Charles Darwin'in 40 yılı aşkın süre yaşamını geçirdiği Down House'u ve Türlerin Kökeni'nin ilk baskısından ilginç bilgileri konuşuyoruz.
Charles Darwin, evrim teorisinin kurucusu, Down House penceresinden bitki ve hayvanları izleyerek teorisini test etti
Kulağa tuhaf gelse de, bilim insanları hala Dünya'daki yaşamın nasıl evrimleştiğine dair bazı soruların yanıtlarını arıyorlar. Örneğin gözleri ele alalım. Tam olarak nereden geliyorlar? Bu hayret verici derecede karmaşık organlara nasıl sahip olduğumuza dair genel açıklama, doğal seçilim teorisine dayanıyor. Teoriye ilişkin ana fikri de şöyle özetleyebilirim: Görme yeteneği zayıf olan bir canlı, rastgele mutasyonlar sayesinde biraz daha iyi görüşe sahip yavrular üretirse, o zaman bu biraz daha iyi görme, onlara daha fazla hayatta kalma şansı verir. Ne kadar uzun süre hayatta kalırlarsa, onları biraz daha iyi görme yeteneği ile donatan genleri çoğaltma ve aktarma şansları o kadar artar. Yavrularından bazıları, sırayla, ebeveynlerinden daha iyi görme yeteneğine sahip olabilir, bu da onların üreme olasılığını artırır. Ve bu durum benzer şekilde devam edebilir. Nesilden nesile, akıl almaz derecede uzun süreler boyunca, avantaj sağlayan varyasyonlar birikir. Sonunda, birkaç yüz milyon yıl sonra, insanlar, kediler veya baykuşlar kadar iyi görebilen canlılara sahip oluruz. Kitaplarda anlatıldığı gibi, evrimin temel hikayesi bu şekilde. Doğal seçilim yoluyla evrim süreci Charles Darwin tarafından biyolojiye kazandırıldı. Darwin, canlıların zamanla çevrelerine daha iyi uyum sağlamak için değiştiklerini gözlemlemişti. Ancak bu küçük değişikliklerin bir nesilden diğerine nasıl geçtiğini teoriyi şekillendirdiği dönemde anlamamıştı. Yaptığı bu gözlemleri bilimsel bir metne dönüştürdükten sonra yayımlaması da 1859 yılına denk gelir.
Darwin, bu köşe taşı kitabını HMS Beagle seyahati sonrası yaklaşık 40 yıl ikamet ettiği Down House’da tamamlamış. Bugün Dünya Mirası listesinde yer alan Down House küratörler tarafından öyle başarılı bir şekilde düzenlenmiş durumda ki sanki aile hala burada yaşıyormuş gibi görünüyor: merdiven altı dolaba atılmış oyun takımları, müzik odasında yarım kalan bir tavla, Darwin’in eşi Emma'nın evde bir sehpanın üzerinde yarım kalan örgüsü… Bunların tamamı ailenin hala burada yaşadığını ziyaretçilere hissettirir nitelikte, en azından benim için böyleydi.
Down House’un iki katı Charles Darwin’in kişisel yaşamı ve evrim teorisiyle ilgili sergileri içeriyor. Üst katta bir sergi, Darwin'in HMS Beagle'daki yolculuğunu anlatıyor. Ayrıca bu katta On the Origin of Species - Türlerin Kökeni kitabının ilk baskısını Darwin’in kişisel notlarıyla birlikte görmek de mümkün.
Charles Darwin’in kolay bir hayatı olmamış. 1842’de ailesi ile birlikte Londra’daki evinden güneydeki daha küçük bir kasabaya, Down House’a taşınmış. Evi o dönemde 2500 Pound karşılığı satın almış. Bu fiyat ilk bakışta ilginç gelebilir ama o dönemde 2500 pound belli ki yüksek alım gücüne sahipmiş, zira bu meblağ bugün neredeyse 360.000 pound’a tekabül ediyor. Darwin yaşamındaki tüm zorluklara rağmen bu evde inanılmaz bir üretkenlik göstermiş, doğa tarihine ve biyolojiye çok önemli katkılar yapmış. Toplam 20 farklı kitabı kaleme almış. Çalışma odasındaki kütüphanesi ilginç ve köşe taşı kitapları içeriyordu. Darwin, yaşama 1882 yılında yine bu evde veda etmiş. Evin bahçesi seraları içeren geniş bir alandan oluşuyor. Bugün halkın buraya ilgisi ise görmeye değer, özellikle de çocuklarını getiren ailelerin.
Türlerin Kökeni ve evrim teorisinin temelleri…
Türlerin Kökeni, 1859 yılında ilk baskısını 1250 adet yapmış. Kitap, John Murray tarafından Londra’da basılıp yayımlanmış. John Murray o dönem Darwin’in tüm kitaplarını basan yayıncı ve aralarındaki iletişimi İngiliz Jeolog Charles Lyell sağlamış. Kitabın başlığı Murray ve Darwin arasında bir süre tartışma konusu olsa da, Murray’in önerisini kabul etmek zorunda kalan Darwin ilk baskı satışlarından 180 pound, vefat ettiği yıl olan 1882’ye kadar altı baskı yapan bu kitaptan toplam 3000 pound gelir elde etmiş. Kitap yayımlandığında tam başlığı ise şu şekilde verilmiş: “ON THE ORIGIN OF SPECIES BY MEANS OF NATURAL SELECTION OR THE PRESERVATION OF FAVOURED RACES IN THE STRUGGLE FOR LIFE.”
Darwin'in kitapta altını çizdiği süreçler evrim teorisinin temelini oluşturuyor. Bu süreçler ünlü sistematikçi, evrimsel biyolog ve ornitolog Ernst Mayr tarafından şu şekilde özetlenmiş:
1. Her tür o kadar doğurgandır ki, eğer tüm yavrular üremek için hayatta kalırsa, nüfus, yani popülasyon artacaktır.
2. Periyodik dalgalanmalara rağmen, popülasyonlar kabaca aynı büyüklükte kalır.
3. Besin gibi kaynaklar sınırlıdır.
4. Bir hayatta kalma mücadelesi başlar.
5. Bir popülasyondaki bireyler birbirinden önemli ölçüde farklılık gösterir. Bu varyasyonun çoğu kalıtsaldır.
6. Çevreye daha az uygun olan bireylerin hayatta kalma ve üreme olasılıkları daha düşüktür; çevreye daha uygun bireylerin hayatta kalma ve üreme ve kalıtsal özelliklerini gelecek nesillere bırakma olasılığı daha yüksektir, bu da doğal seçilim sürecini ortaya çıkarır.
7. Bu yavaş etkilenen süreç, popülasyonların çevrelerine uyum sağlamak için değişmesine neden olur ve nihayetinde bu varyasyonlar, yeni türler oluşturmak için zaman içinde birikir.
Karl Marx’ın Darwin’e hediyesi, Das Kapital…
Karl Marx'ın Kapital adlı eserinin ilk cildinin ikinci baskısı 1873'te yayımlandığında, Darwin'e şunları yazarak kitabını göndermiş: "Charles Darwin'e gerçek bir hayranından, Karl Marx'tan." Doğal olarak Marx'ın hayranlığı, Türlerin Kökeni'ni okumasından kaynaklanıyordu.
Darwin, yukarıda da belirttiğim gibi, Türlerin Kökeni'nde her türün kendi özel çevresine uyum sağlayabileceğini ve bu türlerin uyum sağlayabildiği ölçüde hayatta kalacağını söylüyordu, yani adaptasyon önemliydi ve Marksizm bize her sosyal sistemin kendi koşullarına özel olarak uyarlandığını ve bu anlamda ona iyi ve mükemmel denilebileceğini öğretiyordu.
Darwin'in fikirleri, belli ki Karl Marx'ın da hemen ilgisini çekmiş. Peki nasıl? Marx’ın Türlerin Kökeni üzerine ilk yorumları, Darwin'in canlıların evrimi hakkındaki tezini büyük ölçüde dikkate almayı kabul ettiğini gösteriyor. 19 Aralık 1860 tarihinde arkadaşı ve meslektaşı Friedrich Engels'e hitaben yazdığı bir mektupta Marx, Darwin'in kitabının ortaya attıkları görüşlerinin doğa tarihindeki karşılığı olduğunu söylemiş. Ayrıca, 16 Ocak 1861’de Ferdinand Lassalle'a yazdığı farklı bir mektupta da Marx şu sonuca varmış: "Darwin'in kitabı çok önemli ve tarihteki sınıf mücadelesi için doğa bilimlerinde bir temel olarak benim görüşlerimle örtüşüyor." demiş. Yani, Marx, toplumun dünyadaki canlılar gibi, tarihsel değişim süreçlerinin sonucu olduğu konusunda Darwin ile hemfikirmiş.
Down House tüm bu olayları bugün bir kez daha yaşayabilmek için zaman tünelinde bir yolculuk yaptıran, bu yolculuğu yaptırırken de ziyaretçileri Darwin'in hayatının içine çekerek doğa tarihiyle ilgili öğrenecek daha çok şey olduğunu gösteren bir mekandı.