Ömer Madra

-
Aa
+
a
a
a
24 Ekim 2002
Moskova'nın dev kültür merkezinde yılın en popüler müzikali olan "Kuzey-Doğu"yu seyretmek üzere büyük salonu tıkabasa dolduran "turist kitsch-adam"lar, kendileri güzel, sesleri güzel Rus kızlarıyla erkeklerini huzur ve huşû içinde izlerlerken, ikinci perdenin başlarında kendilerini "şiddet"in ağabab
23 Ekim 2002
ABD polisinin de sabrı tükenmekteymiş bu arada. Washington'da 150 kilometrelik bir şeridi şahsi atış talim alanına çevirmiş olan (Goldenberg/Guardian) keskin nişancı terorist "çocuklarınız hiçbir yerde, hiçbir anda güvende değil!" diye tüyler ürpertici bir mesaj vermiş.
22 Ekim 2002
Sabahın erken saatlerinde yollara düşen çalışkan tefrikacılarınıza İstanbul'un henüz yarı karanlık semalarında eşlik eden olağanüstü bir mehtap vardı—tastamam, pasparlak ve gülümser... Günün ilk haberi de gülümsememizi büsbütün yayvanlaştıran "küçük birader" hikâyesi oldu.
21 Ekim 2002
Rotterdam'da, Erasmus Üniversitesi'nin yeni bir araştırmasına göre, sıradan gıdada bulunan 'cinsiyet bükücü' kimyasal maddeler ile çevresel faktörler okul öncesi dönemde bulunan çocukları etkiliyormuş.
18 Ekim 2002
Önümüzü görmeye çalışmaktan gözümüzü hiç gökyüzüne çeviremediğimiz için mühim bir gelişmeyi aktarmayı az daha ihmal ediyormuşuz.
17 Ekim 2002
Terör örümceği ağlarını örmeğe devam ediyor. Sabahın alacasında Filipinler'den patlama(lar): 5 katlı alışveriş merkezleri, bitişikteki mağazalar, patlamadan tesirsiz hale getirilenler... En az 5 ölü, en az 144 yaralı, yaralıların birçoğu ağır...
16 Ekim 2002
Türkiye'den üs istendiği iddiaları doruğa çıkarken, çok gerginlik yaratıcı bir haber: General Franks, önümüzdeki Pazartesi TC Başkenti Ankara'ya ayak basıyor. Kim mi bu General Franks? "Irak komutanı" (Zaman); "Irak'ın ABD'li valisi" (Sabah); "ABD'li halef" (Akşam)...
15 Ekim 2002
11 Eylül'den sonra dünyanın gördüğü en büyük terör olayı Endonezya'nın Bali adasında oldu.
14 Ekim 2002
Şiddetin şiddeti doğuracağı ve şiddetin günümüzde aldığı biçimden kimsenin muaf olmadığı uzun zamandır konuşuluyordu; biz bir defa daha söyleyelim.
11 Ekim 2002
SAVAŞA HAYIR! diye bağırıyor insanlar. Seattle'da, 12-30 bin arasında değişen sayıda insan yürümüş ellerinde mumlarla. Katılanlar arasında hemen her din ve ırktan insanın yer aldığı belirtiliyor. Keza, Broadway'de de bir 3 bin kişi...
10 Ekim 2002
Dünyanın dünyanın en büyük demokratik topluluğu, en büyük pazarı, dünyanın en büyük barış bölgesi... Demokrasi, refah ve barış.
09 Ekim 2002
Şaşıracaksınız ama, bugünkü tefrikamızın ana konusu savaş...
08 Ekim 2002
"Her türlü inkâr, aldatma ve ertelemenin sonu geldi... Kitle imha silahlarına müptelâ olan cani diktatörü durdurmak gerek... Barış adına, bu canavarı silâhsızlandıracak bir koalisyona önderlik edeceğiz...
07 Ekim 2002
Son günlerde, eski özgürlük rüzgârından çok bir serbestlik meltemine benzer bir esintiyle yelkenlerini şişirir gibi olan savaş karşıtları, gitgide daha yüksek sesle konuşuyorlar.
04 Ekim 2002
Aralık ayındaki görüşmelerde Türkiye'nin AB üyelik sürecinde bir takvim alıp alamayacağı konusu hararetle tartışılır ve Verheugen'ın bütün demeçleri olumlu bir sonuç çıkarmak adına didik didik edilirken İstanbul Üniversitesi açıldı. Bu iyi bir şey elbette.
03 Ekim 2002
İşgal altındaki topraklarda Cenin'de 45 yaşındaki Filistinli Ahmet Istaiteh İsrail askerlerinin kurşunlarıyla öldürüldü, Vadi Gazze kasabasında bir ev İsrail buldozerleriyle yerle bir edildi, 6 Filistinli tutuklandı...
02 Ekim 2002
TBMM Genel Kurulu'nda bir oturum yapıldı. 170'e karşı 191 oyla Meclis'in tatile girmesi kararı alındı. Böylece, daha önce alınmış olan "3 Kasım'da erken seçime gitme kararı" da dolaylı olarak "onaylanmış" oldu.
01 Ekim 2002
ABD ile onun kankası Britanya'nın "İşçi" Partisi yönetiminin uluslararası hukuk ve evrensel adalet ilkelerini çiğneyerek Irak'ı yerlebir etme planları hızla ilerliyor.
30 Eylül 2002
Londra, Washington, Selanik, Sydney, Madrid... Hafta sonunda, kendini dünya vatandaşı hisseden, vicdan sahibi bireyler sokaklara döküldüler ve hepbir ağızdan bağırdılar: Savaşa hayır!
27 Eylül 2002
Bush daha geçen gün Birleşmiş Milletler'in, affedersiniz, 'ölmüş eşek' muamelesi gördüğünü ve Saddam'ın bu müstesna cemiyetin haline karınlarını tuta tuta güldüklerini söylüyordu.
26 Eylül 2002
Blair'in Saddam'ın korkunçluğu konusundaki raporu kendi Parlamentosu'na sunarkenki konuşması olağanüstü "parlak", raporun içeriği ise hayal kırıcı bulunmuş. Bush, Blair'in hem konuşmasını, hem raporunu çok beğenmiş oysa.
25 Eylül 2002
Kuzey Kutbu'nda delikler açılmasını öneren mezkur yasa tasarısını karara bağlamak için Cumhuriyetçiler'den yeni hamleler geliyormuş.
24 Eylül 2002
Ortadoğu'da Arafat, birkaç ay öncekinden daha da berbat durumda, Ramallah'daki kararg – pardon ofis yıkıntısı içinde 2,5 odaya sıkıştırılmış oturuyor – mu yoksa yarı ayakta duruyor mu, orası da belli değil.
23 Eylül 2002
İnsan Hakları ve sosyal haklar konusunda son otuz yıllık gelişmeler öyle tuhaf bir sonuç verdi ki, Avrupa'nın en güçlü ülkesi Almanya'da iktidarı işte bu gelişmeler sonucunda oy kullanma hakkına sahip olan 400 bin Türk göçmeni tayin etmiş oldu!
23 Eylül 2002
"Toprak benim ağırlığım altında yıkıldı, üstüme geldi. Bir daha baktığım zaman çok hafif, incecik bir toprak örtüsünün altında sayısız organ ve yüz gözüme ilişti, büyük bir taş sandığım şey bir mide idi. Bir adamın kafasını, bir kadının çıplak memesini, bir çocuğun ayağını görebiliyordum.
20 Eylül 2002
...
19 Eylül 2002
Güneşin altında yeni birşey yok: Irak'ın "gelin denetleyeyin, bizde silâh yok," şeklindeki mektubu Amerika Birleşik Devletleri yönetimini kızdırdı. Özellikle Savunma Bakanı Rumsfeld'in iyice sinirlendiği anlaşılıyor.
19 Eylül 2002
16 Eylül 2002, korkunç bir olayın 20.
18 Eylül 2002
Gerek Suudi Arabistan, gerek Fransa savaş aleyhtarlığı konusundaki bir süredir yumuşamakta olan tavırlarını daha da yumuşatınca, Saddam kalenin önünü açmaya karar verdi. Şimdi, bu ani hamlenin ertesi gününde, doğrusunu isterseniz kimse savaş ihtimalinin sona erdiğinden bahsetmiyor.
17 Eylül 2002
İtiraf etmek gerekirse tefrikacılarınız, kendi ülkeleri de dahil insanlık camiasının menfi kanadına değil, ABD'ye ve Britanya'ya hak veriyorlar. Evet, bu kocaman bir oyun! Onbinlerce sivilin hayatına malolabilecek çok ölümcül bir oyun tabii, ama gene de oyun işte.