İstanbul'un Lüfer Bayramı

-
Aa
+
a
a
a

    

Açık Dergi’de tüm dünyadaki Slow Food hareketinin bir parçası olan Fikir Sahibi Damaklar’dan Defne Koryürek’le 19-21 Ekim’deki İstanbul’un Lüfer Bayramı’nı konuştuk. Lüfer Bayramı niye yapılıyor?

Dinlemek için:

İndirmek için: mp3, 20.7 Mb.

16 Ekim 2012 tarihinde Açık Radyo’da Açık Dergi programında yayınlanmıştır.

Açık Dergi Söyleşileri’nin podcast servisine abone olmak için tıklayın.

 ***

Lüfer Bayramı ve etkinlikleri hakkında daha fazla bilgi için tıklayın.

Niye Lüfer Bayramı yapıyoruz?

Bundan böyle her yıl Ekim ayının 3. Cumartesi'si, İstanbul'un Lüfer Bayramı!

Zira;

Ortak Mirasımız İstanbul

Binlerce yıllık tarihi boyunca hemen her daim göç almış; enerjisini ve rengini bu göçlerin getirdiği çeşitlilik sayesinde kazanmış; fevkalade güçlü, fevkalade ışıklı bir çekim merkezidir İstanbul. Öyle ki pek çokları gelmiş, geçmiş, kimi de ama tepelerine, rüzgarına, Boğaziçi'ne, balığına, erguvanlarına, sularına, camiilerine, siluetine aşık olmuş, öyle kalmıştır bu şehirde. Işığından, renginden kaynaklanmaz cazibesi sadece; İstanbul kucaklayıcıdır da. Nereden geldiğine bakmaz, kucak açar herkese. Gelip geçene gösterdiği bu bitmez tükenmez konukseverlik bir yana, İstanbul, ama, herşeyden önce ona sahip çıkanındır..

Oysa 15 milyona dayanmış nüfusu, çılgınca yayılan ve her an biraz daha yükselen binaları, yokolan memba suları, fıstık çamları ve balığıyla, eğer bir durup bakmaz, ona sahip çıkmazsak, geçmişin fotoğraflarında sararan bir anı olmak üzere, bugünlerde.

Lüferin de dahil olduğu "Boğaz'ın Beş Efendisi" üzerine yazan Artun Ünsal'ın verdiği bir röportajda "Bu kitapta ben aslında bir güzelleme yazdım, amacım oydu; ama yer yer bir cenaze marşı havası da var." demesi boşuna değil..

O İstanbul ki kıtaların buluştuğu bir noktada kültürler arası köprü vazifesi görmesi bir yana, 3000 yıllık muazzam geçmişi, imparatorluklar başkenti kimliği ve ekolojik bir koridor olarak fevkalade değerli Bağaz'ı ile, aslında, bir dünya kültür mirasıdır da... Yokolan bir miras, ama. Durup bakmamızı, ona sahip çıkmamızı bekleyen bir miras...

Lüfer İstanbul'un Sembolü

Bu nedenle İstanbul Lüfer'e Hasret Kalmasın ile başlattığımız kampanyamızı, bir adım daha ileriye taşıyor ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin desteği ile başlattığımız İstanbul'un Lüfer Bayramı'na tüm İstanbulluları davet ediyoruz.

İstanbul kültürü, tarihi ve onu bereketli kılan tüm kaynakları ile ortak mirasımızdır.

Dileriz bundan böyle her yıl Ekim ayının 3. Cumartesi'si kutlamayı arzu ettiğimiz İstanbul'un Lüfer Bayramı, lüferle kısıtlı bir bayram olmasın, uskumruyu, fıstık çamlarını, erguvanları, memba sularını, çeşmeleri.. İstanbul'u alsın beraberine; bu bayram İstanbul'a sahip çıkanların gururu olsun, bu gurur da ortak mirasımızın bereketine teminat olsun.

İstanbul Lüfer'e Hasret Kalmasın!