Barut Komplosu ya da Şenlik Ateşleri

-
Aa
+
a
a
a

Yıl 1605. Kraliçe 1. Elizabeth'in ölümünün ikinci yılı. 4 Kasım gecesi. Londra sokakları telaşlı adımlara sahne. Sessizce köşeleri kollayan genç bir adam Parlamento binasına girmeyi başarıyor. Amacı binayı havaya uçurup Londra Kulesi'nde tutsak olan Sir Walter Raleigh ve arkadaşlarını kurtarmak. Bu komplo için arkadaşları ile birlikte Nisan'dan beri hazırlanıyorlar. Ancak aralarında hainler olduğunun farkında değiller. Genç adam tam zindanlara varmışken yakalanıyor ve tarih yeniden yazılıyor. Yakalanan bu adamın adı Guy Fawkes.. Olayın beyni ve eyleme koyucusu olarak biliniyor. Yakalandığında yanında tam yirmi varil barut bulunuyor. Uzun sure ağır işkenceler görüyor Guy Fawkes. İşkenceye dayanamayıp konuştuğunda yetkililer onun parlamento binasını, Kral 1. James'i ve parlamento mensuplarını, bakanları havaya uçurmayı amaçladığını ve bu amaçla binanın bodrumlarını barutla donatmak için orada bulunduğunu öğreniyorlar. Düzene karşı çıkan herkese yapıldığı gibi Guy Fawkes da "Hain" olarak yargılanıyor. Asıl adı Guido Fawkes bu "hain"in. Tarihin bütün başarısız isyancıları ve komplo düzenleyicileri gibi şansının rüzgarı tersine döndüğü için "kahraman" yerine "hain" adı ile anılacak Fawkes o günden sonra. York'lu bir Anayasa Mahkemesi yargıcının oğlu Guy. Babasi Edward ona doğruluğu öğretmiş. Dokuz yaşına kadar kız kardeşleri Elizabeth ve Anne ile Stonegate'teki evlerinde mutluymuşlar. 1578'de başladığı St Peter's okulunda Jesuit eğitimi görmüş Guy. Ancak 1579'da Edward Fawkes olup anneleri Edith Scotton'li Bainbridge ailesinden biri ile evlenince Fawkes'larin kaderi yazılmaya başlamış. O günden sonra Guy'u Katolik olan üvey babasının etkisi altına aldığı sanılıyor. Guy 21 yaşına geldiğinde aileden ona kalan mirası satıp savmış, orta İngiltere'deki Katolik birliklere yazılmıştı. On iki yıl boyunca Hollanda'da ordu hizmeti yaptı. Madenlerde çalışmışlığı vardı, o yüzden barut kullanmayı, tünel kazmayı iyi bilirdi. 1603'te Calais kuşatması sırasında Fawkes İspanya Kralı II. Philip'ten İngiltere'deki Katoliklere yardım etmesini istedi. O dönemde İspanya'dan İngiltere'nin işgalini isteyen Christopher Wright'la da tanıştı. Guy Fawkes 25 Nisan 1604 günü İngiltere'ye Thomas Wintour'la döndü. Duck ve Drake Hanında Robert Catesby ile buluştular. O gece parlamento binasını havaya uçurmanın planları yapıldı. Roma Katolik kilisesi mensubu olan bu üçlü Kral James'in yönetiminden memnun değildi. İskoç Kraliçesi Mary Scott'un oğlu olan James Katoliklere gereksiz dini özgürlükler tanıyordu. Bu gidişe bir dur demenin zamanıydı. Daha sonra kralı öldürmeyi amaçlayan Robert Catesby önderliğindeki dört kişilik bir başka gruba katıldılar. Eğer Catesby gruba başka Katolikleri de katmasaydı belki de plan başarılı olacaktı. Ancak yeni üyelerden Francis Tresham kayınbiraderi Monteagle Lord'una o gün Parlamentoya gitmemesini uyaran bir mektup yazarak komployu açığa çıkardı. Fawkes yakalandığı 5 Kasım gecesi hemen yargılanmaya başlandı. Ağır işkence ve sorgulamayı içeren yargılaması sırasında Fawkes'un şunları söylediği kaydedilmiş: "Olay artık geçmişte kaldı, şimdi yaptığından dolayı üzgün, çünkü Tanrı'nın henüz bizim yanımızda değil".. Bu Fawkes'un amaçlarının Tanrı tarafından da onaylanmadığının kabulü anlamına geliyor. Biraz bu hayal kırıklığından, biraz da işkenceye dayanamayışından olsa gerek, Fawkes sorgulama sırasında arkadaşlarının adlarını teker teker vermişti. Guy Fawkes suçlu bulunarak 31 Ocak 1606 tarihinde asılarak öldürüldü. Tarihe "Barut Komplosu" (Gunpowder Plot) olarak geçen bu olay bir şekilde kimlik kazanmalı idi. Parlamento hemen ardından 5 Kasım gününü bu hainlerden kurtuluş günü olarak ilan edip, bu günün her yıl bir tür Şükran günü olarak kutlanmasını kararlaştırdı. 5 Kasım gecesi Londra'da coşkulu şenlikler vardı. Ülkelerinin "hain"lerden kurtuluşunu kutluyordu insanlar. Günün anısına bir de şiir yazıldı. Uyaklı bu şiir o günden bugüne ateşlerin üzerinden atlayan herkesin dilinde dolaşır oldu. Hatırlayın, hatırlayınKasım ayının beşiniBarut ihanetini ve komployuHiç bir neden yokUnutmamız için Barut ihanetini(Remember, remember The 5th NovemberGunpowder treason and plotWe see no reason Why gunpowder treasonShould ever be forgot!")Öte yandan Keltlerin yeni yıl kutlama gelenekleri arasında ateş yakmak var. Kökleri çok eskilere dayanan Samhain kutlamaları sırasında kötü ruhları uzak tutmak için yakılan ateşler "Barut Komplosu" ile birleştirilmiş yeni bir kimlik kazanmıştı. Suçlu adam Guy Fawkes'i her yıl bir kez daha cezalandırmak için kuklasını yapıp ateşe vermeye başlamış insanlar. Sokaklarda çocuklar "Şu garibe bir Penny" diyerek kapı kapı dolaşmaya başlamışlar. Ingilizcesinde "Penny for a Guy" olan bu cümlede Guy Fawkes'un adına gönderme yapılarak bir alegori de yapılmış oluyordu. Toplanan paralar ise ateş gösterilerine gidiyordu. Zaman içinde "Ateş Gecesi" (Bonfire Night) adını alan bu şenliklerin yıllar içinde kimliği de çok değişti elbette. İşin içine tecimsel kaygılar, teknoloji girdi. Kentler, kasabalar en gösterişli şenlikleri düzenlemekle övünür oldu. Örneğin Sussex'in Lewes kasabasında dillere destan şenlikler düzenlenmekte. Guy Fawkes'un kuklaları nerede ise bir ev yüksekliğine ulaşıyor, koltuğunun altında gerçek bir barut fıçısı bulunduran bu kuklanın yakıldığını düşünebiliyor musunuz? Birkaç yıl önce de dünyanın en büyük ateşten çarkını yapmışlardı. Böyle büyük bir ateş gösterisi olur da bu olay politik gösterilere konu olmaz mı? Gündemi yansıtmaz mı? Her yıl o yılın politika gündeminde olumsuz kişilik olarak boy gösteren kişilerin kuklası yanmaktan kurtulamıyor. Örneğin 1980'lerin sonlarında Deli Dana çok kullanılmış bir figürdü. Battle kasabası ise "Biri Bizi Gözetliyor" programının moda olduğu yıl dev bir televizyon ekranı yakmıştı.Olay deniz aşırı boyutlara ulaştığı için Maryland'den de bu yılın favori nefret figürünün Yaser Arafat olduğu yolunda duyumlar alındı. Tabi bütün bu günün modası konuları kat be kat aşan favori figürler var. Örneğin 1555 ile 1557 yılları arasında 300 kadar Protestanı yakan Sekizinci Henry'nin kızı Mary. Tarihe "Kanlı Mary" olarak damgasını vuran bu kraliçe ulusun her zaman nefret ettiği figürler arasında. Bu kadar yaygın kutlanan olayın protestocuları da olacaktı elbet. Örneğin kimi Katolikler Lewes'te her yıl yakılan Papa kuklasını dini duygularına saldırı olarak niteliyorlar. Ancak bu tur protestolar azınlıkta kalıyor. Şapkadan Saddam çıktı Hastings kasabası "Şenlik Ateşi"ni bu yıl biraz erken yaktı. "Savaşa Hayır" kampanyası çerçevesinde George Bush'la Tony Blair'in şapkadan Saddam Hüseyin'i çıkaran dev kuklalarını ateşe verdi. Şenlik komitesi başkanı Keith Leech, ateşin aslında hükümetlerin değil, kamuoyunun nabzını yansıttığını söylüyor. İşte bu yüzden de eski başbakanlardan John Major'la ilişkisini afişe ederek gündeme gelen eski politikacı Edwina Currie'nin kuklasını yakmayı planlayan Kent'in Edenbridge kasabası sakinlerinin bu aşkta kimin yanını tuttuklarını kestirmek güç değil. Lewes kasabası ise bu yılın kuklasını sır gibi saklıyor ama gelen söylentiler onun da Currie olduğu yolunda. Kimi yerlerde mütevazı, kimi yerlerde muhteşem ateşler yakılacak bu gece. Ama mutlaka bir ateş yakılacak. Kimileri günler öncesinden evinde yakılmasını istediği neyi varsa getirmiş, köy meydanlarına yığmaya başlamış bile. Bu yığınlar arasından neler yok ki...Yataklar, yorganlar, masalar, sandalyeler. Köyün gençlerine eğlence. Eskiye özlem yaşayanlar ateşlerin küllerine patatesler gömecek, sislerde sosisler kızartacaklar ve artık eski "Şenlik Ateşi" gecelerinin olmadığına hayıflanacaklar. Bu gece en çok çalışanlar ise itfaiyeciler olacak. Şenliklerin acı ile sonlanmaması için canla başla çalışacaklar. Elbette her yıl olduğu gibi bu yıl da daha sabahtan başlayan yağmur onların yardımcısı olacak.