Haftanın Sergisi – 36
Eylül’ün gelmesi ile birlikte beklendiği gibi sanat ortamı canlandı. Hatta birbiri ardına bu hafta sergiler açıldı, Borusan Kültür Sanat Merkezi’nde İhsan Basiri’nin “Buharlaşmalar” adlı sergisi açıldı. Akbank Kültür Sanat Merkezi’nde “Şimdi Burada” ve “Alabildiğine Yalın” adlı sergiler açık. Fransız Kültür Sanat Merkezi’nde bu akşam “Kudüs’ü Şerif” adlı bir fotoğraf sergisi açılıyor. Galeri Apel’de Tuğrul Selçuk’un “Hayat Ağacı” adlı sergisi de açık olan sergilerden biri.
Mevsimin ilk sergileri iki bankanın kuruluş yıldönümleri nedeniyle düzenledikleri büyük sergiler. Bir tanesi İş Bankası, 80. kuruluş yıldönümünü kutluyor, diğeri de Yapı Kredi Bankası o da 60. kuruluş yıldönümünü kutluyor. Her iki banka da bu kutlama aktiviteleri arasına koydukları sergi faaliyetleri ile gündeme geldiler. Gerçi iki bankanın arasında sıklet farkı var, biri 80. yılını, diğeri 60. yılını kutluyor ama 80. yılını kutlayan banka sanki biraz bu kutlamalara alışmış gibi çok ciddiye almamış edasında. Yapı Kredi de 5 ayrı sergi ile kutlama faaliyetini sürdürüyor.
İş Bankası’nın düzenlediği sergi “Cumhuriyetin İlk Ressamları” adlı bir sergi. Cumhuriyet’in ilk kuşağı, Cumhuriyetin ilk yıllarında devlet, burs ile yetenekli öğrencileri Avrupa’ya gönderiyor, bu öğrencilerden tamamlayıp gelenler arasında yer alan Şeref Akdik, Mahmut Cuda, Cevat Dereli, Refik Epikman, Muhittin Sebati’nin eserleri İş Bankası Kibele Sanat Galerisi’nde izlenebilir. Bu sanatçıların 60 adet eseri var. Bu sergiye dair gitmeden önce benim şöyle bir kanaatim vardı; Bunlar madem Cumhuriyet’in ilk ressamları, Cumhuriyet ideolojisi ile yetişmişler ve o ideolojiyi yansıtan resimler bulacağız, öyle zannederken bu kapsamda ancak 2-3 eser var, onlar da Şeref Akdik’in ve Refik Epikman’ın bir resmi, onun dışında niye biraya geldiği pek de belli olmayan, bildiğimiz Boğaz manzaraları, natürmortlar, vs. den oluşan bir sergi. Serginin içeriği ile başlığı arasında benim hissettiğim bir uyumsuzluk var; bunu da dile getirmeden edemeyeceğim.
Yapı Kredi’nin ise birkeç tane sergi var, en önemlisi, “Ben Mehmet Siyah Kalem İnsanlar ve Cinlerin Ustası”. Diğer üç tanesi de, ‘Altının İktidarı İktidarın Altınları’ adlı kendi koleksiyonlarından oluşturulan sikke sergisi. Yapı Kredi’nin sikke koleksiyonu Akdeniz coğrafyasında M.Ö. 6. yüzyıldan günümüze kadar oluşan paralardan oluşuyor. Bir Alman fotoğrafçısı Stephan Moses’in “Alman Yaşamı” başlıklı bir sergisi var. Bir de tarih meraklılarının ilgilenebileceği Kanuni’nin Viyana seferi sırasında fethettiği Estergon Kalesi’nin sancağı sergileniyor, “Al Yeşil Gölge”.
Benim üzerinde duracağım sergilerden iki tanesi, bir hanedan ressamı olan Abdülmecit Efendi’nin sergisi ile “Ben Mehmet Siyah Kalem, İnsanlar ve Cinlerin Ustası” adlı sergi. Abdülmecit Efendi hanedanın son prenslerinden, sanata, resme ve müziğe de meraklı. Eserleri kendisinin yaşadığı Abdülmecit Köşkü’nde sergileniyor, 35 adet yağlıboya ile 25 tane desen. Fakat buraya gidebilmek için bir randevu almanız lazım. Ben buraya gelmeden önce bir randevu almaya çalıştım, sergiyi henüz görmedim, Pazar günleri dolu oluyor, onu söyleyeyim. Dinleyicilerimizin hafta içleri belki randevu almaları mümkün. Bu sergiyi izlemek isteyenler 252 47 00’dan randevu alabiliyorlar.
da hâlâ sürüyor; sırf bu nedenle bile bu sergiyi izlemek çok enteresan, gördüğünüzde dehşete kapılmamak mümkün değil. Tahminen tarih 14-15. yüzyıl arası, o yüzyıllarda böyle bir muhayyile... Orta Asya’da Semerkant civarlarında yapıldığı tahmin ediliyor, orada yaşayan birinin ya da birilerinin –çünkü birden fazla kişinin yapmış olması ihtimali de varmış- böyle bir muhayyileye nasıl eriştiği konusunda herkes şaşkın. İnanılmaz bir şey, beni dehşete düşürdü doğrusunu isterseniz. Bu hafta şiddetle önermek istediğim “Ben Mehmet Siyah Kalem İnsanlar ve Cinlerin Ustası” sergisinde toplam 47 tane orijinal eser sergileniyor, sergilenmeyenlerin ise dijital baskıları yapılmış, Kâzım Taşkent Galerisi’nin üst katında sergileniyor. Doğrusu orasını çok uygun bulduğumu söyleyemem, orada böyle bir Fransızların “band designe” dedikleri bir çizgi roman edası var ki yapılan esere fazla müdahale gibi duruyor, orijinal eserlerin sergilenmesinde gösterilen özen ve ihtimam orada sanki yeteri kadar uygulanmamış gibi geldi bana. “Ben Mehmet Siyah Kalem İnsanlar ve Cinlerin Ustası” adlı sergi ise gerçekten bütün sanatseverlere, sanat sevmeyenlere mutlaka görmelerini tavsiye edeceğim bir sergi. Bir kere bu sergilenen eserler Topkapı Hazinesi’nin müzesinde yer alıyor, bunlar Fatih Albümü olarak bilinen bir minyatür albümünde yer alan eserler. Bilim adamalarını 100 yılı aşkın bir zamandır meşgul eden bir konu; bunları kimin yaptığı, ne zaman yapıldığı, hangi tekniklerle ve hangi üslupla yapıldığı konusunda bugüne kadar oluşmuş bir ortak fikir yok. Tartışmalar
Açılacak olan diğer sergilerden de söz edeyim; Aya İrini’de “Buluşma Noktası Modern Sanat” adıyla bir sergi açılıyor, eğer Türkiye-Yunanistan arasında düzenlenen çağdaş sanat sergilerinden bıkmadıysanız... Ayrıca Dolmabahçe Sarayı’nda doğumunun 150. yılı nedeniyle sarayımızın ressamı Fausto Zonaro’nun eserleri sergilenecek. Bir de müze açılışı var, biraz uzakta, Bayburt’un Bayraktar Köyü’nde Hüsamettin Koçan, Baskı Müzesi Halk Sanatları Araştırma Uygulama Merkezi’nin ilk etabının açılışını yapacak. Buradan Bayraktar Köyü’ne nasıl gidiliyor diye merak edenler 292 13 13’ten sorarak öğrenebilirler.
(16 Eylül 2004 tarihinde Açık Radyo’da Açık Dergi programında yayınlanmıştır.)