Açık Radyo Bülteni
"Birisi Josef K.’ya iftira atmış olmalıydı, çünkü fena bir şey yapmamış olmasına rağmen bir sabah tutukladılar onu."
“Güzel sofraya oturulmuş, radyo açılmış, ajans dinlenmiş ve Kasım ağa rakısını yudum yudum içmişti. Televizyon seyretmemişlerdi. Programda hiçbir şey yoktu seyre değer de ondan.”
Dünkü açık radyolu alıntı Selim İleri’nin Her Gece Bodrum’undandı.
"Gidiyoruz, sonsuz bir yol, uçsuz bucaksız ovalardan, ekili tarlalardan geçtik, kibrit bitmişti, pencereden attım, susarak, konuşmayarak, konuşmamı istemediler, radyo açıktı, otomobil buraya geldi, bitsin varsın, geri de dönmem, başka otellere başka pansiyonlara..."
“Çiseleyen yağmur altında vıcık vıcık çamurlu sokaklarda yürümeye başladı. Gelen giden, koşuşan bir kalabalık çıkıveriyordu insanın karşısına, hem de hiç umulmayan izbe sokaklarda. Gecekondu mahalleleri başlamıştı.
Dünkü açık radyo alıntısı Barış Bıçakçı'nın Herkes Herkesle Dostmuş Gibi'sindedi.
Bugün açık radyolu alıntısı ise epey uzun, çünkü bayağı, Açık Radyo’lu:
“Parayı gömleğin cebine koydu. Koydu ama karısı buna da kızıyordu işte. Cüzdan kullanmalıymış. Ne derdi var bu kadının? Arabaya bindi. Kontağı açtı. Radyonun düğmesine dokundu.”
Dünkü açık radyolu alıntı İhsan Oktay Anar'ın Galîz Kahraman'ındandı!
“Elini çabuk tutmak zorunda olan ırz düşmanı, aşağı inip merdiveni yeniden Muallâ‘nın penceresine dayadı. Kızın radyosu açık olmalıydı ki, içeriden ‘Martern alles Artern’ işitiliyordu. İşte bunu duyunca, delikanlı bir iç geçirmeden edememişti.
"Taksideki radyo elbette açıktı ve belli ergenlikten yeni çıkmış bir delikanlı, sıfır oktav sesiyle ve şurupsu bir yıvışıklıkla Türk Pop Müziği söylüyordu. Tuğde, arabaya biner binmez çalan şarkıya büyük bir aşkla eşlik etmeye başladığı için, radyoyu kapattırma gibi bir şansım olmadı.
“Ah bu katil hüzzam, yakasız çek dedim, biraz daha aç radyoyu da. Sesler içime yağsın. Bu çorak ve kısır zaman şenlensin.".
Dünkü radyo alıntısı Nezihe Meriç'in Alaturka Şarkılar' ındandı, bilenlere tebrikler!
Tekrar merhaba herkes!
"Oh! Benim yerimi kimseler tutamaz. Yan gelirim kanepenin üstüne. Artık o sorar, ben söylerim. İkide bir alay eder güldürürüm. İçim hiçbir yerde bulamadığım rahatlığı bulur. Bir de radyoyu açarız..."
“Düşgücüne övgü: Birkaç yıl önce, BBC Britanyalı çocuklara televizyonu mu radyoyu mu tercih ettiklerini sordu. Neredeyse hepsi televizyon dedi. Bu, kedilerin miyavladığını, ölülerin nefes almadığını kanıtlamak gibi bir şeydi.
“Önce çiçekleri sulamak gerekiyordu, güneş tepeyi bulmadan. Ece önce çiçekleri suladı. Katmerli sardunya, boyuna erişmişti neredeyse, kadife güzelliğini sunuyordu sokaktan geçenlere. Balkondaki evcil ormandan devetabanı, kalın gölgesini mutfağa uzatıyordu.
“Çünkü bir bir yıkılmakta açsanız radyoları Sokaklar, köpekler, tanrının bütün eşyaları.” -Edip Cansever, Tragedyalar I
“Sen küçük kutu, tutun bana kaçalım.
ki taşırken seni evden gemiye, gemiden trene
kırılmasın lambaların.
Düşmanlarım hakkımda atıp tutarken yanındaydın
hem yatağımın hem acımın.
"Yola çıktığımda, bir cipin arkamdan geldiğini gördüm. Bu cipi önümüzdeki üç gün boyunca defalarca göreceğimi biliyordum. Radyoyu açtım. Bob Marley, 'My fear is my only courage' diyordu. Benim cesaretiminse nereden geldiği belli değildi.
“Karaköy’de otopark aramayı gözüme yediremediğim için otomobilin anahtarını almadım yanıma. (...) Çevirdiğim taksi Açık Radyo dinliyordu. 'Karaköy’e lütfen,' dedim o yüzden belki kafasını jiletle kazıtmış şoföre.
“Umut Ölür, Eylem Başlar”
2018’de Yok Oluş İsyanı adına, radyomuzun Tophane stüdyolarının hemen önüne yapılmış bir stencil var: Üstte Greta Thunberg (yandan iki örgüsüyle), hemen altında da sloganı: “Umut ölür, eylem başlar”.
“Şarkıları severim, evet. Radyoların çalındığı evlerin kaldırımlarından geçerim. Bu saatlerde fasıl olur radyolarda. Hoşlanırım fasıl dinlemekten. Bir evden diğer evin önünü tutana dek şarkı yitmesin diye bilmeden hızlanırım.
"deponun kapısında indik son tıramvaydan
yaya dönüyoruz
dördümüz
ihtiyarlık yalnızlık bir de ben bir de karasevda
ortalık ağarıyordu otele vardığımızda
odamızda radyoyu açtık
"Uyandık Olric. Kalktı, tıraş oldu, giyindi. Radyoyu açtı. Bir banka onlara iyi günler diledi. Sana da iyi günler sayın banka. Kâbusları geride bıraktık Olric. Doğan güneşle birlikte yola çıkacağız." -Oğuz Atay, Tutunamayanlar.