Akordeon Günleri başladı. Konserler 1-2 ve 10-11 Haziran tarihlerinde Babylon'da yapılıyor. Bizde bu vesileyle akordeonun ortaya çıkışına ve dinleyeceğimiz gruplara bir göz atalım dedik.
İ.Ö. 3000 yılında Çin'de Sarı İmparator Huang Ti, bilginlerinden Ling Lun'u kendi topraklarının batısındaki dağlara Zümrüdüanka kuşunun sesini taklit edebilecek bir keşif yapması için göndermiş. Ling Lun ise yanında Cheng isimli keşfiyle geri dönmüş Böylelikle günümüzden 5000 yıl önce akordeon icadına yönelik ilk adım atılmış.
13 ila 24 arsında değişen bambu kamışlarından yapılan Cheng üflenerek çalınan bir saz ve şeklide Zümrüdüanka kuşuna benziyor. Vibrasyona elverişli kamışları sayesinde ortaya çıkan ses akordeon'un ses sisteminin temelini oluşturuyor.
Yüzyıllarca şeklini olduğu gibi koruyan Cheng 18. yüzyılın ikinci yarısında Rusya'ya ulaşmasıyla Avrupa'lı müzisyen ve zanaatkarların dikkatini çekmeye başlamış. Nihayet, 1829 yılında ise Viyana'lı bir çalgı yapımcısı Cyrillus Damian, Cheng'ten aldığı ilhamla yaptığı akordeonun patentini almış.
1770 yılı civarında Cheng olarak Rusya'ya giren saz 1820 yılı civarında ise Avrupa'dan akordeon olarak geri dönmüş ve oldukça da ilgi görmüş. Rus Klasik müziğinde ilk örneklerinden biri de Tchaikovsky'nin 1883'te,dört akordeon kullandığı "Second Suite for Symphonic Orchestra" eserinde görülüyor.
Arjantin'de bandeneon olarak biraz değişiyor ve Piazzola rüzgârı tüm dünyaya yayılıyor. İşin ilginci Doğu Avrupa'dan Güney Amerika'ya; Waltz'den Tango'ya, Polka'dan Forro'yo kadar pek çok ülkenin halk müziklerinin değişmez sazlarından biri olması. Akordeon'un cazla ve pek çok modern müzik türüyle kurduğu ilişkiye az önce de bahsettiğimiz gibi Babylon'da düzenlenen Akordeon günleriyle tanık olacağız.
İlk olarak 1 Haziran akşamı Polonya'dan Motion Trio saat 21:30'da sahneye çıktı. Janusz Wojtarowicz, Pawel Baranek, Marcin Galazyn; Varşova Konservatuarında okuduğu yıllarda Motion Trio isimli bir sokak grubu kurmuşlar. Üç akordeoncunun serüveni sokaklardan konser salonlarına taşınmış ve 2000 yılında çıkarttıkları ilk albümleri de o yıl Polonya'nın en iyi albümü seçilmiş.
Motion Trio'nun ardından 22:45'te ise İsveç'ten New Tango Orquesta sahneye çıktı. Yenilikçi ve progresive bir yaklaşıma sahip olan New Tango Orquesta 1995'te kurulmuş. Astor Piazzolla, Miles Davis, Bach ve Deep Purple'dan etkilendiklerini söylüyorlar.
Livet Nord, keman Josef Kallerdahl, kontrbas Peter Gran, elektro gitar Thomas Gustavsson, piyano Per Störby, bandoneon
2 Haziran akşamı ise Almanya'dan Stefan Hussong & Mike Svoboda saat 21:30'da sahneye çıkacak. Akordeon ve trombon ikilisi John Cage, Johann Sebastian Bach ve Astor Piazolla gibi birbirinden farklı kompozitörlerin eserlerini avangart bir yorumla sunacaklar.
Aynı gece 22.45'te ise Hollanda'lı beşli Quinteto Tango Extremo sahneye çıkacak. Grubun ismindeki "aşırılık" (Extremo) klasik tangoda sık rastlanılmayan doğaçlamaların aksine Caz ve Çigan müziğinden esintiler taşıyan sedalarıyla tangoda doğaçlamanın sınırlarını zorlamalarından geliyor.
Tanya Schaap – keman
Hans van der Maas – akordeon
Ben van den Dungen – saksofon
Anna Elis de Jong – piyano
Luc van Gestel – kontrbas
Akordeon Günleri'ne bir hafta ara verilecek ve 10 Haziran akşamı saat 23:00'te Finlandiya'dan Kimmo Pohjonen ayaklarıyla kullandığı sampler'la elindeki akordeona eşlik ederek ışık oyunlarının da devreye girmesiyle ilginç bir performansta bulunacak.
11 Haziran akşamı saat 23:00'te ise nefesli sazlar, akordeon ve iki davuldan oluşan Karandila konuk olacak. Bulgaristan'dan gelen 10 Roman müzisyen söz konusu olduğunda beklentiler Roman müziği olsa da grup "Balkan Swing'i" diye nitelendirebilecek bir repertuarla sahnede olacak.