11 Mayıs 2014Milliyet Gazetesi
Bitkilerle hava ve iklim arasında karmaşık bir ilişki var. Tarımda kontrolü en zor olan, meteorolojik parametrelerdeki değişikliklerdir. Bu değişiklikler elde edilecek ürün miktarını etkiler. Türkiye’de nüfusun büyük bir kısmı, hâlâ üstü açık bir fabrika olan tarımla uğraşıyor. Bu nedenle, Türk tarımının ve dolayısıyla Türkiye’nin başarısı da büyük ölçüde hava şartlarına ve onu ne kadar iyi bilip kullandığımıza bağlı.Genel ve muğlak ifadelerle dolu bilgiler yeterli değil
Halk günlük hava tahminini büyük ölçüde basından takip eder. Fakat halka verilen bilgiler, tarım gibi bir sektörün isteğini karşılayamaz. Örneğin, tarım sektörü hava ve iklim şartlarının ürün fiyatları üzerindeki etkisi, ürün arz ve talebi, toprağın nemi ve sıcaklığı, yağış miktarının tahmini, dolu, kırağı/don tahmini, tarımsal haşerelerin çoğalması, uzun vadeli hava tahminleri vb. ile de ilgilenmek zorundadır.
Gelişmiş ülkelerde yapılan kısa, orta ve uzun vadeli hava tahminleri özel sektör, tarım, halk ve diğerleri olmak üzere dört alandan birini hedefler. Özel sektör ve tarım için gerekli olan hava tahminlerinin çoğu bu sektör ve hava tahmininde uzmanlaşmış özel şirketler tarafından yapılır. Diğer bir deyişle, ulusal meteoroloji servisleri gelişip modernleştikçe, tarımsal hava tahminleri de yerel ve özel şirketlere bırakılıyor.Özellikle Amerika’daki tarım sektörü için, hava tahminlerinin çoğu özel meteoroloji firmalarına abone olunarak temin ediliyor veya tarımla ilgili şirketlerde çalışan meteorolojistler tarafından yapılıyor. Böylece gelişmiş ülkelerde çiftçilere, “tarımsal hava durumu raporları” ile ihtiyaç duydukları çok önemli ve özel bilgiler de verilebiliyor.Bizdeki gibi beş günle sınırlı, büyük bir bölgeyi içine alan genel ve muğlak ifadelerle dolu hava durumu bilgileri çiftçiler için yeterli değil. Örneğin, çiftçinin ekim, dikim, çapalama, gübreleme, sulama, hasat ve ürünlerin kurutulmasını ne zaman yapacağına karar verebilmesi için yerel, güvenilir ve özel hava durumu bilgilerine ihtiyacı var. Özellikle ekim zamanlarında genel hava durumu bilgileri ile birlikte toprak sıcaklıkları ve rüzgar hakkında da çiftçiye bilgi verilmeli. Uygun çimlenme sıcaklığı altında yapılmayan ekimlerde tohumlar çimlenemeden uzun süre toprakta bekleyip çürüyerek büyük zararlara yol açıyor. Rüzgarlı havalarda da tohum tarlanın her yerine istenilen yoğunlukta düşmüyor.
Don riskinin çiftçiler tarafından önceden bilinmesi durumunda sebze, narenciye bahçelerinde ve seralarda ekonomik kayıpları en aza indirgeyebilecek önlemlerin alınması da mümkün. Don ve dolu ile mücadele masraf ve önemli insan gücü gerektirdiğinden, ihbarlar noktasal olarak ve mutlaka yalancı çoban durumuna düşmeden yapılmalı.Tarımda uygulamalara özel tahminler ışığında yön verebilmeliyiz
Hasat zamanında da hava şartları çok önemlidir. Hasat zamanı uzun süre yağış meydana gelirse, tarlaya girilemeyeceğinden ürün hasat edilemeyecek, havadaki fazla nem de hububatın ve diğer ürünlerin kalitesini bozacaktır. Örneğin, nemin yüksek olduğu sabah saatlerinde buğday hasat edilemez. Pamuk hasadı zamanında da yağış, çiy veya kırağı olursa pamuğun kalitesi düşer. Hasat zamanlarında, örneğin fındık toplama sırasında, hava yağışlı ise toplanan işçiler için yapılan masraflar boşa gider.
İlaçların ve gübrelerin heba olmaması için de uyarılarda bulunmak gerekir. İlaçlama birkaç günün yağışsız geçeceği, gübreleme ise yağışa yakın günlerde yapılmalı. Gübre atılıp da uzun süre yağış olmadığı takdirde, hem gübre özelliğini kaybetmekte hem de bitki “yanmakta”dır. Ancak en az bir haftalık noktasal ve doğru yağış tahmini ile çiftçinin gereksiz sulama yaparak masraf etmesi önlenebilir.
Özetle, tarımdaki uygulamalara artık haftalık ve mevsimsel özel tarımsal hava tahminleri ışığında yön verebilmeliyiz..