Baskın Hoca'nın gömleğinin altında ne var?

-
Aa
+
a
a
a

4 Haziran 2007Rıdvan Akar

Ben Baskın Hoca'nın öğrencisi olmadım.

Ama ondan çok şey öğrendim. İlk öğrendiğim, ilkeli ve dik durmaktı. Eğilip bükülmemek, inandıklarını şakkadanak karşısındakine söyleyebilmekti.

Ben Baskın Hoca'dan bir devlet hastalığı, milliyetçiliğin "öldüren" yan etkilerini, azınlıklar konusunda politika üretmeyi, "düzen değiştiğinde düşünürüz" türünden erteleme-ciliğe karşı, somut, elle tutulur çözüm sunmayı öğrendim.

Kitaplarını okudum.

Ben Baskın Hoca'da bir zamanlar örnek alınan Mülkiyeli hoca geleneğinin son izlerini gördüm.

Titiz ve her şeyi detayına kadar sorgulayan bir bilim adamının şüpheciliğini gözledim.

Rüzgara karşı yürümesini sevdim.

Şimdi Hoca Meclis'e gidecek. "Gidecek mi?" demeyin gidecek...gi-de-cek.

Bu memleketin en yapısal, en kronik ve en dokununulmaz konularında elinde çekiç, tabu kıracak.

Memurlar dayak mı yedi? Kadınlar gaz mı soludu? Hoca kürsüden hesap soracak.

Anlı şanlı öğrencileri, hani şu "o solcular" kendilerine çeki düzen verecek, "gibi yapmaktan" -belki de- vaz bile geçecek.

O geyik derisi, cart kırmızı koltuklara ayar çekecek.

Emekçilerin maaşını,

İşsizlerin çığlığını,

İşçinin sendikasız çıplaklığını,

Kadınların tore isyanını,

Çocukların geleceğini,

Gençlerin geleceğini,

Babaların eve götüreceği ekmeğin gramajını,

Sanatçının mahkeme sancısını,

Sinemanın sansür belasını,

Öğretmenin sürgün cezasını,

Tüketicinin bozuk gıdasını,

Doktorun rekor hastasını,

Annelerin o akşam ne yemek yapacağını,

Kürtlerin dil belasını,

Gayrimüslimlerin tehdit kaygısını,

Bir emeklinin maaş sadakasını,

Polisin "pek yasal" cop dayağını,

Askerin e-muhtırasını,

Kentlinin yeşil sevdasını,

Özelleştirmenin yağmasını,

Bürokrasinin "bugün git, yarın gel" ayaklarını,

Yargının siyasetin elindeki prangasını,

Çiftçinin kredi kabusunu,

Çevrenin boklu deresini,

Aydının 301. madde cenderesini,

Velhasıl-ı kelam, bu ülkenin derdini kendi derdi bilecek.

Ben Hoca'nın gömleğinin altındaki gördüm.

Fanila mı dediniz?!

Bilemediniz!

Ben orada, sol göğsünün altında hiç karar-mamış bir cevahir gördüm.

Parıldıyordu...

http://www.birgun.net/bolum-73-yazar-57.html