Etanol modası iyi güzel de, yağmurdan kaçarken doluya tutulmak da var
12 Mart 2007Ceyda Karan
Artık 'etanol çağına' girdik. Dünya ahalisi olarak küresel ısınmanın ciddiyetini idrak edip, fosil yakıtları külliyen lanetlemeye başladık. Kendimize 'kurtarıcı' olarak biyoyakıtları ve biyoteknolojinin gözdesi etanolü seçtik. Anlaşılan o ki, motorlu araçlarda tek başına yakıt ya da benzine katkı maddesi olabilen etanolün üretildiği şekerkamışı, mısır, soya ile ABD Başkanı George W. Bush'un Amerika'da bolca yetişen şu meşhur dallı darısı, her derde deva 'yeşil enerji' kaynağı görülüp baştacı edilecek. Bugün uluslararası otomotiv fuarlarında biyoyakıtla çalışabilen hibrit araçlar boy gösteriyor. Ünlü Hollywood yıldızları, hibrit araçlarını gururla sergileyip çevrecilik kervanına katılıyor. Yerküremizin sera gazı salınımının yüzde 25'ine, salt gelişmiş ekonomi yüzünden değil, 4x4 düşkünlükleriyle de sebebiyet veren Amerikalılar için yeni moda artık çevrecilik. Ve tabii çevreciliğin olmazsa olmazı etanol. Yıllardır küresel ısınmayı kaale almayan Bush bile "Ey dallı darı.." diyerek etanolün üretildiği bitkilerden 'duacı oldu'. Bush'un ilk adımı da, geçen hafta çıktığı Latin Amerika turunun Brezilya durağında, solcu Devlet Başkanı Lula da Silva ile 'etanol anlaşmasına' imza koymaktı. Malum tropik iklimi devasa şekerkamışı plantasyonlarına elveren Brezilya, 21. yüzyılın etanol devi. Lakin biz çok farkında olmasak da uzmanlar etanol konusunda 'çooook yanılıyorsunuz' demeye, Batı basını da onlara kulak vermeye başladı: Etanol, belki küresel ısınmaya bir nezbe fren olabilir, ama asla çözüm değil ve hayal dahi edilemeyen sorunlara yol açabilir. Ülkelerin küresel ısınmaya karşı Kyoto Protokolü'nü imzalayıp ekonomik yapılanmalarında gerekli önlemleri almak, vatandaşların da ciddi enerji tasarrufuna yönelmek yerine etanole sarılarak hedeften şaşmaması lazım. 'Yahu biz daha etanole gelemedik' demeyin, zira yakında bizi de saracak bu modaya kapılmadan, tartışmalardan haberdar olmakta fayda var. Bunun için Brezilya etrafında kopmaya başlayan fırtınaya bakılabilir. Brezilya, 1925'ten beri şekerkamışından etanol üretip kullanıyor. 1973 petrol krizinden sonra askeri dikta, petrol bağımlılığını azaltmak için şeker sanayiine gaz vermiş. Bugün motorlu araçlarda etanol kullanımı yüzde 80 düzeyinde. Lula yönetimi ülkenin şeker bazlı etanol sanayiine dört yıl için 6 milyar dolar yatırım kararı aldı. Brezilya 2006'da ürettiği 16 milyar litre etanolün yüzde 19'unu ihraç etti. Bu miktar dünyadaki etanolün yüzde 70'ine tekabül ediyor. En büyük alıcı ise ABD. Geçen yıl 1.74 milyar litreyi, Brezilya'nın ihraç ettiği toplam miktarın yüzde 58'ini Amerikalılar almış. Bush'un 2017 itibarıyla benzin ihtiyacının yüzde 20'sini etanolden sağlama planı, Brezilya'dan alınan etanolün 135 milyar litre olmasını gerektiriyor. Brezilyalıların planı 20 yılda etanol ihracatını küresel benzin kullanımının yüzde 10'unu sağlayabilecek hale getirmek. Etanol üretimi 2025 itibarıyla yüzde 67 oranında artırılarak 200 milyar litreye ulaşılacak. Ama bunun için şeker kamışı tarlasına dönüştürülen alanların 6 milyon hektardan 30 milyon hektara çıkarılması gerek. Yani dağa taşa şeker kamışı ekmek icap ediyor. İşte uzmanlara göre bu yüzden Brezilya için ciddi sosyal ve ekolojik felaket çanları çalmaya başladı. Milyonlarca hektara tek bir ürün ekilmesi ekosistemi bozacak, kıtlık ve açlığa sebep olacak. Brezilya, etanole rağmen ormanların yok edilmesi yüzünden zaten karbon salınımında 4. sıradayken, daha fazla talan kapıda. Tarım arazisi için orman yakılması şehirlere kirlilik olarak dönecek. Arazi çatışmaları da cabası... Yine bir başka itiraz biyoyakıtın tertemiz olmadığı. Zira tüm yağlı tohumlar karbondioksit salınımı yapıyor. Independent, biyoyakıt argümanı ve itirazları şöyle özetlemiş: Bir motorda yakılabilecek organik bileşik içeren ürün yetiştirerek, atmosferdeki karbondioksit düzeyine katkı yapmıyorsunuz. Yakıtın yanarken ürettiği CO2 miktarı, bitkilerin büyürken absorbe ettiği miktarla dengede olmalı. Ancak mısır gibi pek çok ürün, aslında gübre biçimi altında ve çiftlik ekipmanlarında kullanılan fosil yakıtların yardımıyla yetişiyor. Bir hesaba göre, mısır ürettiği yakıttan yüzde 30 oranında daha fazla enerjiye ihtiyaç duyuyor. Diğer sorun ürünün yetişmesi için gerekli tarım alanı. Bir hesaba göre, bir 4x4'ün yakıt tankını doldurmak için gereken etanol için ihtiyaç duyulan tahıl miktarı, bir kişinin bir yılda beslenmesi için gerekli miktara denk! Kıssadan hisse 'yağmurdan kaçarken doluya tutulmak' da var...