3 Mart 2005
BİA (Atlanta) - ABD'deki 160'ı aşkın insan hakları örgütünün oluşturduğuABD İnsan Hakları Ağı , başkan George W. Bush'a seslenen bir memorandum yayınladı. Belge, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2004 İnsan Hakları Raporu'nun ardından, ABD içindeki insan hakları uygulamalarını ve ihlallerini ele alıyor."Başkan Bush'a İnsan Hakları Uyarısı" başlığını taşıyan belge, ABD'nin hem uluslararası düzeydeki hem de ülke içindeki hak ihlallerini ele alıyor ve Bush yönetiminin bu konulara acil olarak el atmasını talep ediyor.İnsanlık dışı uygulamalar Rapora göre, gerek ABD'deki, gerek diğer ülkelerdeki insan hakları savunucularının endişeyle izlediği ABD uygulamaları şunlar:
* ABD ordusu, Irak, Afganistan ve Guantanamo Körfezi'nde, sistemli olarak işkence uygulamış, küçük düşürücü ve insanlık dışı muamelelerde bulunmuştur. Yüzlerce kişi, süresi belirsiz olarak, mahkemeye çıkarılmadan, ve çoğunlukla da gizli olarak tutuklanmıştır.* Duruşmalar yeterli şeffaflığa sahip olmayan ve işlemlerin güvenli olmadığı askeri mahkemelerde görülmüştür.* Yabancı uyruklu kişiler, büyük olasılıkla işkence görecekleri başkaca ülkelere aktarılmıştır.* İşkenceye ve gaddarca, insanlık dışı ve alçaltıcı muamelelere dek varan zorlayıcı ve güvenilmez sorgu teknikleri savunulmuş ve desteklenmiştir.* ABD'deki sayısı bini aşkın göçmen, 11 Eylül'ün hemen ardından, keyfi, ayrımcı ve temel insan haklarını ihlal eder bir tavırla bir araya toplanmıştır. Onaylanmayan uluslararası insan hakları sözleşmeleri Belgenin değindiği bir başka konu da, ABD'nin en önemli uluslararası insan hakları sözleşmelerinden yarısını onaylamamış olması: * Çocuk Hakları Sözleşmesi (ABD ve Somali dışında, dünyanın bütün ülkeleri tarafından onaylandı)* Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi - CEDAW (BM'nin yüzde 90'ından fazlası, yani 177 ülke tarafından onaylandı)* Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi (149 ülke tarafından onaylandı)* Roma Uluslararası Adalet Mahkemesi (97 ülke tarafından onaylandı) ABD içinde insan hakları ihlalleri Belge, çeşitli kategorilerde, ABD içindeki insan hakkı ihlallerini ayrıntılarıyla sıralıyor ve çözüm önerileri sunuyor. Ana başlıklar özetle şöyle: Sivil ve siyasi haklarABD'nin 1992'de onayladığı Uluslararası Sivil ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (ICCPR), herkesin, özgür olma ve kişisel güvenlik hakkını tanıyor. Bu haklar, tutuklanan kişilere tutuklanma nedenlerinin açık bir şekilde ifade edilmesini, makul bir süre içinde de mahkemeye çıkarılmalarını zorunlu kılıyor. ABD'nin Her Türlü Irk Ayrımcılığının Önlenmesi Sözleşmesi'ni onaylamasının üzerinden on yıl geçti. Oysa, ABD nüfusunun toplamda yalnızca dörtte birini oluşturmalarına karşın, hapishanelerdeki yetişkin nüfusun üçte ikisi Latin Amerika ve Afrika kökenli Amerikalılar. ABD nüfusunun dünya nüfusunun yalnızca yüzde 5'i oluşturmasına karşın, ABD'deki mahkum sayısı, bütün dünyadaki mahkum sayısının yüzde 23'ü.Yönetim, göçmenlerin, beyaz olmayan insanların, Amerika yerlilerinin, engellilerin, kadınların, eşcinsellerin, biseksüellerin ve cinsiyet değiştirenlerin adalet sisteminde, işyerlerinde, okullarda ve diğer kamu alanlarında uğradığı sürekli ve sistematik ayrımcılığa yönelik politikalar geliştirmemiştir.Ayrımcı politika ve uygulamalar "terörle savaş" sırasında da kendini göstermiştir. Başkan Bush'un yabancı uyrukluların yargılanmasında askeri mahkemelere yetki veren askeri buyruğu onaylamasıyla, bu mahkemeler zor kullanılarak elde edilen kanıtları değerlendirme ve temyiz olanağı olmayan idam cezaları verebilme yetkisine sahip olmuştur. Bu mahkemelerde yalnızca yabancı uyruklular yargılanıyor. Çocuk haklarıYalnızca ABD ve Somali tarafından onaylanmayan Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi, "çocukların tutuklanmasının, alıkonmasının ve hapsedilmesinin ancak son çare olarak kullanılmasını ve bu durumun da uygun olan en kısa sürede sona erdirilmesini" zorunlu kılıyor.Sözleşme, çocukların yararına olmadıkça, çocukların yetişkinlerle aynı yerlerde alıkonamayacağını da belirtiyor.Bu zorunluluklara karşın, ABD çocuk saldırganların şartlı tahliye hakkı olmadan ömür boyu hapis cezası verilebildiği ülkelerden biri. Ülkede, bu durumda olan çocukların sayısının binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Dahası, ABD, uluslararası sözleşmeleri, çocuklara idam cezası verebilme çekincesiyle kabul etmiş durumda.Hapisteki çocuklar, aşırı kalabalık, sağlıksız ve insanlık dışı koşullar nedeniyle hastalıklara -tüberküloz, HIV/AIDS ve hepatit- açık durumda. Yetersiz sağlık koşulları nedeniyle bu hastalıklar genellikle tedavi edilmiyor. Öte yandan, gerek federal, gerek eyalet hapishanelerinde, hapishane hizmetlerindeki işletmelerin çoğu kâr amaçlı çalışan, özel sektöre verilmiş durumda. İdam cezası 1987'den bu yana, yılda ortalama dört ülke idam cezasını kaldırıyor. Çocuklara idam cezası veren ülkeler ABD, Çin ve İran.ABD'de 3 bin 400'den fazla kişi, idam cezasının infazını bekler durumda. 1976'dan bu yana 118 kişinin idam cezası suçsuzlukları kanıtlandığı için kaldırıldı. İdam cezasının infazını bekleyenlerin yüzde 54'ü ırksal azınlıklara mensup. Örgütlenme ve sendika kurma hakkı Uluslararası Sivil ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, "herkesin başkalarıyla örgütlenme hakkını, kendi çıkarlarını korumak için sendika kurma ve sendikaya üye olma hakkını" tanıyor. Bu hak, aynı zamanda, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) bir dizi sözleşmesiyle de korunuyor.İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) 2000 raporuna göre, 90'lı yıllarda "sendika seçimlerinde yer alan her 18 işçiden biri işten çıkarmayla ya da sendikadan soğutacak ayrımcı uygulamalarla karşılaşıyor."Aynı rapora göre, ABD'deki işverenlerin gösterdiği sendika karşıtlığı, başka hiçbir Batılı sanayileşmiş ülkede yok.Araştırmalara göre, işyeri yöneticilerinin yüzde 53'ü, işyerlerindeki herhangi bir sendikal örgütlenme girişimine karşı çıkacaklarını söylüyor.Sağlık hakkıSağlık hakkı birçok uluslararası sözleşme tarafından tanınıyor ve güvence altına alınıyor. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi'nin 14 numaralı genel yorumu, "zamanında ve uygun sağlık bakımı hakkını" tanıyor. Bu hak, "güvenli ve içilebilir suya erişim hakkını, yeterli sağlık korumasını, yeterli oranda güvenli gıda, beslenme ve barınmanın sağlanmasını, sağlıklı işyeri ve çevresel koşullarını, cinsel ve üremeye dair sağlık da dahil olmak üzere, sağlık bakımına dair eğitime ve bilgiye erişim hakkını" tanıyor.Buna karşın, çoğu çalışır durumdaki 45 milyon kişi sağlık bakımına erişimden ve satın alınabilir düzeydeki sağlık sigortası olanaklarından yoksun.Kırsal alanlarda, yoksul bölgelerde ve azınlık gruplarında sağlık hizmeti çalışanı yetersiz.İlaç fiyatları, hastaların, ihtiyaç halindeki insanların satın alabileceğinin çok üzerinde.Fon ve hizmetlerdeki kısıtlamalar nedeniyle, sayısız kadının doğumla ilgili sağlığı tehdit altında.Dünyanın diğer ülkelerinin tersine, bu sistemsel aksaklıkların nedeni kaynak sıkıntısı değil.ABD'deki kişi başı sağlık harcaması, dünyanın diğer sanayileşmiş ülkelerinden daha fazla. Fakat bu harcama, topluma eşit oranda dağılmıyor. ABD sağlık kaynaklarının dağılımı, hakkaniyet açısından bakıldığında, dünyada 55. sırada.Sağlığa insan hakları açısından bakmak, sağlık hizmetini bir kamu konusu olarak görmek demektir; özel bir kazanç değil.İnsan hakları standartları, özel teşebbüsün, yani sigorta şirketlerinin, ilaç şirketlerinin ve hastanelerin sağlık hakkını güvenceye alma sürecindeki rollerini tam olarak üstlenmesini gerektirir.Barınma hakkıUluslararası sözleşmeler, güvenli, yaşanabilir ve satın alınabilir bir evde, zorla tahliye edilme riski olmadan yaşama hakkını güvence altına alıyor.ABD'de, verili herhangi bir günde, 840 bin kişi evsiz.Verili herhangi bir yılda, 3,5 milyon kişi evsizlikten etkileniyor. Bunların 1,35 milyonu çocuk.12 milyon kişinin -nüfusun yüzde 6,5'i- hayatlarının bir döneminde evsiz kalacak. Bunların dörtte biri çocuk.Evsizlerin yüzde 37'si çocuklu aileler. Bir hükümet araştırmasına göre, evsizlerin yüzde 44'ü tam zamanlı ya da yarı zamanlı çalışsalar da, bir evde oturacak ekonomik düzeyi tutturamıyor.Eğitim hakkıEğitim hakkı, hem temel bir hak, hem de diğer temel hakları mümkün kılan bir pozitif statü hakkı. ABD eğitim sistemi, derin eşitsizliklerle dolu. Bazı insanlar üst düzey, kaliteli eğitim alabilirken, bazılarıysa okur yazarlık eğitimini ancak satın alabiliyorlar.Öte yandan, uluslararası insan hakları hukukunu ihlal eder şekilde, on binlerce genç insan, göçmen belgeleri olmadığı, neredeyse hiçbir finansal yardıma erişemedikleri ve kendilerini destekleyecek çalışma koşulları olmadığı için, üniversite eğitiminden yoksun kalıyor. Adil ücretlerle, güvenli ve makul koşullarda çalışma hakkıEkonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar, herkesin, emeğinin karşılığını alarak, adil ücretlerle, kendisinin ve ailesinin saygın bir yaşam sürmesine yetecek, güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarında çalışma hakkını tanıyor.ABD'deki insanlar, dünyadaki diğer bütün sanayileşmiş ülkelerden (Japonya dahil) daha uzun mesai saatleriyle çalışıyor. Bu fazla mesai saatlerinin çoğu zorunlu. ILO'ya göre, adil çalışma koşulları, haftada 40 saat çalışma süresini öngörüyor.Uzun çalışma sürelerine karşın, ABD'de yaşayanlar temel yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayamıyor.Dört çalışandan biri, yani yaklaşık 30 milyon kişi, yoksulluk sınırında yaşıyor. Asgari ücretin reel değeri, 1968'den bu yana, yaklaşık yüzde 40 oranında düşmüş durumda. (TK)Derleyen: Tolga Korkut