Dikkat kuraklık var; banyoda şarkı söyleme vatandaş!..

-
Aa
+
a
a
a

11 Şubat 2008Hürriyet Gazetesi

Bu tür bilgiler sadece "havadan-sudan" sohbetlerde kullanılsa aldırmayacağım ama TBMM raporlarında ya da Meclis komisyonlarında da tekrarlanması çok üzücü ve düşündürücü bir durum."Küresel Isınmanın Neden Olduğu Sorunların ve Oluşturduğu Riskin Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan (10/351, 399,417) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Raporu"unda şöyle denilmekte: "DMİ temsilcilerinin Komisyonumuza verdiği bilgilere göre, ülkemizde yaklaşık 6 yılda bir orta, 18 yılda bir şiddetli olmak üzere meteorolojik kuraklık yaşandığı gözlenmektedir..." Bu çok kötü bir ezberdir ve bu bilginin hiçbir faydası yoktur! Artık, kuraklığı düşünüp, değerlendirme yaparken, bu tür ezberlerimizi bir tarafa koymalıyız. Ben bu ezberi bozmayı teklif ederken, aslında yeni ezberler dayatmaya da çalışmıyorum. Benim "mutlak gerçek" olarak kabullenilmesini istediğim tek şey var: Dünyanın, modern meteoroloji biliminin, mühendisliğin değişen ve gelişen çehresini artık doğru kavramalıyız. İSTATİKSEL YALANEğitimimiz sırasında bir derste duyduklarımızı, dost akraba çevresinde işittiklerimizi, daha kötüsü adları "meteoroloji temsilcisi" veya unvanı "meteoroloji uzmanı" olmasına rağmen meteoroloji bilimi ile gerçek anlamda hiçbir ilgisi olmayanların büyük bilim otoritesi edasıyla söylediklerini mutlak doğru olarak kabul edip papağan gibi tekrarlanmasından vazgeçmeliyiz. Bunların yerine yeni ezber aramadan, bilimsel anlamda olayları araştırıp, Çin'de de olsa gerçek uzmanlara ulaşıp, kişilere bağlı olmayan doğruyu ve gerçeği bulup ortaya çıkarmalıyız.Bu yıl dünya iklimi sonbahara kadar etkili olacak, 1989 yılından beri görülmüş en kuvvetli La Nina ile karşı karşıya. Şu anda Çin ve Hindistan'ın kuzeybatısı, Afganistan'ın büyük kısmı, Pakistan, İran ve Türkiye kuru soğuklarla boğuşuyor. Yaz ayları da büyük kuraklıklara gebe. Şu andaki kuru kışlar ile La Nina arasındaki ilişkiyi neredeyse sağır sultan duydu, biz hálá istatistiksel bir yalan 6 - 18 yıllık periyotlar tartışmasıyla, nereden pompalandığı belli olmayan "umutlar" ile avunuyoruz.AYVALARI MI SAYDINIZ?Geçenlerde "2008 tarımda umut yılı" şeklinde çıkan habere de dikkat çekmeden edemeyeceğim: "2008'de kuraklık beklenmiyor. 2007'de tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kuraklık nedeniyle ciddi sorunlar yaşayan çiftçilerimize iyi haber, Türkiye Ziraatçılar Derneği'nden geldi." 2008'de kuraklık beklenmediğini kim söylemiş? Amerikan çiftçileri gibi Türkiye Ziraatçılar Derneği'nin de uzun vadeli hava tahmini aldığı özel meteoroloji bürosu mu var? Yoksa yine daldaki ayvalara mı baktık? 22. Yüzyıl'ın eşiğindeki bir ülkede tarım gibi bir sektöre "umut" ile yön verilebilir mi? Ya da istatistiksel yalanlara bel bağlanabilir mi?Bugüne kadar ülkemizde onlarca sulak alanımızı kuruttuk. Her biri kendi başına bir habitat olan bu alanlar artık birer çöl. Sanayi tesislerinin atık suları ve kanalizasyonlar, büyük ölçüde derelerimize, göl ve denizlerimize arıtılmadan boşaltılıyor. Bazı tesislerin atık suları arıtılsa bile, çıkan kimyasal çamurun ne yapıldığı bilinmiyor. Dokuma boya fabrikaları başta olmak üzere birçok sanayi tesisi, kaçak kuyulardan çektikleri yeraltı suyunu kullanıp kimyasallarla kirletip, başka bir kuyudan toprağın altına pompalıyor. Belediyelerin açtığı yeraltı kuyularıyla kirli sular evlere taşınıyor. Şimdi bütün bunları unutup 6 - 18 yıllık hayali bir çevrimine girmek ya da yağmayan yağışlara umut bağlamak mümkün mü?Durum böyleyken biz hayali periyotlara, hayali kuraklık tahminlerine ya da mart ve nisan yağmurlarına umut bağlayıp, kukla kılıklı hayalet uzmanlara kulak veriyoruz. Bu durumda bence en iyisi Avustralya'da olduğu gibi bir uyarı yapmak: Vatandaş dikkat kuraklık var; banyoda şarkı söyleme!..