“Açık Açık Apaçık Pencere can dostum Açık Radyo'yu beklerken boş durmak boşa kürek çekmek olmazmış...”
Dinleyicilerimizden Türkan’ın Açık Radyo’nun karasal yayın lisansının iptalinin ardından, ilk “Editörün notu” bülteninden hemen sonraki gün blogunda yazmaya başladığı “Açık Pencere” serisinden bu cümle.
Bugün radyomuzda karşılaştık ama çok telaşlı bir andaydık, soramadık. Sanırım kendisini bir dahaki görüşümüzde, daha 20 Ekim’de Apaçık’ı “manifestleyip manifestlemediğini” öğrenmeliyiz.
Dünkü açık radyolu alıntı ise Erhan Bener’in Acemiler’indendi.
Manifest yılın kelimesi seçilmiş bu arada, bildiğimiz manifesto değil ama… Oldukça makul değil mi yaygınlığını düşününce; İlksen de avluda bunu anlatırken “neyse başka kurumlar da var daha seçecek” diye manifestliyordu…
Oysa biz radyoda yılın kelimesini seçsek tebellüğ kazanırdı (tabii biraz gülündükten hemen sonra da dayanışma olmasına karar verilirdi).
Berke için bu kelime kesinlikle omuz olurdu.
İşte bu, sosyal medya hesaplarımızı takip ediyorsanız birçok defa gördüğünüz ve bundan sonra da çeşitli “Canlı yayındayız!” coşkularında size eşlik edecek o şöhretli omuz!
Gördüğünüz fotoğraf da Gündelik Hayatın Sosyolojisi’nde şu kayıt sırasında çekilmişti.
A aa! Dikkatli olanlarınızın çoktan anladığı üzere- apacikradyo.com.tr’de bir süredir olamayan podcastler artık var!
Biraz daha beklememiz gerekseydi dinleyicilerimizin de en çok kullandığı kelime podcast olacaktı. Başka bir şekilde, yine olur belki…
Sizinle paylaşmak için sabırsızlandığımız birkaç haberimiz daha var, beklemede kalın!
Apaçık Radyo ekibi.