Açık Dergi'de ele aldığımız "Kültür ve 'Yönetimi' " dosyasının kapağını Mimar Korhan Gümüş ile açtık. Emek Sineması'nın içinde bulunduğu Serkildoryan Kompleksi'nin yerine inşa edilen "Grand Pera"nın açılışı yaklaşırken, yapının İstiklal Cephesi'nde hayata geçirilen "vitrinlik" sanat projesini ve beraberinde sunulan "Sokakta / Hayata Karışan Sanat" iddiasını öncelikle konu etmek istedik. Gümüş ile "sembolik üretimin" sermayeye bağlantısı ekseninde görüştük; kamusal alan, 'kültürün 'fethi' ve yeni "yönetim" biçimini konuştuk.
Kamusal alandaki büyük ve köklü değişiklikler eninde sonunda halka yansıyacak, diye iddia ediyor Gümüş. Üretici sınıfın, özellikle de sembolik üretimde bulunan sanatçılar, yazarların sermayeye bağlanmasının bedeli ağır ve yine kısır bir döngüye girmemize sebep olacak; halkın daha çok ezilmesi, sorunların seslendirilememesi, ortaya konamaması bu döngünün ara durakları yanlızca
Büyük inşaatların içinde yapılan ve AVM'lerin içine 'monte' edilen sanat etkinlikleri, düşünce üretimini de kısıtlayacak, hatta kısıtlıyor.
Korhan Gümüş, "[Somut] Yıkımların bir nebze de olsa geri dönüşü vardır fakat fikir kırılmalarında geri dönüş mümkün değildir" diyor.