Ella Fitzgerald ile Cole Porter’a Saygı Duruşu

Açık Şemsiye
-
Aa
+
a
a
a

Açık Şemsiye'de Mehmet Yusuf'un seçkisiyle, caz tarihine altın harflerle yazılmış bir buluşmaya kulak vereceğiz: Ella Fitzgerald Sings The Cole Porter Song Book. 1956 tarihli bu double albümden 32 parçanın yalnızca 12’sini dinleyeceğiz. 

""

Besteci: Cole Porter

Cole Porter, Amerika'nın en sofistike besteci ve söz yazarlarından biri kabul edilir. 1891'de Indiana, Peru'da doğan Porter, Amerikan popüler müziğine eşsiz bir zekâ, zarafet cesaret ve mizah kombinasyonu getirmiştir. Çağdaşlarının çoğunun aksine, Porter hem müziği hem de sözleri yazarak, zekice kelime oyunları çift anlamlar ve karmaşık armonilerle kalıcı standartlar haline gelen şarkılar bestelemiştir.

Porter'ın hayatı da, besteleri kadar renkli geçmiştir, zengin ve ayrıcalıklı yetişme tarzından Yale ve Harvard'daki zamanına, Paris'teki bir dönem lüks yaşam tarzına kadar. 1937'de yaşadığı ve hayatının geri kalanında aralıklarla acı çekmesine neden olan bir at binme kazasına rağmen, Porter 1964'teki ölümüne kadar parlak, neşeli ve sıradışı müzikler üretmeye devam etmiştir. "Anything Goes," "Kiss Me Kate," ve "Can-Can" gibi Broadway gösterileri aracılığıyla, Porter’ın şehirli sofistike dokunuşu, müzikal tiyatroda bir çığır açmıştır.

Vokal: Ella Fitzgerald

Bu projede yaklaşık 20 müzisyen, değişik parçalarda değişik oranlarda yer aldı.  Piyanist Paul Smith, Night and Day hariç bütün parçalarda ve tabi Ella Fitzgerald bütün parçalarda vardı.

Ella Fitzgerald hakkında daha önce söylenmemiş ne söylenebilir ki? "Şarkının First Lady'si" (First Lady = En önemli kadın) olarak bilinen Ella, cazın en saf enstrümanlarından birine, olağanüstü netlikte, kusursuz tonda, sıra dışı doğaçlama yeteneğine sahip bir sese ve mükemmel diksiyona sahipti. 1917'de doğan Fitzgerald, zor bir başlangıçtan 20. yüzyılın en çok takdir edilen vokalistlerinden biri olmaya yükselmiştir.

21 Kasım 1934 akşamı, genç ve dansçı olmaya hevesli Ella Fitzgerald, Harlem’deki Apollo Tiyatrosu sahnesine çıkarak Amatör Gecesi olarak bilinen zor bir geleneksel yarışmaya katılır. İsmi şapkadan çekilerek tamamen tesadüfen sahneye çıkan genç dansçı, kendinden önce çıkan dansçının başarılı performansından çekinerek aniden şarkı dalında yarışmaya karar verir.  Gerisi tarih…
Ella'nın scat yapma yeteneği, sesini bir nefesli çalgı ustası kadar ustalıkla bir enstrüman olarak kullanması, hâlâ eşsizdir. Ancak aynı derecede etkileyici olan, seslendirdiği her şeye duygusal derinlik ve swing katma yeteneğiydi. Olağanüstü kariyeri, 1996'daki vefatına kadar altı on yıl sürmüş ve Amerikan müziğinde silinmez bir iz bırakmıştır.

Albüm: Ella Fitzgerald Sings The Cole Porter Song Book

1956'da, yapımcı Norman Granz, Ella'yı Amerika'nın en büyük bestecilerinin eserleriyle buluşturma fikrini ortaya attı ve bu projeye Cole Porter ile başladı. "Ella Fitzgerald Sings the Cole Porter Song Book", "Song Book" serisi olarak bilinecek olan kayıtların ilki oldu, Ella'nın çok yönlülüğünü ve bu bestelerin zamansızlığını sergileyen çığır açan bir kayıt seti meydana geldi.  Bunu birçok songbook izledi.

Bunu izleyen serideki 7 (toplam 8) albümün her biri, farklı bir besteciye odaklanıyordu.

Granz, Waldorf-Astoria'da Cole Porter'ı ziyaret etti ve ona bu albümün tamamını dinletti. Sonrasında Porter’ın yorumu  "Vay canına, bu kızın ne harika bir diksiyonu var." Oldu.  Yorumun aslı: "My, what marvelous diction that girl has."

Bu çift albüm, Buddy Bregman tarafından düzenlenen 32 Porter bestesini içeriyordu. Kayıt, Ella'yı popüler bir caz şarkıcısından Amerika’nın kültürel bir kurumu konumuna yükseltti ve ayrıca, Porter'ın sofistike bestelerine olan ilgiyi yeniden canlandırdı. Bu albüm, bugüne kadar yapılmış en önemli vokal caz kayıtlarından biri olmaya devam ediyor. 


Too Darn Hot:
Kiss Me, Kate" (1948) müzikalinden, bu ateşli parçanın ismi çift anlamlı bir ifade, hem çok sıcak demek, hem de seksi, ateşli demek.  Ayrıca 1948 için cesur bir gönderme olarak Kinsey Raporu'na da  bir selam gönderiyor.  Kinsey Raporu cinsellikle ilgili.  Bu müzikal, Kiss Me Kate, Shakespear’in Taming of the Shrew (Hırçın Kız) adlı oyununa dayanan bir eser.

Night and Day
Cole Porter’ın en tanınmış şarkılarından biridir. 1932’de The Gay Divorce (Neşeli Boşanma) müzikali için yazılmıştır ve ilk olarak Fred Astaire tarafından seslendirilmiştir. “Night and Day”, sözlerinde tutkulu bir aşkın gece gündüz hiç akıldan çıkmamasını anlatıyor.

Always True To You In My Fashion
Always True to You (In My Fashion): Yine Kiss Me, Kate (1948) müzikalinden gelen bu eserde, sevgilisine “kendi tarzımda sadığım” diyen bir kadının anlatısı var. Şarkıda, kadın sadakatini ifade ediyor—bazı oldukça önemli istisnalarla— örneğin, başka zengin erkeklerden hediyeler alırken falan…  Dinleyelim: Always True to You (In My Fashion).

All of You
1954’te yazılan bu duygusal şarkı, Broadway müzikali Silk Stockings’te sahneye konmuştu. “Senin her yanını seviyorum” diyen romantik sözleri, tatlı caz melodisiyle bütünleşir. 

 Begin the Beguine
Latin ezgili bir Ballad olan bu eser, 1935’te Broadway müzikali Jubilee’de tanıtılmıştır.


“Beguine” Karayip kökenli bir dans türüdür; şarkıda ise geçmiş bir aşkın tekrar başlamasını özlem dolu sözlerle dile getirir. Ella Fitzgerald’ın röportajlarında da söylediği gibi, bu şarkı kendi ruhunda bir nostalji ve hüzün taşır.  


I Love Paris
Cole Porter’ın 1953 tarihli Can-Can müzikali için yazdığı bu eser, Paris’i her haliyle (yağmurda, karda, yaz kış…) seven birisinin şarkısıdır.  Çünkü sevdiği yakınındadır.  İlk yorumunu Fransız şarkıcı Lilo yapmıştı. Şarkının neşeli ve tekrar eden “I love Paris” nakaratı, Ella’nın yumuşak caz tarzıyla birleşince şarkı sizi adeta Paris sokaklarında, kafelerinde dolaşıyormuş gibi hissettirecek.  I love Paris.

What Is This Thing Called Love?
Cole Porter, 1929 yapımı Wake Up and Dream müzikalinde yer verdiği "What Is This Thing Called Love?" şarkısının bir Fas yerel dansından esinlendiğini söylemiştir.

“Bu aşk denen şey nedir?” Bu 1929 Porter klasiği, hayatın ebedi sorularından birini soruyor. Porter'ın sofistike armonileri aracılığıyla aşkın gizemi üzerine düşünürken Ella'nın kusursuz tonlamasını ve duygusal aktarımını dinleyelim.

It’s De-Lovely
1936 tarihli Red, Hot and Blue müzikalinde sunulan bu eğlenceli şarkıda, Porter sözlerde “de-” önekini kullanarak kelimelerle oynar ve hatta de-lovely gibi yeni bir kelime uydurur. “De-lightful, de-licious, de-lovely” gibi mısralarla dinleyiciye “çok hoş, çok güzel” ifadelerini ön plana çıkartıp vurgulayarak, aklında yer edecek biçimde sunmanın yaratıcı bir yolunu çizer.

I’ve Got You Under My Skin
1936’da çekilen Born to Dance filminde Virginia Bruce tarafından seslendirilen bu şarkı, daha sonra Frank Sinatra yorumuyla da çok ünlü olmuştur.

Oscar'da En İyi Orijinal Şarkı dalında aday gösterildi ancak o yıl "The Way You Look Tonight" şarkısına kaybetti.


Aşkın “tatlı esaretini” anlatan parçaya, Fitzgerald’ın bu albümdeki güçlü yorumu büyüleyici bir renk katıyor.

Don’t Fence Me In
Porter’ın 1934’te yazdığı bu parça aslında bir kovboy şarkısıdır; Robert Fletcher’ın şiirinden esinlenmiştir.  Hiç çekilmemiş olan 20th Century Fox filmi Adios, Argentina için yazılmıştır. “Beni çitle çevirme, özgürlüğüme karışma” gibi sözlerle Amerikan batısının geniş topraklarının çağrıştırdığı özgürlüğü işler.

I Get a Kick Out of You
Bu eğlenceli ve ironik şarkı 1934 tarihli Anything Goes müzikalinden. Bu şarkıda anlatıcı, artık hiçbir şeyden heyecan duymadığını söylüyor—bırakın şampanyayı, uçaktan atlamak bile kesmiyor—ama sevdiği kişi başka tabii. İşte Ella Fitzgerald’dan: I Get a Kick Out of You."

Ev’ry Time We Say Goodbye
Dinleyeceğimiz son şarkı duygusal yoğunluğu yüksek, sade ama etkileyici bir baladdır. 1944’te yazılmıştır.    Vedalarla gelen hüznü ve tekrar buluşma arzusunu anlatır. “Her veda edişimizde bir parçam ölüyor” sözleri, Porter’ın majör ve minör tonlar arasında geçiş yaparak müziğine de yansıttığı bir duygu durumu yansıtıyor. Ella’nın yorumu ise son derece içten, neredeyse fısıltıyla, üzerine gelen bir hüznü, bize ustalıkla aktarıyor.