2 Ekim 2007Radikal Gazetesi
Bir önceki AKP hükümeti döneminde gündeme gelen ancak 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in vetosu ve Anayasa Mahkemesi'nin verdiği iptal kararlarıyla uygulamaya konulamayan 'orman vasfını yitirmiş' arazilerin (2-B'ler) satışı, yine gündemde. Çevreciler ve sivil toplum örgütlerinin büyük tepki gösterdiği 2-B'lerin satışı için Çevre ve Orman Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı, teknik çalışmaları yeniden başlattı. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün de yer aldığı bu çalışmalar kapsamında bir toplantı yapıldı. Toplantıda, 2-B olarak belirlenmiş alanların tescilinin bir an önce tamamlanması, Anayasa ya da yasada yapılacak düzenlemelere paralel olarak da hak sahiplerine verilmesi için gerekli çalışmaların tamamlanması kararı alındı. Çalışmalar kapsamında hazırlanan raporda da, 2-B'lerin durumu ayrıntılarıyla ortaya kondu. Raporda 2-B'ler, "31 Aralık 1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerden tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık gibi çeşitli tarım alanları veya otlak, kışlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler ile şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim alanlarının Hazine adına orman dışına çıkarılması uygulaması" olarak tanımlandı. Fiilen orman olmayan yerlerin hukuken orman sayıldığı bu düzenlemenin halkın tepkisini çektiği iddia edilen raporda şu ifadeye yer verildi: "2-B, Hazineye parasal kaynak bulmak girişimi değildir. Kangren olmuş bir sorunun çözümünün cesaretle ortaya konmasıdır."
Yanan ormanların durumu Raporda, "Toplumun bazı kesimlerinin endişe ettiği gibi, orman yangınlarını 2-B uygulamasıyla irtibatlandırmak mümkün değil" denildi. Hazırlanan raporda, 2-B alanlarına dönük rakamlar ve fiili kullanım durumu da ortaya kondu. Buna göre 2-B sorunu, en fazla Antalya'da yaşanıyor. Bu ilde orman vasfını kaybetmiş araziler 45 bin 548 hektarlık bir alana yayılıyor. Antalya'yı 39 bin 287 hektarla Mersin, 34 bin 887 hektarla da Balıkesir izliyor. Orman özelliğini yitirmiş arazilerin 22 bin 233 hektarlık bölümünün üzerinde yerleşim yerleri bulunuyor.
