Felsefe Light - XII

-
Aa
+
a
a
a

Klasik Çağ

"Eğer İranlıları yenersen senin için tanrı olmaktan başka bir iş kalmayacak." Dönemin en ateşli Pan Helenizm savunucusu İsokrates bir sürü başka adamı kışkırtması yetmeyince bu sözü Makedonya kralı Filippos’a söylüyor. Büyük İskender’in babasına yani.

Peleponez yarımadasında işler çok kötü o sıra. Sparta duruma hakim olmuş ama İranlılar bu soylu hakimiyetine karşı sürekli Atinalı tüccarlara para göndererek ayaklanma çıkarttırıyorlar. Sonunda bu işi ne Atina’nın ne de Sparta’nın beceremeyeceği anlaşılınca iş Makedonlara kalıyor. Allahtan o zaman Makedonlar bugünkü iki kayak tesisini bile işletemeyecek beceriksizlikte değiller.

İşte Antisthenes bu çağın ilk kayda değer filozofu. Sokrates’in talebesi. İlginç bir yaklaşımı var. Geliştirdiği felsefi sisteme ‘’kynizm’’ deniyor. Bununla kastedilen ‘’köpeksi bir yaşam’’. Kyon köpek demek Yunanca'da. Felsefenin temeli de bir köpeğin yaşamına özdeş yaşam amaçlamak.

Nasıl yani?

Özgür yani.

Mutluluk mutlak özgürlük ile özdeştir. Kişi kendini bağımlı kılan herşeyden uzak tutmalıdır. Duygusal tasalar insan ruhunu tutsak kılar. Az ile yetinmek zorundasınız. Fakirlik duygusal tat yaşama isteğinden uzaklaştırdığı için kişiyi erdemliliktir.

Sıradan olursanız boş gururdan uzak durursunuz. Uygarlığın yarattığı gereksinimler sizi eşyaya kul eder.

Tek değerli şey bilgidir. Arkhenin bir tanımı olamaz. Arkhe saftır, bileşik ve zor bir madde olamaz. Saf ve bileşiklerine ayrılamayan bir maddenin tanımı ise yoktur çünkü bilmek bir şeyi parçalarına ayırmak demektir. Bildiğiniz şeyleri ögelerine ayırır ve bu ögelerin bileşimi olarak tanımlarsınız.

Bu felsefenin tüm dünyanın tanıdığı çok daha önemli bir temsilcisi var. Felsefe Anadolu'yu terk etti demiştik ama bu Anadolu'dan.

Sinoplu Diogenes

Bu arkadaş Antisthenes'den de tembel. O hiç olmazsa felsefenin kuramlarını kurmaya çalışmış. Bu hazret ise tatbikatçı. Felsefenin militan anarşisti yani.

Diogenes için bilgi dışında insanın ortaya koyduğu herşey doğaya aykırıdır. Toplumun tüm kurumlarına başkaldırır Diogenes. Allahtan bugünkü kadar çok kurum yoktur. O kadar tembeldir ki tarihin yapıt vermemiş tek filozofudur. Enteresan bir olgu bu. Düşünebiliyor musunuz; hiçbir şey üretmemiş bir heykeltraş, hiç çizmemiş bir ressam, hiçbirşey yazmamış filozof.

Garip ama gerçek.

Bunun açıklamasını da son derece ironik olarak yapıyor hazret. "İlkelerini ve kuramlarını yazarsan bu sefer de o ilke ve kuramların tutsağı olursun" diyor. Bu ilkeleri saptamak bile ruhu bağımlı kılar, doğal olandan uzaklaştırır. Aile ve yurttaşlık gibi kurumlar da boş şeylerdir. Doğada yalnız insan vardır. Köle, efendi, ulus ayrımı hep sahtedir.

O zaman buna da uygun yaşayacaksın.

Büyük bir küpten evin olacak, içine bir mum koyacaksın bir de tas. Mumla dolaşırken ne yapıyorsun diyenlere ‘’Adımı arıyorum’’ diyeceksin. Küpünün önünde fazla dolaşanlara da ‘’Gölge etme başka ihsan istemez.’’

Diogenes’i Aristippos takip eder. Onun sorusu da aynıdır ama cevabı değişiktir.

Nasıl bir yaşam kişiyi mutlu eder?

Yanıt çok nettir. Olabildiğince çok hedone. Nedir hedone? Tat ve haz. Hem de doğrudan duyusal tatlar ve hazlar. Yani keyfince yaşamak gerekli. Bunun içinde önce ruhunun uyumunu bozabilecek tüm şiddet ve bağnazlıktan kurtulacaksın. Yani ayıp yok yasak yok. Din ve yurtseverlik katiyen memnu. Üstelik bu hazret de felsefesi ile ilgili öğreti oluşturmaktan ziyade bu öğretiyi yaşamaktan hoşlanıyor. Yani tam bir keyif adamı günümüzün moda deyimi ile. Bu uygulamada da her açıdan Diogenesin tam tersi. Çok gösterişli giyiniyor, çok kazanıp bu kazancın tamamını da dünya nimetlerine ayırıyor Aristippos.

Ben sevdim bu adamı.

Felsefe Light I - XI