Ahmet İnsel Ufuk Turu’na bu hafta Sudan’daki darbe ile başladı ve Macaristan’ın seçim öncesi durumu ile devam etti. Kısaca Osman Kavala davasına ve KKTC’deki son gelişmelere değindi.
Ahmet İnsel, Sudan’da, 2019 Nisan’ında 30 yıllık otokrat Ömer El Beşir’in devrilirken kadınların ve meslek kuruluşlarının öncülüğünü yaptığı direniş mücadelesi ile geçiş dönemine geçildiğini ve sivillerin çoğunlukta olduğu meclisin başına General Abdel Fattah al-Burhan’ın geçtiğini ifade etti. El Beşir’i deviren harekette sivillerin ön planda olmasını istediğini, sivillerin Egemenlik Konseyi’nde de başkanlığı elde edeceklerini belirten İnsel, bu bir yıllık iktidar sürecinde asker-sivil birliği arasında ve sivillerin kendi aralarında da çekişmelerin, gerilimlerin, ayrışmaların yaşandığını ekledi. Bu çatışmaların ilk sebebinin iktisadi kriz olduğunu; Güney Sudan’ın bağımsızlığı ile oradan gelen petrol gelirlerinin sona ermesi, Covid-19 kısıtları nedeni ile ekonominin gerilemesi gibi sebepler ile halkın memnuniyetsizliğinin had safhaya ulaştığını açıkladı. Bir diğer problemin ise asker ve siviller arasındaki Ömer Beşir’in nerede yargılanacağı konusunda anlaşmazlık yaşanması ve özellikle Darfur bölgesindeki Arap milisler ile siyah kabileler arasındaki kültürel gerginlik olduğunu belirtti. Bu gerginliklerin sonucu olarak ordu yandaşlarının saray önünde çadır kurduklarını ve sivil yönetimin değişmesini istediklerini iletirken, buna karşı olarak on binlerce kişinin mevcut devrimi korumak için sokaklara çıkıp yürüyüş yaptığını ve askerin bu protestolara silahla müdahale edip iki sivili öldürdüğünü, 80 sivilin de yaraladığını ekledi. 24 Ekim’den itibaren darbenin duyulmaya başlandığını ve 25 Ekim günü de Al-Burhan’ın konseydeki sivil üyeleri ve bakanları göz altına almasının ardından olağanüstü hal ilan ettiğini açıklayan Ahmet İnsel, Al-Burhan’ın darbe yapmasındaki amacını “geçiş dönemini düzeltmek” olarak açıkladığını iletti. Darbe sonrası doktorlar birliği, bankacılar birliği gibi meslek birlikleri konfederasyonlarının halkı devrimi korumaya çağırdıklarını ve gayrisafi milli hasılanın %12’si gibi büyük bir bütçeye sahip olan askeri harcamalara kısıtlama getirilmesi gerektiğini dile getirdiklerini aktardı.
Macaristan'da Orban seçim kampanyasına başladı
Ufuk Turu’na Macaristan ile devam eden Ahmet İnsel, diktatör Victor Orban’ın seçim kampanyalarına 23 Ekim tarihinde, yani Sovyetler Birliği’ne karşı sosyalist bir hareket olan 1956 Macar İsyanı’nın yıl dönümünde başladığını iletti. Bu gösterilere katılanların büyük çoğunluğunun yaşlı kesim olmasının yanı sıra İtalya ve Polonya gibi ülkelerdeki aşırı sağ militanların da bulunduğunu ve “Brüksel=Diktatörlük” sloganları attıklarını belirtti. Şu an seçim öncesi Orban ve ona karşı birleşen ortak muhalefetin oylarının başabaş olduğunu iletirken seçimde çok az farkla bile olsa birinci gelen partiye ciddi bir üstünlük yetkisi veren bir seçim sisteminin bulunduğunu da ekledi. Ayrıca Orban’ın AB’ye son vermek gibi bir amacının olmamasıyla beraber, aşırı sağ liderler ile görüşmeler yaparak federal Avrupa’ya son verip ulusal egemenliğe dayalı bir Avrupa’ya dönmek gibi bir amacının olduğunu aktardı. Orban’ın AB’den çıkmak gibi bir düşüncesinin bulunmadığının altını çizdi. Son olarak Orban’ın hala medyayı kullanarak halk üzerinde ciddi bir etkisinin bulunduğunu ve ülkemize kıyasla popülaritesini Tayyip Erdoğan kadar kaybetmediğini de ekledi.
Kavala krizinde enteresan nüans
Programın sonlarına doğru kısaca Osman Kavala hakkındaki büyükelçilerin açıklamalarına değinen Ahmet İnsel, Ankara’daki ABD Büyükelçiliği’nin Türkçe ve İngilizce açıklamaları arasında ilginç diplomatik kelime oyunları ile bir nüans olduğunu ve bunun iki tarafın da işine geldiğini belirtirken, İngilizce yayınlanan mesajın tam çevirisinin “ABD, Viyana sözleşmesinin 41. Maddesine riayet eder” şeklinde olduğunu açıkladı.
Programı kapatırken KKTC’deki son gelişmeleri değerlendiren İnsel, başbakan Ersan Saner’in istifasından sonra ülkenin mevcut durumda başbakanı olmadığını, hükümet meclisinde yeter sayıya bir türlü ulaşamayan bakanlar komitesinin geçtiğimiz gün ilk kez çiftçilerin durumu için toplanabildiğini iletti. Ayrıca Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yeni başbakan bulmak için gelecek pazar yapılacak olan Ulusal Birlik Partisi’nin kurultayını beklediğini, oradan çıkan isme başbakanlık önereceğini ifade etti. Ayrıca TL’nin değer kaybının Kıbrıs’ı da kötü yönde etkilediğini dile getirerek bu haftanın Ufuk Turu’nu tamamladı.
(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Koçer Karatepe’ye teşekkür ederiz.)