19 Ocak 2008Emine Özcan
Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesinin üzerinden bir yıl geçti. Bugün (19 Ocak) Şişli’de, Agos Gazetesi önünde “Hrant için, adalet için” başlığıyla düzenlenen törene yedisinden yetmişine binlerce insan katıldı. bianet fonda duduk sesi törene katılan gençlere üçü de 17 yaşında olan Deniz, Erhan ve Emel’e, Dink’i, Agos’u ve adaletin nasıl sağlanacağını sordu.
Öldürülmeden önce Hrant Dink’i bilir, Agos’u okur muydunuz?
Deniz: İtiraf edeyim, pek bilmezdim. Agos’u da bugüne kadar hiç okumadım, Dink’in ölümünün ardından hep okumak istedim ama bir türlü olmadı, Agos’un dağıtımı erişimi zorlaştırıyor. Bugün burada mutlaka alıp okuyacağım, bundan sonra da takip edeceğim.
Erhan: Bugün hepimizin içinde bir burukluk var. Çünkü Hrant Dink’i önceden tanımıyorduk, tanıyamamıştık. Keşke o ölmeden önce tanımış ve okumuş olsaydık. Ama bu hep böyle oldu, pek çok aydınla tanışamadan öldürüldüler. 60’ın üzerinde aydın katledildi. Sorun da bu değil mi zaten.
Biz gençlik olarak bilinçliyiz. Ama araştırmaya, sormaya, öğrenmeye kalkıştığımızda devletin baskısıyla karşılaşıyor, engelleniyoruz.
Emel: Ne Hrant Dink’i ne de Agos’u biliyordum. Ölümünün ardından Agos’u bir kez okudum. İnternet’ten araştırdım. Hrant Dink’in düşüncelerini biraz olsun öğrendim. Hiçbir kimse düşüncesi yüzünden öldürülmemeli. Hrant Dink ise verdiği barış ve kardeşlik mesajlarıyla öldürülmeyi hiç hak etmiyormuş. Açıkçası benim etrafımda Ermeni olan kimse yok ama olsa da onlarla barış içinde yaşayacağımdan eminim.
Bugün burada insanlar “Hrant için, adalet için” temennisiyle buluştular. Sizce adalet nasıl sağlanabilir?
Deniz: Halkların kardeşliğini savunan aydınların öldürülmesinin simgesi devletin gözdağı vermek istemesi. Açıkçası düzen bu oldukça adalet sağlanamaz. Daha önceki katliamların gerçek suçluları bulunup cezalandırılmadı.
Erhan: Bu ülkede Kürt ya da Ermeni devletin bütün ırkları artık tanıması, kabul etmesi gerekiyor. Burada çok güzel bir kalabalık var ve ben bundan mutluyum. Liseli Öğrenciler Birliği (LÖBDER) üyesiyim, hep beraber gençler, öğrenciler olarak cinayetler bir daha olmasın diye buraya geldik. Çok çalıştık, okullara gidip tek tek bildiri dağıttık, öğrenci arkadaşlarımıza anlattık, hiçbir eyleme, etkinliğe, Hrant Dink’i anmak için düzenlenen etkinliğe geldiğimiz kadar kalabalık gelmeyi başaramamıştık. Ses gençlere de duyurulmuştu, gençler farkındalar ve “biz de sesimizi duyurabilmeliyiz” diyorlar. Ben kendi adıma söz veriyorum, ‘böyle gelmiş ama böyle gitmesin’ diyerek.
Emel: Adalet nasıl sağlanır bilmem ama bir daha insanların sırf düşünceleri ya da etnik kimlikleri nedeniyle öldürülmelerinin yanlış olduğunu anlatacak şekilde gerçekleşmeli. (EZÖ/TK)