ayrılan Mahkeme Başkanı Orhan Karadeniz, Taraf'ın "Osman Yıldırım'ın dilekçelerine neden itibar etmediniz" yönündeki sorusunu, "Bu tutumumuzu gerekçeli kararda açıklamış olmamız gerekiyor" diye yanıtladı. Karadeniz, "Bize bir sürü dava geliyordu. Çok sayıda davaya bakıyorum. Şu an Yıldırım'ın dilekçelerini de neden reddettiğimizi de hatırlamıyorum. Biz İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Ergenekon operasyonu ile ilgili gönderdiği yazıları okuduk. Gönderilen dosyaya göre de iki olay arasında bağlantı yoktur yorumunu yaptık" dedi. HERŞEYİ UNUTMUŞ! • Orhan Karadeniz, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen Ergenekon soruşturması kapsamında alınan ifadelerin ve belgelerin bulunduğu 550 sayfalık belgelerin içeriği konusundaki sorulara da "hatırlamıyorum" yanıtını vermişti. Hürriyet Gazetesi'ne "Gelen yazıda bağ kurulamadığı yazıyordu" diye açıklama yapan Karadeniz, Taraf'ın, "Belgelerde böyle bir ibare yok" anımsatması ve 'üst yazıda olabilir mi, üst yazıyı kim imzalamıştı' sorusu üzerine "Belgeler üst yazı ile gönderilmişti. Şu an üst yazıların mahiyetini hatırlamıyorum. Ama Ergenekon belgelerini inceledim ve iki olay arasında bizim mahkeme bağlantı bulamadı" demişti. SAVCI ÖZ DİNLEDİ • Karadeniz'in itibar etmediği sanık Osman Yıldırım, Ergenekon soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz tarafından sorgulandı. Cezaevinde yapılan sorguda Yıldırım, dava bittikten sonra Öz'e Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombalarla ilgili bilgileri aktardı, Savcı da bunu iddianamesine taşıdı. Yıldırım ayrıca Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Hamza Keleş'e de ifade verdi. Yıldırım'ın ifadesinde bombaları Alparslan Arslan'a şimdi tutuklu emekli tuğgeneral Veli Küçük'ün verdiğini iddia etmişti.