AB Komisyonu İlerleme Raporu 2002

-
Aa
+
a
a
a

abhaber.com15 Ekim 2002

Türkiye ile ilgili temel değerlendirmeler AB GENİŞLEME SÜRECİ

Bugün AB Komisyonu 2002 yılı ilerleme raporlarını Avrupa Parlamentosu’na (AP) sundu. İlerleme raporlarının sunumunda Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Malta, Polonya, Slovakya ve Slovenya’nın 2004 yılı başlangıcından itibaren tam üyeliğe hazır olacaklarını dile getirildi. AB Komisyonu, Bulgaristan ve Romanya’nın 2007 yılında AB’ye katılma hedefini gerçekleştirmelerini destekliyor.

AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi AP’de yaptığı konuşmada, her ne kadar Helsinki zirvesinde Avrupa Konseyi ön şart olarak belirlemese de, Komisyon’un  Kıbrıs’ın birleşmiş şekilde üye olmasını istediğini ve bunun bütün taraflar için en iyi çözüm olacağını savundu. AB Bakanlar Konseyi’ne Kıbrıs ile müzakerelerin hızla tamamlanmasını önerirken, tarafları Birleşmiş Milletler çerçevesinde süren müzakere sürecini hızlandırmaya ve yıl sonuna kadar çözüme ulaşmaya çağırdı.

AB Komisyonu’nun 2004’de tam üye olmasını önerdiği 10 aday ülkede, üyelik siyasi kıstaslarının tamamının yerine getirildiği belirtildi. Halen yerine getirilememiş ekonomik ve AB müktesebatı ile ilgili kıstasların, Avrupa Konseyi’nin tam üyelik için vereceği zaman sürecinde tamamlanması bekleniyor.

AB Komisyonu 2003 yılı baharında 10 aday ülke ile Katılım Antlaşmaları imzalamak amacıyla müzakerelerin 2002 sonunda kapatılmasını öneriyor. Bu önerinin, her ülkenin hazırlık durumunun dikkatli ve adil değerlendirmesi sonucunda oluşturulduğu vurgulanıyor.

AB Komisyonu ilk defa bu boyutta bir genişlemenin gerçekleşeceğini göz önünde bulundurarak, yumuşak bir geçiş süresi oluşturmak amacıyla, Katılım Antlaşmaları’na tek pazar  ve adalet ve iç işleri konularında, en fazla 2 yıl geçerli olacak, özel koruma önlemleri maddesi konulmasını önerdi.

İlerleme raporlarında gümrük, tarım, bölgesel politikalar ve mali denetim gibi AB müktesebatına uyumda özel çaba gösterilmesi gereken sektörlere dikkat çekiliyor. 10 aday ülke için  belirlenen katılım tarihinin 6 ay öncesinde AB Komisyonu, söz konusu ülkelerde müktesebatın uygulanması konusunda, AP ve AB Bakanlar Konseyi’ne yönelik kapsamlı bir rapor hazırlayacak.

TÜRKİYE RAPORU

AB Komisyonu ilerleme raporunda üyelik öncesi stratejisi çerçevesinde, son rapordan bu yana, Türkiye’nin siyasi, ekonomik üyelik kıstasları ve AB müktesebatına uyum alanlarında ilerleme kaydettiği vurgulanmaktadır .

Raporda Türkiye ile tam üyelik müzakereleri konusuna girilmemektedir. AB Komisyonu’nun Üyelik öncesi stratejinin güçlendirilmesi olarak tanımlanan öneriler ise, süreci yavaşlatıcı ve müzakere hedefinden uzaklaştırıcı olabilir endişesi yaratmaktadır

Genişlemeden sorumlu Komiser Günter Vergheugen, ilerleme raporları hakkında Avrupa Parlamentosu’na yaptığı sunumun ardından Türk basının sorularını yanıtlarken şu görüşleri ifade etti:

"AB Komisyonu Türkiye’ye üyelik perspektifi dışında özel bir statü önermemektedir. Raporda öngörülen eksikleri tamamladığı ve reformları uygulamaya geçirmeyi başardığı an, AB Komisyonu Türkiye ile müzakerelerin başlatılmasını önerecektir. Türkiye’nin AB üyeliği yolu açıktır".

GENEL DEĞERLENDİRME

Türkiye siyasi kıstaslara uyum konusunda kayda değer ("noticeable") ilerlemeler kaydetmiştir. Anayasal reform ve yasal değişiklikler paketi aracılığıyla Katılım Ortaklığı’nda belirlenen temel önceliklerin pek çoğu ele alınmıştır. Özellikle Ağustos 2002 tarihinde Meclis’in onayladığı yasal değişiklikler, geniş etkili reformlar yapmak konusunda Türkiye’nin istekliliğini göstermesi açısından son derece olumlu karşılanmıştır.

Reformların gerçekleştirilmesi, Türk siyasi liderlerinin büyük bölümünün Avrupa değerleri ve standartlarına uyumda ilerleme kaydedilmesi yönünde kararlılığının önemli bir işaretidir. AB Komisyonu gelişmeleri olumlu karşılamaktadır ve Türkiye’deki siyasi ortam çerçevesinde bu gelişmenin öneminin farkındadır. Reformlar çok zor koşullar altında onaylanmıştır. Bu reformlar, Türk siyasi sisteminin şimdiye kadar çok hassas görülen alanlarda dahi ilerleme kaydetme istek ve kapasitesini kanıtlamadır.

Bununla birlikte Türkiye siyasi üyelik kıstaslarına tam olarak uyum sağlamamaktadır:

1. REFORMLAR EKSİK: Reformlar, temel hak ve özgürlüklerin tam olarak kullanımı açısından bazı önemli eksiklikler içermektedir. Özellikle basın ve yayını da içeren ifade özgürlüğü, barışçı toplanma özgürlüğü dernekleşme özgürlüğü, dini özgürlükler ve yasal tazmin hakkı  alanlarında önemli kısıtlamalar sürmektedir.

2. UYGULAMA YETERSİZ: Reformların çoğunun yürürlüğe girmesi için ilgili yönetmelik ve idari tedbirlerin onaylanması ve tüm ülkede değişik düzeylerde yürütme ve yargı makamları tarafından uygulanmaya geçirilmesi gerekmektedir. Yüksek Seçim Kurulu’nun önemli bir siyasi partinin liderinin 3 Kasım seçimlerine katılımını engelleyen kararı, reformların ruhunu yansıtmamaktadır.

3. BAŞKA REFORMLAR GEREKLİ: Halen, siyasi kıstaslar çerçevesinde bir dizi önemli konunun uygun şekilde ele alınması gerekmektedir. Bunlar arasında işkence ve kötü muamele ile mücadele, ordu üzerinde sivil denetimle ilgili bazı sorunlar, şiddet içermeyen görüşlerini dile getirmeleri sonucunda hapiste bulunan kişilerin durumları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi  kararlarına uyum bulunmaktadır. Son yıllarda gerçekleşen önemli ilerlemeler ve daha fazla dikkat gerektiren son alanların ışığında Türkiye, yasal olarak ve uygulamada, demokrasinin güçlendirilmesi ve insan haklarının korunması alanlarında, reform sürecinin sürdürülmesi konusunda cesaretlendirilmektedir. Böylelikle Türkiye’nin siyasi kıstaslara tam olarak uyum alanında kalan son engelleri aşması mümkün olacaktır.

Kıbrıs konusunun çözümü ile ilgili çabaların Türkiye ile AB arasında genişletilmiş siyasi diyaloğun bir parçası olduğu hatırlatılmaktadır. AB Komisyonu, tüm tarafların ve halihazırdaki çerçevede özellikle Türkiye’nin, bu yıl içinde Kıbrıs sorununda kapsamlı bir çözüme ulaşılması için Birleşmiş Milletler’in çabalarına tam destek vermesini istemektedir.

Ekonomik kıstaslar çerçevesinde, Türkiye’nin  pazar ekonomisinin işleyişi alanında kaydettiği ilerleme dış rekabet  baskısına karşı  direncini güçlendirmektedir. Bununla birlikte ekonomik gerileme ve mali krizlerin etkisi sürmektedir.

AB müktesebatına uyumda, gümrük birliğinin kapsadığı konular ve bankacılık, telekomünikasyon, enerji ve tarım gibi alanlarda uyuma yönelik ilerleme kaydedilmiştir. Mali sektör yeniden yapılandırılmış, bu alanda idari kapasite düzenlenmiştir. Pek çok alanda AB mevzuatı ve Türk yasaları arasında önemli farlılıklar bulunmaktadır.

AB liderliğindeki operasyonlarda NATO olanaklarının kullanımı ile ilgili karar alma mekanizmalarına Türkiye’nin katılım yöntemleri çerçevesinde sorunların çözümüne  öncelik verilmelidir.

Ulusal Program : Ulusal Program AB müktesebatına uyumda Türk makamları için önemli bir araç olmuştur. Üyelik siyasi kıstaslarına yönelik son uyumlaştırma paketleri kısmen Ulusal Program’a dayanmaktadır. Türkiye son gelişmeler uyarınca Ulusal Programı’nı güncelleştirmeli ve programın planlama yönünün güçlendirmelidir. Bu çerçevede önceliklerin, açık takvim ve hedef tarihler ile bütçe gereksinimlerini içerecek şekilde saptanması sağlanmalıdır. Belgenin güncelleştirilmesinde Katılım Ortaklığı hedefleri tam olarak dikkate alınmalıdır.

AB KOMİSYONU’NUN ÖNERİLERİ

Katılım Ortaklığı önerisi: 2003 yılı başında AB Komisyonu kaydedilen ilerlemeleri ve üzerinde çalışılması gereken konuları içeren gözden geçirilmiş bir Katılım Ortaklığı önerisi sunacaktır. Bu çerçevede son ilerleme raporunda belirlenen öncelikler temel alınacaktır. AB Komisyonu bu güçlendirilmiş üyelik öncesi  stratejiyi uygulamak için gerekli girişimlerde bulunacaktır.

Yasal inceleme süreci: Sektör konularına odaklanan yasamaya ilişkin ayrıntılı inceleme süreci, TAIEX desteğinde devam etmektedir ve geliştirilecektir

Ekonomik diyalog: Türkiye ile AB arasında makro ekonomik performans ve istikrar ve ekonomik reformlar  konularını kapsayan genişletilmiş ekonomik diyalog yoğun olarak sürdürülecektir. Türkiye’nin ekonomik istikrar ve Kopenhag siyasi kıstaslarına uyum alanlarında aldığı tedbirler ayrıntılı olarak tartışılmalıdır.

Siyasi diyalog: Türkiye ve AB arasında siyasi reformlar, insan hakları, Kıbrıs ve sınır anlaşmazlıklarının barışçı çözümü konularını içeren genişletilmiş siyasi diyalog  yoğunlaştırılarak sürdürülecektir;

İdari kapasite arttırılması:  AB müktesebatının uygulanmasında aday ülkelerin idari kapasitesinin güçlendirilmesini amaçlayan eşleştirme projelerinden (‘twinning projects’) Türkiye ilk kez 2002 yılında yararlanmaya başlayacaktır;

Mali destek: Türkiye’nin üyelik öncesi stratejiyi uygulamasını hızlandırmak amacıyla 2004 yılından itibaren mali destek arttırılacaktır. Türkiye’nin ihtiyaçları ve kullanma kapasitesi göz önünde bulundurularak, 2006 yılına kadar toplam mali desteğin en az iki katına çıkması beklenebilir.Yıllık ödenek miktarları Kopenhag kıstaslarının yerine getirilmesi ve programların etkili yönetimine bağlanacaktır. Artan mali destekle, Türkiye’de kamu idaresinin güçlendirilmesi, AB müktesebatının benimsenmesinin desteklemesi ve Türkiye’nin Avrupa ekonomisiyle bütünleşmesinin kolaylaştırması hedeflenmektedir.

ÜYELİK KISTASLARI ÇERÇEVESİNDE BAŞLICA EKSİKLER

Siyasi kıstaslar çerçevesinde başlıca eksiklikler :

Gerçekleştirilen iyileştirmelere rağmen, F tipi cezaevlerindeki koşullarla ilgili sorunlar sürmektedir;

Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde avukatsız tutukluluk (‘incommunicado’) uygulamaları sürmektedir. Olağanüstü hal bölgelerinde uzun tutukluluk uygulamaları sürmektedir. İşkence, kötü muamele iddiaları sürerken, sanıkların yasal takibinde  yeterli ilerleme sağlanamamıştır;

Medya kanununa rağmen yazar, gazeteci ve yayıncılar hakkında yasal soruşturma uygulamaları sürmüştür;

Derneklerin etkinliklerinin yasaklanması için yasal zemin halen mevcuttur Önceden izin sistemi de dahil olmak üzere Dernekler Yasası’nın kısıtlayıcı yapısı korunmuştur. Türkiye’deki yabancı dernekler halen bazı kısıtlamalara ve sıkı denetime tabidir,

Vakıflar kanunundaki değişikliklere rağmen dini azınlıklar, tüzel kişilik, mal edinme hakkı, din adamlarının eğitimi konularında kısıtlamalarla karşı karşıyadır;

Sendikalara karşı kısıtlamalar, çocuk işçi çalıştırma uygulamaları sürmektedir;

Namus davalarının cezalandırmalarda hafifletici sebep olmasına olanak veren yasa yürürlüktedir;

Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin işleyişi halen uluslararası standartlara uygun değildir. Yargının her zaman bağımsız ve tutarlı işlemediğine yönelik bildirimler sürmektedir;

Yolsuzluk halen önemli bir sorun olmaya devam etmektedir, Avrupa Konseyi’nin ilgili sözleşmeleri halen onaylanmamıştır;

Güneydoğu Anadolu bölgesinde insan haklarının korunması alanında çabalar güçlendirilmelidir;

Milli Güvenlik Kurulu oluşumu ve rolü ile ilgili değişiklikler uygulamada bir değişiklik yaratmış görünmemektedir.

Ekonomik kıstaslar çerçevesinde başlıca eksiklikler :

Piyasaların işlerliğini ve rekabet gücünü arttırmak için Türkiye’de halihazırda uygulanan reform sürecine devam ederek makroekonomik denge ve mali sürdürülebilirlik sağlanmalıdır;

Kronik yüksek enflasyonun düşüşü devam etmeli ve vergi disiplini sağlanmalıdır;

Bankacılık sektöründeki temkinlilik ve muhasebe kuralları uluslararası standartlar düzeyine getirilmelidir;

Kamu bankaları ve işletmelerinin özelleştirmesi hızlandırılmalı ve piyasaların işleyişindeki devlet kontrolünün kaldırılması tamamlanmalıdır;

Ekonominin büyüme potansiyelinin ve rekabet gücünün arttırılması için verimli kullanımlara yatırım yapılmalı ve eğitime daha fazla önem verilmelidir;

Bürokratik işlemler kolaylaştırılarak ve diğer teknik engeller kaldırılarak yabancı sermaye girişi sağlanmalıdır;

Kamu ihaleleri, enerji, adalet ve içişleri alanlarında AB müktesebatının uygulanması yönünde idari kapasitenin arttırılmasında ilerleme sınırlı kalmıştır;

Gümrük birliği çerçevesinde AB müktesebatının uygulanmasında idari kapasite güçlendirilmelidir;

Malların serbest dolaşımı çerçevesinde önemli teknik engeller sürmektedir;

Standardizasyon, akreditasyon ve uyumluluk değerlendirmesi alanlarında ilgili kurumların kurulması ve işlerliğinin  arttırılması konusunda çalışılmalıdır;

Uygun bir piyasa denetleme sistemi kurulmalıdır;

Sermayenin serbest dolaşımı konusunda yabancı yatırımlar üzerinde önemli kısıtlamalar halen yürürlüktedir;

Kara para aklamaya karşı çıkarılan yasaların uygulamasına daha fazla önem verilmelidir;

Şirketler hukuku alanında korsan yayın ve taklitçilikle mücadele yasalarının uygulanması sürdürülmelidir. Türk Patent Enstitüsü’nün bağımsız olmalıdır;

Rekabet politikası alanında devlet yardımları konusunda AB müktesebatına uyumda hiçbir ilerleme sağlanamamıştır. Öncelikle bağımsız bir devlet yardımları kurulu oluşturulmalıdır;

Tarım alanında AB müktesebatına uyum çabaları sınırlıdır. Türkiye veterinerlik ve hayvan sağlığı  ile ilgili AB yasalarını benimsemeli ve uygulamalıdır;

Ortak Balıkçılık Politikası düzenlemelerinde bir ilerleme sağlanmamıştır;

Ulaştırma politikasında AB müktesebatını uygulamak için yasal çalışma yapılmalıdır;

Doğrudan vergi toplama kapasitesi arttırılmalı, şirketler vergisi ahlakı ilkelerine uyacak düzenlemeler yapılmalı ve ayrımcı uygulamalar kaldırılmalıdır. Doğrudan ve dolaylı vergiler alanında müktesebata kısmen uyum sağlanmıştır.

Gümrük birliğinde uyum kağıt üzerinde kalmaktadır.

Türkiye  ve AB’nin  istatistik kurumlarının altyapıları çok farklıdır. AB müktesebatına uyum çalışmaları başlamıştır ve bu alanda önemli ölçüde çaba harcanmalıdır;

Türkiye’nin sosyal politikalar ve istihdam yasaları AB müktesebatından uzak kalmaya devam etmektedir. Her düzeyde gerçek anlamda bir sosyal diyalog için koşulların geliştirilip güçlendirilmesi acilen gerekmektedir;

Elektrik ve gaz sektörlerinde önemli ilerleme sağlanmıştır. AB müktesebatına uyum süreci başlamıştır ancak daha fazla çaba gerekmektedir;

Telekomünikasyon sektöründe sabit ve mobil telefon piyasalarının serbestleştirilmesi ve pazarda hakim konumdaki operatörlerle ilgili yasal çerçeve konularında bir ilerleme kaydedilmemiştir. Ayrıca Telekomünikasyon  Kurumu’nun idari kapasitesinin  özellikle insan kaynakları ve eğitim konularında iyileştirilmesi sağlanmalıdır;

Basın yayın yasası AB müktesebatına uyumlu değildir;

Bölgesel politikalarda AB standartları ile uyumlu, bir etkili bir strateji oluşturulmamıştır;

Çevre alanında müktesebata uyum sınırlıdır;

Tüketici hakları ve sağlığı politikasında uyum yetersizdir;

Adalet ve iç işleri alanında özellikle yasa dışı göçe karşı alınan önlemler güçlendirilmelidir;

Genelleştirilmiş Tercihli Sistem’in benimsenmesi süreci devam etmelidir;

Türk kamu idaresinde bütçe ve mali denetim mekanizmaları iyileştirilmelidir;

Müktesebatın uyarlanması ve etkili uygulanmasını sağlamak amacıyla çeşitli alanlarda idari kapasite güçlendirilmelidir.

Kaynak TUSIAD AB Temsilciligi   09-10-02 http://www.abhaber.com/genisleme_tr/rapor_7.htm#top  Raporun İngilizcesi için lütfen tıklatınız (685KB pdf dosyası)