Ömer Madra
Açık Gazete'nin konuğu iklim değişikliği ve küresel ısınmaya karşı 15 Mart'a Bebek Parkı'na 'İklim için okul grevi' çağrısı yapan Atlas Sarrafoğlu.
Dünyanın dört bir tarafından gençlik iklim liderleri 1 Mart Cuma günü dünya liderlerine hitaben bir açık mektup yayınladı.
Vakanüvisiniz hakir, sorar: Acaba? Bu neslin 'cebrinefs'i, yakın gelecekte gelecek nesilleri bekleyen kıyameti önler mi?
7 Aralık, dilbilimci, düşünür, yazar Noam Chomsky'nin 90. doğumgünü. Biz de bunu vesile ederek ve "Bugünü anlamak için geçmişi hatırlamak gereklidir" diyerek, bundan 16 yıl önce Ömer Madra'nın İstanbul'da kendisiyle yaptığı bir söyleşiyi yayınlamayı uygun bulduk.
Avustralya’da iklim krizine kayıtsız kalan politikacılara karşı okul kırma eyleminin Sydney bölge sorumlusu, 14 yaşındaki öğrenci Jean Hinchcliffe ile görüştük.
Türkiye’nin ilk doğa korumacılarından, Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin de kurucuları arasında yer alan Tansu Gürpınar, İstanbul Politikalar Merkezi’nin düzenlediği 'Doğa ve İklim Söyleşileri' dizisinin ilk konuğu olmasının hemen ardından Açık Yeşil programına konuk oldu.
Gezegen Burger Olmamak İçin Etliye Sütlüye Karışmamanın Artık Tam Zamanı: Hayvancılık ve tarım endüstrisinin gezegen üzerindeki tahribatı hakkında bugüne kadar yapılmış en kapsamlı araştırma ve analiz, Science dergisinin 1 Haziran 2018 tarihli sayısında yayınlandı. Araştırmaya göre özetle, gezegen üzerindeki çevresel etki ve tahribatını azaltmamızın en önemli tek yolu, et ve mandıra ürünlerini (süt, yumurta, peynir vb) tüketmekten vazgeçmek.
Açık Yeşil'de bu hafta da Hindistan ve Nepal'de yaşanan seller, Sierra Leone'da 3000 insanın evsiz kaldığı 500'ün üzerinde insanın hayatını kaybettiği korkunç toprak kayması, Kanada ve Grönland'daki yangınlardan yola çıkarak, artık tüm emareleriyle beraber, tartışmaya yer bırakmaksızın günlük hayatımızda varlığını görebildiğimiz iklim değişikliği hakkında konuşmaya, yayınlanan çalışma ve raporlara değinerek devam ettik.
Cuma Adlı Adamlar'da bu hafta Etienne Balibar'ın "Eşitliközgürlük" ve "Yurttaşlık" kitaplarından yola çıkarak ulus devlet bünyesinde yurttaşlar topluluğunun devletle kolektif özdeşleşmesinin yerini alacak insan eşittir yurttaş denklemini kuracak bir gelişmenin mümkün olup olmadığını konuştuk.
İnsanlık camiası olarak, 2016 yılının ilk yarısını küresel çapta müthiş rekorlarla kapatmış oluyoruz. İstatistiklerin kuyruklu birer yalan olduğu bize sık sık hatırlatılsa da, dünyanın gidişatını gösteren bazı tablolara –şöyle üstünkörü de olsa– bir göz atmamızda fayda olabilir. Çünkü, dünyayı değiştirmek istiyorsak onu yorumlamaya da kuvvetle ihtiyacımız olacaktır, ne de olsa.
Sonsuz kâr hırsına, kalkınma ve büyüme safsatasına ve bir de sınırsız kibire dayalı İnsan Kaynaklı İklim Çöküşü’nün halihazırda ne kadar hızlı seyrettiğine dair sağlam bir fikre sahip olmak istiyorsanız, "elde edilebilecek en yeni ve en kesin bilgileri aktarma çabası ve ruhu içinde yazılmış" olan bu bülteni okuyun.
“2016’nın ilk üç ayı öyle sıcaktı ki, küresel hararet, COP21 iklim konferansında koyulan sıcaklık tavanına gelip dayandı bile; oysa konferansın imzacı ülkeleri uluslararası taahhütlerini henüz onaylamış bile değiller.
Geniş çaplı yeni bir NASA araştırması Filistin, İsrail, Kıbrıs, Lübnan, Suriye, Türkiye ve Ürdün’ü içeren Doğu Akdeniz havzasında son 900 yılın en şiddetli kuraklığının hüküm sürdüğünü ortaya koyuyor. 1998’de başlayan kuraklıkta insan kaynaklı iklim değişikliğinin önemli payı saptanıyor: “Doğu Akdeniz bölgesi, gezegenin insan tarafından ısıtılmasının etkilerini şimdiden hissediyor,” diyor araştırmacılar!
Avon’lu Ozan’ın 400. yaşgününe günler kala onun sihirli diliyle seslenerek başlayalım söze:
Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Dürüst olalım – Hem birbirimize, hem de kendimize karşı: Düpedüz savaş var ortada. Türkiye, geçen yılın Temmuz sonundan, yani yaklaşık 6 aydan beri bir savaşın içinde.
“Öyle ya da böyle, Açık Radyo yirmi yıldır konuşuyor işte. Durmadan konuşuyor. Milyonlarca, yüz milyonlarca, hatta belki de milyarlarca kelimeyle, heceyle, sesle, sedayla, tınıyla ve notayla kesintisiz konuşuyor… Bir monolog değil bu ama. Tam tersine, çok taraflı devasa bir dialog.”
Geçen hafta (3 Kasım 2015 tarihinde) gerçekleştirilen Açık Sınav’da ülkenin yorumlanması güç siyaset sahnesini kavramak için sizlere bir paragraflık bir metin verilmiş, bu metni araç olarak kullanarak bir analiz geliştirmeniz istenmişti.
Hırsızlar, polisler, intihar bombacıları, gangsterler, mankurtlar ve kayyumlar arasında geçen heyecanlı bir seçim öncesi dönemini geride bıraktıktan sonra artık yeniden okullu olduk. Şimdi, kalemleriniz ve kâğıtlarınız hazırsa, Siyaset Bilimine Giriş dersimizin ilk sınavına girmeye de hazırsınız demektir. Soru metni aşağıdadır: