6 Şubat 2007Soner ArıkanoğluDemet Bilge Ergün
Ogün Samast bu fotoğrafı çektirirken üzerinde iki sim kart vardı. Ne Samsun'da ne de İstanbul Emniyeti'nde 'keşfedilemeyen' bu kartlar cezaevinde bulundu. ANKARA/İSTANBUL - Rakel Dink, eşi Hrant Dink'e veda ederken, onun düştüğü yere sızan kanıyla yanan on binlere yaptığı konuşmasında bu toprakların nice acısını bir cümlenin içine sığdırıvermişti: "Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim." Rakel Dink haklıydı ama, bebeklerden nice katiller yaratan 'gayya kuyusu'nun karanlığı, bu ülkede ilk kez sorgulanmıyordu. O karanlık, Doğan Öz, Cavit Orhan Tütengil, Necdet Güçlü, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Cevat Yurdakul, Turan Dursun, Bedrettin Cömert, Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Çetin Emeç gibi aydınlar öldürüldüğünde; Kahramanmaraş, Sivas, Çorum, Malatya, 16 Mart, Bahçelievler katliamları yaşandığında da sorgulanmaya çalışılmıştı. Ne var ki, her defasında karanlık baskın çıkmış, cinayetlerin, katliamların failleri saklı kalmıştı. Son umut devletin, mafyanın ve siyasetin aynı arabada buluştuğunu ortaya çıkaran Susurluk kazası sonrasında yaşanan gelişmelerdi ki, başlangıçta her şey sır gibi dururken, kısa süre içinde hızla yayılan iddialar, zihinleri altüst etmeye yetti. Sonrasında ne kurulan komisyonlar, ne hazırlanan sayfalar dolusu raporlar, Susurluk'u siyasetçilerin söz verdiği gibi "doğduğu kaynağa" götürmeye yetmedi. Karanlık, yine galip gelmişti.
Yanlış bilgi bir değil Hrant Dink suikastinin ardından ortalığa atılan bilgilerin yarattığı kirlilik de, Rakel Dink'in "sorgulayın kardeşlerim" dediği karanlığın, paçayı kaptırmaya hiç niyetinin olmadığını çoktan gösterdi. İşte Hrant Dink cinayetinde her geçen gün toplumu gerçeklerden uzaklaştıran ve 'bilgi' diye ortalığa savrularak yaratılan toz bulutu içinden, mercekle seçilebilen doğrular ve yanlışlar: Beyaz bere bulundu: Beyaz bere taktığı kesinleşen katilin kimliği araştırılırken, berenin İstanbul'da bulunduğu ve beredeki saç örnekleriyle DNA incelemesi yapılacağı iddia edildi. Ancak bu doğrulanmadı. Bere, babasının ihbarıyla Samsun Otogarı'nda yakalanan Samast'ın yanında çıktı. Esrarengiz kadın: Ogün Samast yakalandığında ortaya atılan iddialardan biri biletini esrarengiz bir kadının aldığıydı. Ancak sanıklar polisteki ifadelerinde bunu yalanladı. Bileti Samast kendisi almıştı. İki sivil polis izledi: İstanbul'da otobüse bindiği andan itibaren iki sivil polisin Samast'ı takip ettiği söylendi. Ancak daha sonra polisin otobüs firmalarının yolcu listelerini kontrol ettiği ve İstanbul-Artvin seferi yapan otobüs için Metro Turizm'den 'Ogün bey' adına bilet kesildiğini belirlediği ortaya çıktı. Polis, biletçiye tetikçinin fotoğraflarını gösterdi ve görevli tetikçiyi teşhis edince polis otobüsün peşine düştü. Takip skandalı: Polis Samast'ın kimliğini, hangi otobüse bindiğine kadar belirledikten sonra izlemek yerine hemen gözaltına aldı. Samast'ın izlenmesi durumunda başka ilişkilerinin de tespit edilebileceği ancak polisin aceleci davrandığı iddia edildi. Otogarda yattım: Samsun'da alınan ilk ifadesinde Samast'ın 17 Ocak'ta otobüse binip, ertesi gün öğleden sonra İstanbul'da olduğu, geceyi de otogarda geçirdiğini anlattığı belirtildi. Samast, İstanbul'da savcı nezaretinde alınan ifadesinde İstanbul'a 17 Ocak sabahı geldiğini ve ardından dayısının Bayrampaşa'daki evine gittiğini söyledi. Cuma namazı: Sızan ilk ifadelere göre Samast, cinayeti cuma namazı kıldıktan sonra işlediğini söylemişti. Samast, İstanbul'da alınan ifadesinde bunu yalanladı. Sim karta ne oldu: Jandarma karakoluna götürülen Samast'ın üzerinde, olayda kullandığı MAP marka tabanca, beyaz bere, Türk Bayrağı, 1 YTL ve bir adet sim kart bulunduğu açıklandı. Tetikçi Samast, İstanbul'da verdiği ifadede, 538'li bir numara kullandığını söyledi. Ancak jandarma karakolunda tutanağa geçirilen sim kartın, 544'lü bir numaraya ait olduğu anlaşıldı. 544'lü sim kartın, Trabzon'da yaşayan M.A. adına kayıtlı olduğu belirlendi. M.A., sim kartın Samsun İl Jandarma Komutanlığı'nda askerlik yapan bir arkadaşı tarafından kullanıldığını anlattı. V.V. adlı er ise kartı 10 gün önce kaybettiğini söyledi. Samsun jandarmasının, üst araması sırasında söz konusu sim kartı yerde bulduğu ve tetikçiye ait olduğunu sanarak tutanağa geçirdiği bildirildi. Bu konu hâlâ araştırılıyor. İki sim kart montun astarında: Samast'ın cezaevine girdiğinde montunda gizlenen iki sim kart bulunduğu iddia edildi. Bu iddialar önce reddedildi. Samast'ın ankesörlü telefonla konuştuğu öne sürüldü. Fakat daha sonra iki sim kartın bulunduğu doğrulandı. Samast'ın Samsun jandarması, Samsun Emniyeti ve İstanbul Emniyeti'nde yapılan aramalarında bu sim kartların nasıl olup da bulunamadığı anlaşılamadı. Cep telefonu kayıp: Otobüsteki görgü tanıklarının Ogün Samast'ın İstanbul'da ve mola yerinde sürekli cep telefonuyla görüştüğünü söylemesine ve otobüsün mola verdiği yerde cep telefonuyla konuşurken güvenlik kameralarınca görüntülenmesine rağmen, Samast'ın üzerinde cep telefonu bulunamadı. Henüz net bir açıklama yok.