Açık Radyo programcısı, profesyonel tur rehberi Utku Uluer ve İstanbul Rehberler Odası’ndan sanat tarihçisi Arzu Toraman’la Kariye'yi konuşuyoruz.
İstanbul’un Fatih ilçesinde tarihi 6’ıncı yüzyıla dayanan ve Bizans döneminden günümüze iyi korunmuş bir şekilde gelen Kariye Müzesi’nin Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilerek ibadete açılmasının ardından Açık Dergi’de sanat tarihine bakıyoruz.
Ağustos ayının son haftası Resmi Gazete’de yer alan Cumhurbaşkanı kararında, Danıştay 10’uncu Dairesi’nin 11 Kasım 2019 tarihli kararı kapsamında Kariye’nin camiden müzeye dönüştürülmesine dair 1945 yılındaki Bakanlar Kurulu kararını iptal etmesi üzerine “Kariye Camii’nin yönetiminin… Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilerek ibadete açılmasına karar veril[di]”.
6’ncı yüzyılda Kariye Kilisesi olarak inşa edilen ve önemli dini merasimlerde saray kilisesi ve şapeli olarak kullanılan Kariye, İstanbul’un fethinden sonra 1511 yılında Sultan II. Bayezid’in sadrazamlarından olan Atik Ali Paşa tarafından camiye çevrildi. Kariye Camii, Bakanlar Kurulu’nun 29 Ağustos 1945 tarihinde aldığı kararla müzeye çevrilmiş, Danıştay 10’uncu Dairesi’nin 11 Kasım 2019’da aldığı kararla bu statü iptal edilmişti. Şimdi bu karara istinaden Kariye ibadete açıldı.
Prof. Dr. Zeynep Ahunbay geçtiğimiz hafta Artdog Istanbul’a verdiği mülakatta Kariye ile ilgili şu değerlendirmelerde bulunuyordu:
Danıştay, Kariye Müzesi ile ilgili olarak, “Cami asli fonksiyonu dışında kullanılamaz” kararı almış. Acaba Danıştay üyeleri, Kariye’nin aslında bir manastır kilisesi olduğunu bilmiyor mu?
Kuruluşu çok gerilere giden Kariye Müzesi, depremler ve yenilemeler dolayısıyla bugünkü biçimini geç Bizans Dönemi’nde almış bir Hristiyan dini yapısıdır. Bizans döneminde birçok manastır Surlara yakın bölgede yerleşmişti. Bu nedenle Chora Manastırı da kırsal alanda, bahçeler içinde kurulmuştur. Müzedeki önemli mozaik panolardan biri, manastır kilisesinin bugünkü biçimini almasını sağlayan son banisi Metokites’i kilisenin maketini Hazreti İsa’ya sunarken göstermektedir. Metokites 14. Yüzyılın ikinci yarısında, daha önce mevcut yapıyı elden geçirtmiş, mozaiklerle bezetmiş ve bir mezar şapeli eklemiştir.
İstanbul’un Dünya Mirası içinde yer alan Kariye Müzesi, ünlü mozaik ve freskleriyle çok sayıda ziyaretçi çeken bir eserdir. Devletimiz İstanbul’un tarihi alanlarını UNESCO’ya ‘Dünya Mirası’ olarak önerirken, onları en iyi şekilde korumak ve evrensel değerlerini tüm insanlıkla paylaşmak üzere söz vermiştir. Dünya Mirası varlıklar hakkında yalnız üzerinde bulunduğu ülke değil, uluslararası camia da söz sahibidir. ‘Dünya Mirası’ demek, paylaşılan bir kültür mirası demektir. Bu değerler rahatça gezilmek, incelenmek, güzelliklerinden yararlanmak için tüm insanlığa açılır”
Bizans döneminden günümüze iyi korunmuş bir şekilde gelen Kariye özellikle barındırdığı sanat eserleri bakımından biricik ve dünya kültürel mirasının önemli bir parçası.
Bu akşam Açık Dergi’de Danıştay Kararı ile camii olarak ibadete açılan Kariye Müzesi’ni konuşuyoruz.
Açık Radyo programıcısı ve profesyonel tur rehberi Utku Uluer İstanbul Rehberler Odası’ndan sanat tarihçisii Arzu Toraman’la bir araya geliyor, Kariye'nin kültür mirasına katkısını, müze niteliğini ve Kariye için hala yapılabilecekleri konuşuyoruz.