Alman Polis Müdürü Deniz Feneri davasında belge gösterdi: Erdoğan ve Şahin dört sanığın neden hâlâ tutuklu olduğunu, davanın Kanal 7 bağlantısını sordu. Frankfurt'ta devam eden Deniz Feneri davasında soruşturmayı yürüten polis müdürü Böhm, Türk hükümetinin davayla ilgili olduğunu, belge göstererek anlattı. Belge, tutuklu bir Alman'la ilgili iki ayrı görüşmede, Erdoğan ve Adalet Bakanı Şahin'in Alman Büyükelçisi'ne Deniz Feneri davasını sorduğuna ilişkin bir rapor. Polis şefi duruşmada RTÜK Başkanı Zahit Akman'ın farklı tarihlerde Alman Deniz Feneri'nin topladığı toplam 639 bin Avro'yu Türkiye'ye getirdiğini de söyledi
Almanya'nın Frankfurt kentinde devam eden Deniz Feneri e. V. davasının dünkü duruşmasına soruşturmayı yürüten poli müdürü Alexander Böhm'ün açıklamaları damgasını vurdu. Böhm, Başbakan Erdoğan'ın Almanya'nın Ankara Büyükelçisi'ne Deniz Feneri davasını sorduğunu anlatırken, RTÜK Başkanı Zahid Akman için, "Arabayla para transfer etti" dedi.
Almanya'daki Deniz Feneri e.V. davasının beşinci duruşması mahkeme başkanının ilginç bir açıklamasıyla başladı. Mahkeme Başkanı Joachim Müller, Türk basınında yer alan bazı haberlere atıfta bulunarak kendilerine yönelik bir siyasi baskı yapıldığına dair ifadeleri hatırlattı ve "Açık yüreklilikle söylüyorum ki hiç kimse bana baskı yapmadı ve hiçbir siyasi isimle de konuşmadım" dedi. Müller, gülümseyerek Almanca'da kullanılan bir deyime gönderme yaparak "Almanya'da saatler farklı işler" diye konuştu. Müller ardından da kesinlikle bağımsız bir yapıları olduğunu söyledi.
Soruştumayı yürüten polis müdürü Alexander Böhm'ün mahkemede okuduğu belgeye göre Federal Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz, 22 Kasım 2007'de Başbakan Tayyip Erdoğan'ı ziyaret ederek Antalya'da bir İngiliz vatandaşına tecavüzden tutuklu bulunan Horst Gerhard Gernhöfer'in durumunu görüştüğünü Erdoğan'ın da Cuntz'a Almanya'da Deniz Feneri ve Kanal 7 arasında bir bağlantı bulup bulmadığını büyükelçiye sorup tutuklu dört kişinin tutukluk hallerinin neden bu kadar uzadığını sorduğunu anlattı. Böhm, büyükelçinin 5 Aralık 2007 tarihinde de Horst Gerhard'ın durumunu görüşmek için bu sefer Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ile görüştüğünü ve Şahin'in de büyükelçiye dava hakkında Erdoğan gibi sorular sorarak tutuklu dört vatandaşın tutukluluk hallerinin neden bu kadar uzadığını ve Deniz Feneri Derneği ile Kanal 7 arasında bir bağ bulup bulmadıklarını sorduğunu kaydetti. Böhm, büyükelçi tarafından bu iki görüşmenin rapor haline getirilerek Alman makamlarına ulaştırıldığını söyledi. Büyükelçinin raporun altına Alman yargısının bağımsız olduğunu söylediği bilgisinin de bulunduğunu ifade etti.
Böhm, derneğin muhasebe işlerinden sorumlu Firdevsi Ermiş'in bilgisayarında Türkiye'de "Başbakanlığa teslim edilmek üzere" ibaresi yer alan bir imzasız bir belge bulduklarını ve üzerinde miktar yazmadığını söyleyerek, "Başbakana" tabirinin yanlış tercümeden kaynaklandığını söyledi. Böhm tercümenin Mehmet Taşkan tarafından yapıldığını ve neden Başbakanlık yerine Başbakan yazdığını bilmediğini ifade etti. Deniz Feneri e.V. davasının çarşamba günü karara bağlanması bekleniyor.
Böhm Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Mehmet Gürhan'ın çektirdiği fotoğrafı ve Zekeriya Karaman'ın oğlu Habib'in düğün görüntülerini sundu. Böhm fotoğrafı Gürhan'ın odasında bulduklarını ve düğünü ise Zekeriya Karaman'ın siyasilerle olan ilişkisine atıfta bulunmak için gösterdiğini kaydetti.Sanık avukatları da burada söz alarak, 2002'de çekilen fotoğrafta Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakan olmadığını ve Hürriyet Avrupa tesislerinin açılışı için Almanya'da bulunduğunu belirterek, "Normal zamanda yapılan bir açılış için Almanya'ya gelen bir kişinin Kanal 7 televizyonunu ziyeret etmesi gayet normal. Böhm de bunun normal bir ziyaret olduğunu kabul ediyor" dediler.
İddianamede yer alan alan bütün isimler için ayrı ayrı açıklama yapan polis müdürü Alexander Böhm'ün sözünü ettiği isimler arasında RTÜK Başkanı Zahid Akman da vardı. Böhm, birçok yerde Zahid Akman'ın ismini geçirdi.Böhm, ulaştığı belgeler ve tanıkların ifadelerinden yola çıkarak Zahid Akman'ın Zekeriya Karaman'la birlikte birçok kez Almanya'ya gelerek elden para teslim aldığını ve bunları zaman zaman kendi otomobillerini de kullanarak transfer ettiğini ifade etti.Böhm, farklı tarihlerde Akman'a 639 bin Avro verildiğini ve Akman'ın da bunu taşıdığını tarihleriyle anlattı.
Almanya'daki Deniz Feneri davasını CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte izleyen CHP MYK üyesi Ali Kılıç, Kanal 7 binasına baskın düzenleyen Frankfurt Emniyet Müdürlüğü'nün bilirkişisi Alexander Böhm'ün duruşmada RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın Deniz Feneri olayında derneğin üyesi olmasa da, "üstlenmiş olduğu misyon, para taşıma ve kuryelik konularında yaptığı faaliyetlerin" bizzat fotoğrafı da mahkeme salonuna beş dakika yansıtılarak, "hangi tarihte kime, ne zaman, nerede hangi şirketin ortağı olduğunu yine hangi tarihler arasında genel müdür olarak görev yaptığını" belgeleriyle ortaya koyduğunu söyledi.Başbakan Erdoğan'ın duruşmanın başladığı günden bu yana Deniz Feneri olayıyla ilgilerinin bulunmadığını söylediğini hatırlatan Kılıç, duruşmaya ilişkin şu bilgileri verdi: "Sayın Başbakan bizzat Federal Almanya'nın Ankara Büyükelçisi ile 2007 sonbaharında yaptığı görüşmede Deniz Feneri ile ilgili olarak, 'Bu soruşturma neden bu kadar uzun sürüyor' diye soruyor. Büyükelçi de bu soruyu, bir rapor haline getirerek Alman Dışişleri Bakanlığına kripto ile bildiriyor."