Neden halâ dürüst davranamıyoruz ve net, tek sözcüğü kullanamıyoruz? “Katiller!...” dediğimiz zaman gerçeği söylemiş olmayacak mıyız?
Kitle imha silâhlarını öne sürerek Irak petrollerinin ve giderek de Ortadoğu’nun kesişen yollarının kontrolünü eline geçiren ABD & Birleşik Krallık koalisyonu, göz göre göre, Birleşmiş Milletleri de hiçe sayarak, dünya kamuoyunun, halklarının ve tüm dünyada ayaklanan sivil toplum örgütlerinin, gerçekleri bağırmasına karşın insanları katletmediler mi? Bu adamların eski Yugoslavya lideri Milosoviç’den geri kalır ne yanları vardır?
Irak insanları bir hiç uğruna öldürülmediler mi?
Filistin Oteline yapılan saldırıda gazeteciler de bu koalisyon tarafından öldürülmediler mi?
Onca genç asker, yamalı bir savaş nedeni üzerine cepheye gönderilip yok edilmediler mi?
Dünya şimdi bu gerçeğin karşısında ürkmüş, korkmuş ve sinmiş... Karşı çıkarsak ve bu adamları dava etmeye kalkışırsak, ya bizim de başımıza bir şey gelirse diye titreyen bir Avrupa Birliği yok mu? Dünya bu ayıbı daha ne kadar taşıyacak sırtında?
Ve biz bu ayıbı taşımayı sürdürecek olursak, bundan sonra dünyanın başına gelmesi çok olası olan felaketleri nasıl önleyebileceğiz.
Başkanlığı kendinden menkul bir ABD’li ile baş edemiyor mu koskoca dünya?
Uğrunda onca kan dökülmüş olan ABD demokrasisini hiçe sayan G. Bush jr. efendinin başkanlık seçimlerini, hangi anti-demokratik yollardan kazandığını bilmiyor muyuz? Yaşamadık mı?
ABD halkı bu kadar mı zavallıdır? Milyonlarca insanı uyutmayı başaran bir sistemin karşısında, sesini duyurabilecek bir dünya kamu oyu yok mudur?
Afrika’nın kabile liderliğinden bozma devlet başkanlarının, halklarına yaşatmakta oldukları ile G. Bush jr. efendi ile, onun havarisi biçare T. Blair efendinin insanlığa tümüyle yaşatma oldukları arasındaki tek fark teknolojik farklılıktır. Yoksa birisi mobilya sanayiinin ağaçlarını, bijuteri sanayiinin elmaslarını kontrol etmek için insanları palalarla keserken, diğeri uçaklardan yağdırdığı bombalarla suçsuz insanların yaşamlarını felâkete sürüklemektedir.
Bizler dünyalılar olarak, yaşama hakkımıza hep birlikte sahip çıkmak zorundayız. Afrika’nın gözü dönmüş, beyni bulanık iğrenç liderleri ile, Ortadoğu’yu kana bulamayı sürdüren G. Bush jr. efendi ile, onun havarisi biçare T. Blair efendiyi ve onların yardakçılarını aynı kafese sokup, işlemiş oldukları İNSANLIK SUÇLARININ hesabını sormamız gereklidir, yoksa bugün Iraklıların başına gelenlerin yarın bizim başımıza gelmeyeceğini garanti edemeyiz artık.