Bir avuç küçük cazgır -her zamanki gibi- savaş çığlıkları atacaklar. Dini bütün yüksek makam sahipleri -ihtiyatla ve dikkatle- karşı çıkacaklar... önce. Büyük, kocaman, gabi ekseriyeti halkın mahmur gözlerini oğuşturacak ve neden bir savaş olması gerektiğini anlamaya çalışacak ve, bu arada, azimle ve biraz da içerlemiş, diyecekler ki, “Hem gayrıadil, hem de onursuzca bu; üstelik gerek de yok savaşa.” Sonra bir avuç küçük cazgır daha çok bağıracak. Öte yandan birkaç iyi insan konuşarak ve kalemleriyle savaşa karşı çıkacaklar ve başlangıçta kulak verenler de olacak onlara, hatta alkışlanacaklar, ama uzun sürmeyecek bu; |
Derken, devlet adamları ucuz yalanlar icat ederek kabahati saldırıya uğrayacak devletin üzerine atacaklar, herkes bu vicdan rahatlatan yalanlar karşısında memnun olacak ve onları iyice içine sindirecek, o yalanlara karşı çıkanların söylediklerine kulak vermeyi reddedecek ve böylelikle çok geçmeden savaşın adil olduğuna inanacak ve bu grotesk kendini kandırma sürecinin ardından daha iyi bir uyku çekeceği için Tanrı’ya şükredecek.
Mark Twain, “Gizemli Yabancı” (1910)
Çeviri: Şerif Erol