Sıçrattığı kan Ortadoğu'yu aşıp dünya genelinde nefret ve korkunun nedeni haline gelen terör örgütü IŞİD, Ocak ayının son günü Japon savaş muhabiri Kenji Goto'nun kafasının kesilmesinin, 3 gün sonra da Ürdünlü Pilot Muaz el-Kesasibe’nin diri diri ateşe verilişinin videolarını yayınladı. Örgüt, pilotun katlini kınayan 4 kişiyi de başını keserek cezalandırdı.
Ayın Sözü:
"Susmayacağız, anlatacağız: Biz kadın olduğumuz için taciz edildik, tecavüz edildik, öldürüldük. Bizim suçumuz değildi. Sen de anlat."
Yazar Özgecan Kara, Özgecan Aslan'ın ölümünün ardından kadınların başlarına gelen taciz hikayelerini anlatmalarına devam edeceğini söylüyor. (Yeşil Gazete)
***
İndirmek için: mp3, 20.9 Mb.
Sıçrattığı kan Ortadoğu'yu aşıp dünya genelinde nefret ve korkunun nedeni haline gelen terör örgütü IŞİD, Ocak ayının son günü Japon savaş muhabiri Kenji Goto'nun kafasının kesilmesinin, 3 gün sonra da Ürdünlü Pilot Muaz el-Kesasibe’nin diri diri ateşe verilişinin videolarını yayınladı. Örgüt, pilotun katlini kınayan 4 kişiyi de başını keserek cezalandırdı.
Saldırılar karşısında Japon Başbakanı Shinzo Abe gözyaşları içinde yaptığı açıklamada intikam yemini etti: Abe, ülkesinin başka topraklarda askerî operasyon yapmasını engelleyen "pasifist anayasa"nın değiştirilmesi tartışmasını başlatırken, Ürdün de pilotla takas edilmesi planlanan Sacide Rişavi ve Ziyad Kerbuli'yi astı, üzerlerine intikam yeminleri yazan bombalarla IŞİD mevzilerini bombaladı. Medeniyetin beşiği Mezopotamya’da kadim göze göz dişe diş kodası 3769 yıl önceki olanca tazeliği içinde günümüzü şenlendirmekteydi.
Şubat ayında Suriye ve Irak'taki insanlar tarihlerinin en kanlı günlerini yaşıyordu. Beşar Esad'ın BBC kamerasına "Varil bombası ya da tencere kullandıklarını duymadım" dediği hava kuvvetlerinin, Başkent Şam’ın kırsalında yer alan Duma’da 5 gün içinde aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 350'den fazla insanı parçalayarak öldürdüğü açıklandı.
Suriye’de 4 yılını geride bırakmaya hazırlanan iç savaşta, 200 binden fazla kişi ölmüş, nüfusun yarısı ülkenin içinde veya dışında sığınmacı durumuna gelmişti.
Tarihi balyoz ve matkap darbeleri ile parçalanan kadim Irak'ta ise IŞİD'in bölgedeki saldırıları nedeniyle 1 buçuk milyon kişi kuzeye kaçmış, göç demografik yapıyı değiştirmişti.
Demografik yapı değişikliği istemeyen Bulgaristan hükümeti çareyi Türkiye sınırına çekeceği duvarda, Fas hükümeti, mülteci kamplarını imhada, Almanya'da kim olduğu belirsiz tipler de mülteci yurtlarına yönelik saldırıları 2013’e göre 3 kat artırarak, 150'ye çıkarmakta buluyordu. 2015 yılı sonunda saldırı sayısı 790'ı geçecekti.
Türkiye'de ise çare, geçici kimlik verilmesi planlanan Suriyelilerin çalıştırılmasına %10'luk kota konması ve göçmenlerin turizm bölgelerinden men edilmesi üzerinden aranıyordu.
Ama gazetelerin buldukları hikâye, Şubat ayında bir gece vakti gerçekleştirilen operasyonla, Türkiye'nin Suriye sınırları içerisindeki toprağı diye lanse edilen Süleyman Şah Saygı Karakolu'ndaki askerlerin ve Süleyman Şah sandukasının getirmesi olayında ortaya çıkıyordu.
Esad Yönetimi bu hareketi kınadı, YPG 'biz yardım ettik' dedi, IŞİD bayraklarının olduğu bölgeden geçen Türk Ordusu konvoyları gazete ve televizyonlara haber oldu. Süleyman Şah ve iki muhafızının naaşının, yine Suriye topraklarına, ama artık daha yakında olan Eşme Köy'üne nakledilmesi operasyonu, 1 askerin kaza sonucu hayatını kaybetmesi dışında kazasız belasız hallolunmuş, Başbakan Davutoğlu’nun deyişiyle, “nakl-i kubur” tamamlanmıştı.
24 saatte 160'dan fazla insanın ölümüne yol açacak kadar şiddetlenen Ukrayna İç Savaşı, Almanya Başbakanı Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ve Rusya Devlet Başkanı Putin'in Belarus başkenti Minsk'te biraraya gelmesi ile sona ermese de, ağır silahların çekilmesi kararı sayesinde medeni bir şekilde düşük yoğunluklu çatışmaya dönüştü.
Yemen’de Husi milislerin ev hapsinde tuttuğu devrik lider Hadi, ev hapsinden kurtularak ülkenin güneyinde memleketi Aden’e kaçınca, müzakereler askıya alındı.
Pakistan'da camilere bombalı saldırılar devam etti, Afganistan'da Taliban’la güvenlik güçleri yarıda kalan çatışmalarına tekrar başladı.
Ve 2015'in Şubat ayında öğrenildi ki, ABD Afganistan'da yanlışlıkla öldürülen her bir sivil Afgan için ortalama 3 bin 426 dolar "acı parası" ödüyordu. Cömert İngilizlerin ise gene yanlışlıkla öldürdükleri siviller için biçtiği fiyat, 4 bin 500 dolar'ı buluyordu.
Ve yine 2015 yılının Şubat ayında anlaşıldı ki, uluslararası yardım kuruluşu Oxfam'a göre, İsrail ordusunun taş taş üstünde bırakmadığı, yerle yeksan ettiği Gazze’yi mevcut ambargo koşullarında yeniden inşa etmek en az 100 yıl sürecekti.
Kendi medeniyetinin kaynağı Yunanistan'a bile acımayan batı dünyasının Gazze'ye yardım elini uzatmasını elbette kimse bekleyemezdi. Batı dünyası için asıl problem Yunanistan’ın borcu ve onun borcunu ödemeyi reddeden Syriza'nın iktidarıydı.
Büyük patron Almanya, Yunanistan'ın yeni Maliye Bakanı Yanis Varufakis'in "Onurlu bir ülkeyi çok uzun bir süre küçük düşürür ve tünelin ucunda ışık görünmezken borç deflasyonu krizine sokarsanız, işler çığrından çıkabilir" demesine kulaklarını tıkadı ve kurtarma paketinin zorlu kemer sıkma koşulları olmaksızın 6 ay süreyle uzatılması talebini reddetti.
Yunanistan seçimler sonrasında sıkıntı çekerken, komşu Türkiye'de sıkıntı seçimlere 5 ay kala başlamıştı.
Seçime parti olarak girme kararı alan HDP'nin il ve ilçe binaları ile partililer dokuz ayrı kentte saldırıya uğradı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın, 7 Haziran'da yapılacak genel seçimlerde milletvekili aday adayı olmak üzere görevinden istifa etmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından olumlu bulunmadı. Fidan muhalefet partilerinin eleştirileri arasında başvurusunu geri çekti, MİT'e geri döndü. Anlaşılan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iktidar için istediği 400 milletvekili arasında Fidan'ın yeri yoktu.
Şubat ayında İstanbul'a yağan kar, bu sefer eğlendirmedi. Kadıköy'de attıkları kartopunun dükkânın camına isabet etmesi sonucu çıkan tartışmada dükkân sahibi tarafından kalbinden bıçaklanarak öldürülen gazeteci ve Açık Radyo’cu Nuh Köklü, annesi, ablası ve arkadaşlarının tabutu üzerine koyduğu kartopları ile son yolculuğuna uğurlandı.
“Cüce” Şubat uzadıkça uzadı: 1978 yılında Ankara Bahçelievler’de Türkiye İşçi Partisi üyesi 7 kişiyi öldürmekten hüküm giyen Haluk Kırcı 2,5 yıldır bulunduğu Bursa Cezaevi’nden tahliye edildi, İstanbul’da gençler boyunlarındaki puşi ve şallardan ötürü gözaltına alındı, Mersin'de protesto gösterilerine katılan 15 yaşlarındaki 4 çocuk hakkında ağırlaştırılmış ömürboyu hapis cezası istemiyle dava açıldı. Mersin'in Tarsus ilçesinde 3 gündür kayıp olan 20 yaşındaki Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın bedeni yakılmış vaziyette bulundu. Olayla ilgili sorgulanan 3 şüpheli suçlarını itiraf etti. Minibüs şoförü Suphi Altındöken aracında Özgecan'a tecavüz etmeye kalkınca genç kadın direnmiş, bunun üzerine Özgecan'ı hunharca öldürüp, cinayeti gizlemek için babası ve arkadaşından yardım almıştı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Özgecan cinayeti için idam cezasını geri getirmek istedi. Eski bakan Fatma Şahin hadım cezası istedi. Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, "Şayet benim kızımın başına böyle bir olay gelseydi elime silahı alır bunun cezasını kendim verirdim, cezasına da katlanırdım" dedi.Medeniyetin beşiği Mezopotamya’nın kadim intikam kodası 3769 yıl önceki olanca tazeliği içinde gene gündemdeydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan protesto gösterisi yapan muhalefete yüklendi.
Ama asıl tepki Kadınların uğradıkları tacizleri anlattığı #sendeanlat etiketinde ortaya çıktı. Kadınların evde, okulda, yolda, işte, ailelerinden, arkadaşlarından veya tanımadıkları kişilerden gelen taciz hikâyelerini anlattığı etikete binlerce yaşadıklarını anlatarak sesini yükseltti. Kadınların sesini yükseltmesi olayı ise buralarda hayli yeni idi.
Dünya denilen gezegen, böyle böyle her geçen gün biraz daha çirkin bir hal alırken, bu diyardan Yaşar Kemal isimli bir garip hikâyeci göçüp gitti.