'İktidarın metaforu olarak araçlar ve dünyadaki yerimiz': İhsan Oturmak'la söyleşi

-
Aa
+
a
a
a

Sanatçı İhsan Oturmak'la Öktem & Aykut'ta yer alan 'Çift Başlı' solo sergisi için bir araya geliyoruz.

'İktidarın metaforu olarak araçlar ve dünyadaki yerimiz' - Bölüm 1
 

'İktidarın metaforu olarak araçlar ve dünyadaki yerimiz' - Bölüm 1

podcast servisi: iTunes / RSS

En son 2016 yılında Depo İstanbul'da yer alan "Üç Kusurlu İşlem" sergisi için söyleşmiştik İhsan Oturmak'la; gri ve monoton manzaralar içinde kaybolan tekillikleri konuşmuştuk. Aradan geçen zaman içinde manzara daha bir ferahladı demek isterdik ama öyle olmadı. Fakat sanatçı Oturmak, manzarayı kavramamızı kolaylaştıracak yeni imgelerle karşımıza sıkça çıktı. Örneğin Öktem & Aykut'ta 30 Mart'a kadar sürecek 'Çift Başlı' sergisinde de sıkça rastladığımız ve 'iktidar metaforları' olarak görülebilecek arabalar, vinçler, çıkışsız kavşaklarla.  Ortak geleceğimize dair soru işaretlerinin altını çizerken, 'çıkışsızlık' ve 'tıkanmışlık' pozisyonuyla yetinmeyen ve geçmiş işlerinden de aşina olduğumuz  bir ironiyle sanatçı dünyayla olan bağlarımızı sorgulamakla yetinmeyip, sistemin bir parçasına dönüştüğümüz anları ve pozisyonları da önümüze getiriyor. Kendisiyle uzun bir sohbete girişiyoruz. İlk bölümü galeri mekanın merkezinde yer alan 'çift başlı' Tofaş'ın içinde; ikinci bölümü ise sergide mobil olarak işleri seyrederken kaydettik. 

Öktem&Aykut'un basın bülteninden:

"Oturmak'ın 5 yıl aradan sonraki ilk tek kişilik sergisi, sanatçının üretiminin temellerini oluşturan konuların yeni açılımlarını sunuyor. Oturmak'ın dilinin en belirleyici özelliği
olan kendisine has kara mizahı, hem resim serilerinde, hem yerleştirme hem de video eserlerinde aynı güçlü vurguyla izlenebiliyor.

Sergiye de adını veren Çift Başlı serisi, Oturmak'ın araçlar ve özellikle özel hizmete mahsus devlet araçlarına dair sorgulamalarındaki yeni bir aşamayı gösteriyor. Aynı zamanda birer iktidar nesnesi olan bu araçlar; telaş arzeden anlarda ne yapacağını bilemeyen, kararsız ve biçare varoluşu görselleştiriyor. Bir afet anında kurtarma görevini yüklenmesi gereken araçlar, hangi yöne ilerleyeceklerini bilemeyecek denli özlerinin uzağındalar. Serinin ana parçası olan Otonom Taksi isimli yerleştirme ise, bu stresli ve verimsiz varoluşu unutulmayacak denli abartılı bir yorumlama ile zihnimize kazıyor.

Oturmak'ın araçlara dair ilgisi ve onların iktidarlarının verimsizliğine yönelik eleştirisi, daha önce Çanakkale Bienali'nde gösterilmiş olan Patinaj isimli video eserde de görülüyor. Patinaj'da son model simsiyah bir makam aracı Silvan Barajı'nın inşasının sürdüğü alanda, geleneksel olarak kurak tarımın yapılageldiği bir mevkide, çamura saplanıyor. Araç çamurdan kurtulmak için ileri geri hareket ettikçe daha da batağa gömülüyor; böylece hem araç hem de çevresi çamur içinde kalıyor. Oturmak'ın sergideki bir diğer video eseri İstif ise, sanatçının neredeyse amaçsızca bir araya gelen insan gruplarını ele aldığı resimlerinin bir uzantısı gibi... Oturmak, özellikle büyük ebatlı pek çok resminde, bir  sahnedeymişçesine boş arazilerde, yıkıntı şehirlerde, çıplak damlarda sıkı sıkı bir arada durup izleyiciye bakan insan kitleleri resmetti. İstif 'te ise Oturmak izleyiciye bir güvenlik kamerasının gözünden, bir ev içine itiş kakış doluşan onlarca kişiyi dikizletiyor ve evsahibi, misafir, yerli, göçmen kavramlarını sorgulatıyor.

Sergide yer alan diğer iki resim serisi, Arzunun Koordinatları ve İsimsiz ise, Oturmak'ın yapıtında yeni episotları haber veriyor. Gittikçe aşinalaştığımız drone kameraların gözünden arazi kayıtları; uydu kameralarının bakışından yaşam alanlarımız; bu kayıtların emlak sitelerindeki pazarlanma halleri, yeryüzünü ekrandan kuş bakışı görmenin yapmacık ve yanıltıcı hazzı... Toprağın parsellenip metalaşması; arzu nesnesine dönüşümü; özensiz ve çarpık kentleşme...

Çift Başlı'da, Oturmak'ın büyük ebatlı iki resmi de izlenebiliyor. İki eser de, sanatçının daha önce ele aldığı konulardaki yeni cümleleri... Dörtyol 'da Oturmak, artık tamamen işlemez olmuş bir cadde kesişimindeki sıkışıklığı resmediliyor. Toplumsal kurallar ve kent yaşamına mahsus kabuller askıya alındığında, daha hızlı hareket etmemizi sağlayacak araçlar da işlevini tamamen yitirmekte. Senkron Kayması ise bizi 90'lı yıllardan alışkın olduğumuz bir anahaber bülteni sahnesi ile karşılaştırıyor. Oturmak'ın yine sık başvurduğu bir modernist iktidar aracı olan televizyon ve onun başında toplanmış insan kitlesi imgeleri, bu sefer üst üste binen görüntüler ile anlaşılmaz, takip edilmesi mümkün olmayan, kakafonik bir anda tuvale taşınmışlar. 

İhsan Oturmak'ın yeni resim serisi 'İsimsiz'den