9 Ocak 2012Hürriyet Gazetesi
İnsanlar 2011’i hatırlamak ister mi? Niye istemesin ki, 2011 kıyametin kopmadığı bir yıldı! Bu nedenle, 2012’den de korkmamız gerekmez. Yine de 2011’de yaşanan belli başlı hava olaylarını hatırlatmak isterim. Amerikalılara göre, ABD’de yıla damgasını vuran meteorolojik olay hortumlarmış. Türkiye’de ise geçen yıla damga vuran meteorolojik olay hakkında herhangi bir resmi açıklama yok. Bu nedenle, basın arşivlerini uzun uzun incelememiz gerekiyor.
HAZİRANDA ERCİYES’E KAR YAĞMIŞTI
Çok iyi hatırlıyorum, geçen yıl bugünlerde Erzurum’da Dünya Üniversitelerarası Kış Olimpiyatları’nın açılışı vardı. Açılıştan önce ilgilileri kar yağacak mı korkusu sarmıştı. Açılışa az kala geciken kar yağmış ve olimpiyatlar yapılabilmişti. Bu yıl da örneğin İstanbul’da acaba ne zaman kar yağacak, diye beyaz beyaz düşünmekten edemiyoruz. Kar demişken, geçen yıl İzmir’e 43 yıl sonra martta kar yağmıştı. Yani bu olay 43 yıl sonra tekrarlanmıştı. Bununla beraber, Erciyes’te haziranda, yani yazın görülen kar yağışına da (ben hariç!) şaşıranlar çok ama çok olmuştu.Kayseri ile beraber Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, 80 yıl boyunca görülmemiş ölçüde, en yağışlı nisan yaşanmıştı. Nisandaki bu yağışlar hububat ekicilerinin de yüzünü güldürmüştü. Bu sene de bölgede böyle bir yağışa çok ihtiyaç var.Meteorolojik olaylar maalesef her zaman halkımızın yüzünü güldürmüyor; canımızı yaktığı zamanlar da çok oluyor. Örneğin, geçen yıl ekimde Antalya’da görülen kuvvetli rüzgar ve yağış sonucunda Senirkent ilçesinde 6 kişi sel sularına kapılmıştı. Sele neden olan toplam yağışın yüksekliği metre karede yaklaşık 35 santimdi. Yani metre kareye 350 kilogram yağış düşmüştü. Benzer şekilde eylülün son haftasında gazete haberlerine göre Rize’de 100 yılın yağış rekoru kırıldı. Bu şiddetli hava olayı “Rize 1 günde 1.5 aylık yağış aldı!” şeklinde özetlenmişti. Karadeniz’in sel ile imtihanı hiç bitmiyor!.. İnşallah bu son sınavımız olur.
YILIN METEOROLOJİK OLAYI VE HÜSRAN
Dünyanın uzak bir yerinde olup da bizi de etkileyen bir sel daha vardı. O da Tayland’da olmuştu. Tayland’daki sel yüzünden tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de bilgisayar, elektronik parça fiyatları uçmuştu.Bence 2011’de Türkiye’deki en önemli meteorolojik haber/olayı, Devlet Meteoroloji İşleri (DMİ) Genel Müdürü Mehmet Çağlar’ın, Dünya Meteoroloji Kongresi’nde, Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) Genel Sekreterliği’ne aday olmasıydı. DMİ, kurucu ve aktif üyesi olduğu WMO bünyesinde yer alan teknik komisyonlar ve ilgili çalışma gruplarında faal olarak yer alıyor. Fakat yönetici pozisyonunda hiç bir Türk bulunmuyor. WMO’yu her ziyaretimde İranlı yetkililerin fazlalığı da hep dikkatimi çekmiştir... Neden biz böyleyiz?Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir meteoroloji mühendisinin DMİ Genel Müdürlüğü’ne gelmesiyle Türkiye bu uluslararası göreve uzun yıllar sonra aday olabilme cesareti gösterebilmiş ve önemli miktarda oy almıştı. Geçen sene bir şekilde görevine son verilen ilk ve tek meteoroloji mühendisi DMİ Genel Müdürü’nden sonra Türkiye böyle bir şeyi bir daha hayal bile edemeyecek. Yani dünya, bazı konularda bizim gibi düşünmüyor... Maalesef Türkiye’de çok değerli uzmanlara çok tuhaf yerlerde görev verilebiliyor. (Politikacıların kafası nasıl böyle çalışıyor hiç anlamıyorum!) Halbuki herkes, her şey kendi çevresinde önem taşır. Bu nedenle de atalarımız “taş yerinde ağırdır” demiş...