“Filistin Gerçekten Dünyanın Merkezidir"

Editörden
-
Aa
+
a
a
a

Democracy Now!'da Amy Goodman ile Nermeen Shaikh, dünyaca ünlü kölelik karşıtı, yazar ve aktivist Angela Davis ile Gazze, Siyah-Yahudi dayanışması ve Trump üzerine bir söyleşi gerçekleştiriyorlar.

""

Başkan Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşünün üzerinden 100 günden fazla bir süre geçtikten sonra, Gazze, Trump ve daha fazlasını tartışan ünlü kölelik karşıtı, yazar ve aktivist Angela Davis ile konuşuyoruz.

Perşembe günü Baltimore'da düzenlenen Barış İçin Yahudi Sesi konferansında konuşan Davis şunları söyledi: “Kendimizi çok zor bir anda, bir keder anında, daha önce hiç hayal etmediğimiz bir şekilde apartheid ve soykırımın ortaya çıkışına tanık olduğumuz bir anda buluyoruz. Ancak aynı zamanda Filistin'in asla pes etmediğinin de farkındayız. Filistin asla pes etmeyecek.”

Trump yönetimine karşı direniş ihtiyacına da değiniyor. Davis, “Adalet ve özgürlük için ayakta duran bizler... aslında çoğunlukta olduğumuzu, tarihin doğru tarafında olduğumuzu, Filistin halkının örneğini takip etmemiz ve pes etmememiz gerektiğini, bu kişinin seçildiği ve bu nedenle kendisinin ve halkının tarihin yönünü belirleyebileceği varsayımına boyun eğmememiz gerektiğini kabul etmeliyiz” diyor.

AMY GOODMAN: Burası Democracy Now!, democracynow.org, Savaş ve Barış Raporu. Ben Baltimore'dan Amy Goodman, New York'tan Nermeen Shaikh ile birlikteyim.

NERMEEN SHAIKH: Barış için Yahudi Sesi bu hafta sonu Baltimore'da büyük bir konferans düzenliyor. Ünlü aktivist, yazar ve akademisyen Angela Davis Perşembe gecesi bir konuşma yaptı ve şimdi Baltimore'da bize katılıyor. Dr. Davis, aralarında Özgürlük Sürekli Bir Mücadeledir'in de bulunduğu pek çok kitabın yazarıdır: Ferguson, Filistin ve Bir Hareketin Temelleri gibi kitapların yazarıdır. Diğer kitapları arasında Abolition. Feminizm. Şimdi, Hapishanelerin Modası Geçti mi? ve Kadınlar, Irk ve Sınıf. Profesör Angela Davis, Santa Cruz'daki California Üniversitesi'nde emerita profesör olarak görev yapmaktadır. Amy?

A.G.: Baltimore'dayız. Barış için Yahudi Sesi'nin binlerce üyesi hafta sonu atölye çalışmaları ve genel oturumlar için bir araya geldi. Dr. Angela Davis dün gece bir açılış konuşması yaptı ve şu anda bize katılıyor.

Angela, Siyah-Yahudi-Filistin dayanışmasının tarihi hakkında konuşarak başlayabilir misin ve JVP'ye, Barış için Yahudi Sesi'ne hitap etmenin neden önemli olduğunu hissettin?

A.D.: Öncelikle beni programa davet ettiğin için çok teşekkür ederim Amy ve devam eden yayınların için de teşekkür ederim. Democracy Now! olmasaydı ne yapardık bilmiyorum!

Evet, Barış için Yahudi Sesi, kuruluşundan bu yana büyük bir güç olmuştur, ancak özellikle de Gazze'de ve daha geniş anlamda Filistin halkına uygulanan bu korkunç soykırım ile Amerika Birleşik Devletleri'nde, özellikle de ülkenin dört bir yanındaki üniversite ve kolej kampüslerinde ortaya çıkan McCarthy’ci tipte bir baskının birleşiminde kendimizi “müzakere masasında” nasıl ortaya koyacağımızı anlamaya çalıştığımız bu dönemde. Bence İsrail kendisini soykırımın ve elbette ABD'nin de desteklediği özgürlük karşıtı güçlerin tedarikçisi olarak öne sürerken, insanların sadece ya da öncelikle kendi halkları için değil, bize uluslararası dayanışmayı ve özgürlük mücadelelerine katılmanın ne anlama geldiğini öğreten Yahudi aktivistlerin geleneğinde çalışan ilerici ve radikal Yahudilerden oluşan güçlü bir güce sahip olmanın fevkalade önemli olduğunu fark etmeleri gerekiyor.

N.S.: Profesör Davis, “Filistin dünya için ahlaki bir turnusol testidir” dediniz, tabii müteveffa şaire June Jordan'dan alıntı yaparak.

A.D.: Evet, June Jordan.

N.S.: Bunu neden bir turnusol testi olarak gördüğünüzü ve bir turnusol testi olduğu ölçüde, son birbuçuk yılda yaşananların aslında dünyanın bu turnusol testinde başarısız olduğunu gösterip göstermediğini bizlere açıklayabilir misiniz?

A.D.: June Jordan'ın Filistin'in ahlaki turnusol testi olduğuna dair yaptığı açıklamayı gündeme getirdiğiniz için size çok teşekkür ederim. June Jordan, insanların çoğunun onu dinlemediği bir dönemde Filistin dayanışması için mücadele eden biriydi. Onu her zaman düşünüyorum ve kendimi her zaman, özellikle üniversite kampüslerinde, ancak sendikalarda ve her yerdeki ilerici hareketlerde de ülkenin her yerinde Filistin'e verilen desteğin artışına tanık olmasını dilerken buluyorum. Bu nedenle, bu dönemde hepimizin hatırlaması gereken June'u hepimize hatırlattığınız için çok teşekkür ederim.

Şimdi, Filistin gerçekten dünyanın merkezi. Hayatımın büyük bir bölümünde Filistin dayanışma mücadelesinde aktif olarak yer almış biri olarak şunu söyleyebilirim ki, devam etmekte olan bir soykırıma, dünyanın her yerinde sonuçlarına şahit olabileceğimiz bir soykırıma tanıklık etmenin akıl almaz acısını yaşarken bile, bir anlamda bunun onlarca yıldır mücadele ettiğimiz hareketin ta kendisi olduğunu da söylemek istiyorum. Rashid Khalidi'nin Filistin'de Yüz Yıllık Savaş(The Hundred Years of Palestine) adlı muhteşem bir kitabı var. Biliyorsunuz, 100 yıl oldu. Ve Siyonizm, elbette ABD hükümeti ve onun dünyanın önde gelen kapitalist ulus-devleti konumu tarafından desteklenen çok büyük bir güç. Ve biliyorsunuz, Siyonizm öyle bir güce sahip oldu ki, çoğumuzu defalarca hayal kırıklığına uğrattı. Güney Afrika için ayağa kalkan insanlar nasıl oluyor da İsrail'in Filistin'i işgalinde de aynı türden bir apartheid'in iş başında olduğunu göremiyorlar? Ama tabii ki son dönemde ülkenin dört bir yanında – aslında dünyanın da dört bir yanında – öğrencileri görmekteyiz. Yurtdışında bir dizi üniversiteyi ziyaret ettim ve sanırım dünyada hemen hemen her kampüste Filistin ile dayanışmayı yaygınlaştırmaya yönelik hareketler boy gösteriyor.

Dolayısıyla kendimizi çok zor bir anda, kederli bir anda, apartheid ve soykırımın daha önce hiç hayal etmediğimiz bir şekilde ortaya çıkışına tanık olduğumuz bir anda buluyoruz. Ancak, aynı zamanda Filistin'in asla pes etmediğinin de farkındayız. Filistin asla pes etmeyecektir. İşte tam da bu nedenle, İsrail bombaları Gazze'nin neredeyse tamamını yok etmişken, olabilecek en kötü maddi çıkmazda bile, vazgeçmeyi reddeden, halkından vazgeçmeyen, tarihinden vazgeçmeyen, kültüründen vazgeçmeyen ve dünyanın dört bir yanında mücadele eden diğer insanlarla dayanışmasını ifade etme yeteneğinden vazgeçmeyen Filistin halkını görüyoruz.

Dolayısıyla, bu hazmetmesi biraz zor bir an tabii, ama hüngür hüngür ağlarken, acıların ortasında dayanışmamızı ifade ederken bile, bunun beklediğimiz an olduğunu, dünyanın dört bir yanındaki insanların Filistin'i bir turnusol testi olarak kabul ettiğini ve Siyonizme, küresel kapitalizme ve ırkçılığa teslim olmayı ve boyun eğmeyi kesinlikle reddeden Filistin halkının liderliğini takip etmezlerse Sudan'da başkaldıran insanların da, Kongo'da başkaldıran insanların da, IT dünyasındaki insanların (yazılımcılar, internetçiler vb) da başarılı olamayacağını kabul etmemiz gerektiğini düşünüyorum,

A.G.: Angela Davis, Başkan Trump'ın ikinci döneminin ilk 100 gününde sizinle konuşmaktayız. Birçok kamuoyu yoklaması, ekonomiden göçmenliğe kadar birçok konuda Trump'ın oy oranının modern başkanlardan ve son 80 yıldaki tüm başkanlardan daha düşük olduğunu gösteriyor. New York Times gazetesi manşetten “Hiç Böyle 100 Gün Olmamıştı” başlığını attı. Aynı zamanda yargıçlar da Başkan Trump aleyhine karar üstüne karar veriyor. Ve bu özellikle Filistinlilerin haklarını savunan, gözaltına alınan, hapse atılan kişilerle ilgili; örneğin Columbia Üniversitesi öğrencisi ve Filistinli aktivist Muhsin Mahdawi, Vermont'ta bir yargıç tarafından serbest bırakıldı ve kendisi Columbia Üniversitesi’nden mezun olmak üzere New York'a gelecek.

Yargıcın bu konudaki karar yazısı şöyle: “Mahkeme ayrıca bu davanın ve benzerlerinin olağanüstü durumunu da göz önünde bulundurmaktadır. Yasal olarak ikamet edenler - suç veya görevi kötüye kullanmakla suçlanmayanlar - günün siyasi meselelerine ilişkin görüşlerini ifade ettikleri için tutuklanmakta ve sınır dışı edilmekle tehdit edilmektedirler.” Yargıç sözlerine şöyle devam ediyor: “Ulusumuz daha önce de özellikle de anarşist ya da komünist görüşlere sahip olduğundan şüphelenilen yüzlerce kişinin sınır dışı edilmesine yol açan 1919-1920 yıllarındaki Kızıl Korku ve Palmer Baskınları sırasında böyle dönemler yaşamıştır.”

Şunu merak ediyorum: Siz de bu noktada bir büyük değişim dalgası görüyor musunuz? Ekonominin çöküşü, ekonominin daralması, anketlerin çöküşü, yargıçların Trump aleyhine peş peşe kararlar vermesi ve yüzbinlerce insanın sokaklara dökülmesi – bütün bunlar, bunca uzun zamandır aktivist olan size ne anlatıyor?

A.D.: Bu soru için teşekkür ederim Amy. Trump'ın bu ülkedeki insanların çoğunluğu tarafından seçilmediğini kabul etmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Aslına bakarsanız Trump'a oy vermeyenlerin sayısı ona oy verenlerin sayısından daha fazla. Dolayısıyla, arkasında halkın gücü olan bir başkan görmüyoruz karşımızda – tam tersine. Adalet, özgürlük ve daha iyi bir gelecek için mücadele eden bizlerin aslında çoğunluk olduğumuzu, tarihin doğru tarafında yer aldığımızı, Filistin halkının örneğini takip etmemiz ve pes etmememiz gerektiğini, bu kişinin seçildiği ve dolayısıyla kendisinin ve halkının tarihin yönünü belirleyebileceği varsayımına boyun eğmememiz gerektiğini düşünüyorum.

Elbette muazzam bir zarar görmüş olduğumuz bir gerçek. Son yönetimin bu ülkedeki mahkeme sistemine ne büyük bir zarar verdiğini biliyoruz ve sadece bunun telafisi için sayısız yıl geçmesi gerekecek. Aynı zamanda, uzun süredir buralarda olan bizler, şu anda yaşananların yarın yaşanacakları belirleyemeyeceğinin de farkındayız. Elbette son 100 gün sonsuz bir süre gibi görünüyor ve hiç kimsenin bu kadar kısa bir süre içinde yürütme gücünü elinde tutan bir kişi tarafından bu kadar korkunç bir zarar verildiğini deneyimlediğini sanmıyorum. Ancak, aynı zamanda geriye dönüp tarihe bakmamız ve yarının şu anda yaşananların bir yansıması olmayacağını, Filistin halkı ve Filistin halkına karşı yürütülen 100 yıllık savaştaki gibi güçlü durmamız gerektiğini kabul etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Direnişe, büyük direniş eylemlerine de küçük direniş eylemlerine de katılmalıyız. Sonunda tarihin yönünü belirleyebilecek olanların bizler olduğuna kaniyim.

N.S.: Çok teşekkür ederim Dr. Angela Davis.


* Democracy Now!'da yayımlanan “Palestine Is Really the Center of the World”: Angela Davis on Gaza, Black-Jewish Solidarity & Trump" adlı söyleşi, Türkçeye Ömer Madra tarafından çevrilmiştir.