Apaçık Radyo
Astrofizikçi Hubert Reeves, ‘İnsanoğlu doğaya karşı savaş verir; eğer bu savaşı kazanır ise kaybedeceğiz’ der.
Tekrar merhaba herkes!
Bugün, Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Kulübü ile Bahçeşehir Üniversitesi İnsan Hakları Kulübü’nün birlikte düzenledikleri “Açık Radyo Vakası” panelindeydik!
Merhaba herkes!
Bugün Mülkiye 165, Mülkiyeliler Birliği 78 yaşını kutlarken, Açık Radyo da Büyük Mülkiye Ödülü’ne lâyık görüldü.
Radyomuzun 71. ödülü oldu bu!
Merhaba herkes!
“Algı katılım gerektirir.”
COP29'daki iklim finans görüşmeleri, 2035’e kadar yıllık 300 milyar dolar gibi bir rakamla sonuçlandı ki bu rakam, uzmanların iklim kriziyle mücadele için gerekli olduğunu hesapladıkları yıllık 1 trilyon dolardan çok uzak.
“Güldem radyosunu açtı ve programı dinlemeye koyuldu. Beck'in Loser'ı bittiğinde Umut mikrofona puflayarak klasik girişini yaptı. "Evet bugünkü sorumuz ismini açıklamak istemeyen bir arkadaşımızdan geldi, kelimemiz ‘Hayalet.’”
İks iks iks ve ııı ııı.
Merhaba herkes!
“[…] Başlamak ayrı iş, sürdürmek apayrı iş. (Bir ara Madra’yla ortak yazgımızdı başlamak ve istemesek bile hızlıca bitirmek, nasılsa yendik o ‘makûs talih’i). Açık Radyo yola çıktığında, doğrusu bir uzun hava beklentisi içinde olanların sayısı fazla sayılmazdı.
“Aklımda, 'iyi bir parkayı nereden bulurum' düşüncesi, kucağımda, sürekli sürgün yemekten usanmamış Ecevitçi dayımın, kendi ifadesiyle, okuyup bilinçleneyim diye verdiği bir kitap. 'Deniz, Yusuf, İnan: Darağacında Üç Fidan.'
“Uzaklardan bir radyo sesi. Yeni mi açtılar? ‘Dııt dııt’lar saati belirliyor: On iki. ‘Bir’ de olabilir. Bildiğin bir kadın sesi haberleri okumaya başlıyor. Dedikleri anlaşılmıyor.
Toplam yerlebir edilen alan 131 km²; bitki yaşamının %83'ü, tarım arazilerinin %70'i, seraların %45'i, yeraltı suyu kuyularının %47'si, su depolarının %5'i, kuyuların %29'u; sağlık tesislerinin 18'i, barınakların %71'i, kamu hizmet binalarının 152’si, okulların 91'i ve üniversitelerin 18’i - topl
“Yemez içmez soyundan. On sade kahve, üç paket sigarayla akşamı edebiliyor. Sesini yükselttiği duyulmamış. 'Nasılsın, cinsi münasebetler müdürü!' Güldü. Masasının gözleri bozuk saat, çakmak, dolmakalemle dolu. Yetkilerinin çoğunu şeflere devretmiş, akşama kadar eli boş durmaz.
“Açık Açık Apaçık Pencere can dostum Açık Radyo'yu beklerken boş durmak boşa kürek çekmek olmazmış...”
"Radyoyu açtı. Ne zamandır anlamak, kaynaşmak istediği, gizemli, yabancı bir müzik dünyasından, birdenbire ona yakın gelen, yüreğinde yepyeni dokunulmadık duygular uyandıran sesler geliyordu radyodan.
Bugünün alıntısı sitemkar bir dinleyici mesajı: “Akşama kadar bu radyoyu açık bırakıyorsunuz, içindeki türküler bitiyor!”
Dünkü açık radyolu alıntı Elçin Poyrazlar’ın Gazetecinin Ölümü eserindendi.
Tekrar merhaba herkes!
"Düşüncelerinden kurtulmak için radyoda çalan müziğin sesini açtı. Gökyüzü kararmadan önce pembe, sarı ve mavi renkleriyle bir festival sunuyordu kente. Kafasını yana çevirerek trafikten sinirleri gerilmiş sürücülerin yüzlerine baktı. Herkes eve yetişmek için acele ediyordu.
“Kâinatın tüm seslerine, renklerine ve titreşimlerine açık” Apaçık Radyo, yüzlerce gönüllü programcısı ile çevre ve iklim mücadelesinden halk sağlığına, toplumsal cinsiyet eşitliğinden çok-kültürlülüğe binbir konuda Türkiye’den ve dünyadan son gelişmeleri, haberleri ve analizleri, ayrıca dünyanın
"Bir süre hiç konuşmadan ilerliyoruz. Radyoda Depeche Mode'un Policy of Truth şarkısı başlıyor. Sesi açıyorum. Hızlanıyoruz sanki. Bir süre akışkan ve hüzünlü melodiyi dinleyerek ilerliyoruz. Reklamlar başlayınca yeniden sesi kısıyorum. Kuzenim yeni bir konuya giriyor."
“şu işsizlik olmasa geçim derdi olmasa uzansak serin suyun yanıbaşına kavaklar hışırdaşsa dinlesek ishaklar karşı karşı/masallı/ anaç dağlar şantiyeli ormanlı yüzlerimiz nakış nakış sevdâlı uyusak uyansak gencelsek
“Bitkindik ve mutluyduk. Uzun bir suskunluk bekliyordu ikimizi. O içecekti. Ben okuyacaktım. Kitabımız ilerleyecekti. Okumaya başlamadan önce bombalarımızı merak ettim. Radyoyu açtım...”
“Ne kadar kararırsa kararsın gökyüzü, o şom ağızlı yazarın söylediği gibi kötü olaylar olmayacaktı işte. Telefonu cebime koydum. Arabamın radyosuna uzandım. Düğmeyi çevirdim. Neşeli bir müzik doldu içeri. Kemani Tatyos Efendi’nin kürdilihicazkâr saz semaisi...
"Birisi Josef K.’ya iftira atmış olmalıydı, çünkü fena bir şey yapmamış olmasına rağmen bir sabah tutukladılar onu."