Son günlerde, çevirmenlerin kaynak metne ne kadar "müdahale" hakkı olduğu tartışması gazetelerin sanat sayfalarında ve kitap eklerinde yer alıyor. Radikal gazetesinin 24.02.2005 tarihli Kitap ekinde, Celal Üster, çevirmen ve yazarları bu konudaki görüşlerini belirtmeye davet etti.
Bu tartışmalara yol açan iki olaydan biri J.R.R. Tolkien'in Noel Babadan Mektuplar adlı kitabında çevirmenin Istanbul'un fetih tarihi olan "1453" yılını çıkarması, diğeri ise Georges Perec'in Kayboluş adlı romanına çevirmenin yeni bölümler eklemesi.
Tabii bu çıkarma ve eklemeyi, kitapların çevirmenleri kendilerine göre gerekçelerle yaptılar ama bu yazıda gerekçeleri değil de müdahale olayının kendini tartışmak istiyorum.
Bu konuda herhangi bir yorum yapabilmek için öncelikle, çevirisi yapılan metinlerin çeşitleri ve çevirmenlerin çeviri yaparken karşılaştıkları zorlukları yakından bilmek gerekiyor.
Çevirmenin yaratıcılığını kullanabileceği ve hatta kullanması gereken metinler olduğu gibi, hiçbir müdahale hakkına sahip olmadığı metinler de vardır. Edebi eserlerde anlatımın akıcılığı ve üslup ön plana çıkarken, özellikle hukuki, ticari ve teknik konularda içeriğe birebir sadık kalınması akıcılıktan daha fazla önem kazanır. Buralarda çıkarılan veya eklenen herhangi bir kelime, metnin ilgili kişi ve kurumlar arasında bir anlaşmazlığa yol açtığı durumlarda, çevirmeni çok zor durumda bırakabilir. Kullanım kitapçığı, broşür gibi çevirilerde ise yine aslına birebir sadık kalınması şartıyla, kolay anlaşılabilirliği sağlamak için çevirmen tarafından özümsenen anlam, farklı cümle yapılarıyla ifade edilebilir.
Edebi metinlerle şiirlerde çevirmenin yaratıcılığının devreye girmesi, yani metne müdahale etmesi, hem bir ihtiyaç hem de zorunluluktur. Bu tür metinlerde atasözleri ve deyimler yerelleştirilmezlerse kulağa son derece tırmalayıcı ve yabancı gelen cümleler ortaya çıkacağı gibi anlam kaymaları da olacaktır. Edebi metinler arasında belki de çevirisi en zor olan tür bilim kurgudur. Bilim kurguda yazarlar yeni kavramlar ve kelimeler türettikleri gibi henüz kullanılmaya başlanmamış veya hayali teknolojilerden bahsedebilirler. Böyle bir metinde çevirmenin kendi yorumu ile kendi hayal gücünün karışımından, tıpkı yazarın yaptığı gibi yeni kelimeler türetmesi kaçınılmazdır. Akıcılığı sağlamak kadar yazarın üslubunu da mümkün olduğu kadar yansıtabilmek için çevirmen, elinden geldiğince kaynak metindeki kelimelere sadık kalarak, cümlelerle oynayabilir. Zaten eğer bunları yapmıyor veya yapamıyorsa, iyi bir çevirmen olamaz.
Edebi metinlerde çevirmen tarafından işin gereği yapılan yaratıcı olarak da adlandırılabilecek "müdahale" sonucunda yazarın anlatımı belki biraz daha kısa veya biraz daha uzun bir cümleyle ortaya çıkacaktır. Ama burada eksiltilen veya eklenen kelimeler ancak tamamlayıcı, tanımlayıcı nitelikte kelimeler olabilir. Cümlede yer alan bir olgunun, örneğin bir tarihin eksiltilmesi söz konusu değildir. | |
Bazen çevirmen kaynak metindeki cümleleri yapısal veya mantıksal olarak beğenmez ve istenilen anlamın çok daha farklı bir yapı ile tamamen farklı kelimeler kullanılarak çok daha düzgün anlatılabileceğini düşünebilir. Hatta çevirinin aslından daha başarılı bir sonuç vermesi de mümkündür. Böyle durumlarda bile, çevirmenin bu içgüdüsel isteğini dizginleyerek yapacağı "müdahale"yi en aza indirmesi ve mümkün olduğunca aslına sadık kalması gerektiğini düşünüyorum.
Sonuçta çevirmen, kendi özgün yazılarını yazmadıkça, bir yazar sayılamaz ama ona, yaratıcılığını yazıları aslına uygun dönüştürmek için sihirli değnek gibi kullanan, bir sihirbaz denilebilir.
*Tolkien 1920 ve 1943 yılları arasında her yıl çocukları için Noel Baba'nın ağzından yazdığı mektupları resimlemiş, bu mektuplar için zarflar ve Kuzey Kutbu damgalı pullar tasarlamıştır. Daha sonra bu mektuplar Neoel Baba'dan Mektuplar adıyla yayımlandı. Yazıda kullanılan bütün illustrasyonlar Tolkien'a aittir.