Açık Bilinç'te bu hafta “olağanüstü bilinç halleri”nin öneminden ve bilim içindeki yerinden söz ettik. "Değiştirilmiş bilinç halleri" çerçevesinde lusid rüya, trans hali, ve ölüme yakın deneyimlerin anlam ve etkilerini konuştuk.
Geçen hafta LSD'nin beyin ve bilinç üzerindeki etkisine dair iki yeni nörobilim çalışması aktarmıştık. Buradan ulaşabilirsiniz.
Felsefe tarihinde rüyalar ve gerçeklik üzerine en bilinen argüman, Rene Descartes'ın "Meditasyonlar"ında yer alır. 6 bölümden oluşan "Meditasyonlar"ın ilkinde Descartes gerçek sandığımız durumların rüya olma ihtimalinden söz eder.
(Descartes'ın rüyalar üzerinden kuşkucu yaklaşımı Matrix türü pek çok bilim kurgu filmine ilham olmuş gibi gözüküyor.)
Hiç kuşku duymadan gerçek olduğunu düşündüğümüz bir durumun aslında bambaşka olabileceğini görmek, hayat boyu hatırlanan bir deneyim olabiliyor.
1960ların karşı-kültür hareketi, olağanüstü bilinç hallerini deneyimlemeyi, dünyaya farklı yeni bir açıdan bakabilmek için önemli buluyordu.
Henry Kissinger, 1960larda olağanüstü bilinç halleri temelinde kapitalist sistemi sorgulamayı önerenleri "ABD'nin en tehlikeli kişileri" saymıştır. İsviçre’li kimyaci Albert Hofmann tarafından üretilen ve Sandoz firmasında patenti alınarak 1947'den itibaren psikiyatrik ilaç olarak kullanılan LSD, 1968'de ABD'de yasaklanır.
Sıradışı bilinç hallerinin deneyimlenmesi, LSD gibi maddelerin uyarıcı etkisinin yanısıra, sinir sisteminin kendi içsel aktivitesiyle (rüyalar) veya dışarıdan hipnotik telkin yoluyla da mümkün olabilir.
Rüyalar konusunda en ilginç çalışma alanlarından birisi, rüya esnasında farkındalık içeren Lusid Rüya fenomenidir.
Lusid rüyada kişi rüyası sürmekteyken rüya gördüğünün farkına varır, hatta uyanmadan rüya içeriğini kendi iradesiyle değistirebilir. Çağdaş bilimde lusid rüyanın gerçekliğini psikolog Stephen LaBerge Stanford Üniv.’de yaptığı 1980 doktora teziyle kanıtlamıştır.
Rüya esnasında farkındalık çarpıcı bir deneyim. LaBerge’in Stanford uyku laboratuvarında çalıştığım zamanlardaki kendi lusid rüya deneyimlerim ışığında söyleyebilirim ki, rüyanın içindeyken gerçek sandığınız şeyin aslında rüya olduğunun farkına varmak ama uyanmayıp akışını değiştererek rüyanın içinde kalmayı becerebilmek, bir parça Truman Show filminin son sahnesini andırabiliyor:
https://www.youtube.com/watch?v=zBu9l_EKWVs
Bir başka olağanüstü bilinç hali kategorisi, ölümün kıyısına gelmiş insanların "near-death experience" adı verilen deneyimlerinden oluşuyor. "Ölümün kıyısı" deneyimleri benzer fizyolojiden kaynaklanan ortak bir anlatı (tünelin ucunda görülen ışık) içeriyor.
Olağanüstü bilinç deneyimlerinin bir kere yaşanmış olsalar bile ömür boyu hatırlanmaları, "tek-seferlik öğrenme" durumuyla açıklanabilir. PLOS Biology 2015'de yayımlanan bir CalTech çalışması, "tek seferik öğrenme"nin beyindeki mekanizmasını anlatıyor.
Makaleye buradan erişebilirsiniz: Switching On One-Shot Learning in the Brain
Sıradışı bilinç halleri içeren farklı deneyimlerin nörolojik altyapısını ilerideki programlarda daha detaylı olarak yeniden ele alacağız.