‘Züccaciye dükkanındaki fil’: NATO içinde Türkiye’yi müttefik görmeyenlerin sayısı artıyor

-
Aa
+
a
a
a

Nereye Doğru programının bu haftaki bölümünde Beyrut’taki patlama, Türkiye – Libya ilişkileri ve Türkiye’nin NATO’daki durumu masaya yatırıldı.

Bu hafta Cengiz Aktar’ın gündemindeki ilk madde Beyrut’ta gerçekleşen patlamaydı. 2.750 ton amonyum nitratın patlamasıyla meydana gelen bir kaza olduğu söylense de uzmanların bu maddenin tetiklenmeden patlamayacağını ve bu noktada da komplo teorilerinin gündeme geldiğini belirten Aktar, bu teorileri hiçbir istihbarat örgütünün onaylamadığını dile getirdi. Bu patlamanın zaten zor durumda olan Lübnan ekonomisini daha da zor duruma sokacağını ifade eden Aktar, Orta Doğu Hristiyanlığının ayakta kalabildiği bu yegâne yerin Suriye’deki savaşla birlikte de ciddi zarar gördüğünü belirtti. Lübnan’a yönelen ve İsrail’in başını çektiği yoğun bir Hizbullah düşmanlığı olduğunu ve bu düşmanlık sebebiyle de bölgeye yardımın yeteri kadar olmadığını dile getiren Aktar, bölgede ciddi bir kaos yaşanacağını belirtiyor. Aktar; Lübnan’ın Fransa’nın ifade ettiği somut destek dışında henüz fazla bir yardım alamadığını, bu sürecin altından nasıl kalkacağının belirsiz olduğunu ve İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri’nin ne tepki vereceğinin merak edildiğini dile getirdi.

Cengiz Aktar’ın bir diğer başlığı ise Türkiye ve Libya’nın ortak gündemiydi. Aktar; Türkiye’nin bölgeye gönderdiği cihatçı sayısının açıklandığını, Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlem Merkezi’nin verdiği rakamlara göre 17 bin kişiden oluşan bu takviyenin içinde 4 bin de Tunuslu cihatçının yer aldığını ve Tunus’un Libya’nın komşusu olması sebebiyle bu durumun Libya için oldukça rahatsız edici olduğunu dile getirdi. Aktar; Libya Ulusal Ordusu’nun başkomutanı olan Halife Hafter’in “Türkiye’nin ordusuna acımasız davranacağız” açıklamasını yapmasının ve Osmanlı dönemini sömürgecilik olarak nitelendirmesinin ardından Hulusi Akar’dan Trablus’a desteğin devam edeceği yönünde bir demeç geldiğini ancak Türkiye’nin son dönemde verdiği demeçlerde daha sakin bir tutum takındığını ifade etti. 

Azerbaycan ve Türkiye’nin ortaklaşa yürüttüğü askeri tatbikatın ise 10 Ağustos’ta sona ermesinin beklendiğini dile getiren Aktar; Doğu Akdeniz, Ege cephesinde ise bir sükûnetin hâkim olduğunu ifade etti. Almanya’nın arabuluculuğuyla gerçekleşen ve ağustos ayı sonuna kadar gündemi belirlenecek olan toplantılarda Yunanistan’la görüşüleceğini ve müzakere gerçekleşeceğini de belirten Aktar, ortak bir zeminin bulunup uzlaşma sağlanacağına ihtimal vermediğini ifade etti. 

Aktar’ın bu haftaki son gündemi ise Türkiye, NATO ilişkisinin son haliydi. New York Times'da yer alan ve Steven Erlanger tarafından kaleme alınan makalede, Türkiye’nin NATO için ‘Züccaciye dükkanındaki fil’e dönüştüğünün ifade edildiğini belirten Aktar; Türkiye’nin artık asla müttefik olarak tanımlanamayacağının, Türkiye’nin geçmişe kıyasla daha agresif bir tutum sergilemesinin ve Erdoğan’ın diktatörlüğe dönüşen tutumunun NATO üyelerini tedirgin ettiğinin de dile getirildiğini belirtti. NATO eski büyükelçisi Nicholas Burns’un ifadesine göre NATO’nun genişlemesi ile ilgili sorunlu ülkeler olduğunu ancak bu yönde Türkiye gibi davranan bir ülke olmadığının düşünüldüğünü dile getiren Aktar, NATO üyeliğinden çıkarılmak gibi bir durumun söz konusu olmadığını ancak New York Times’da yer alan makaledeki gibi tepkilerin arttığını ve bu durumun göz önünde bulundurulması gerektiğini de ifade etti.