Ufuk Turu programında Ahmet İnsel, Polonya’da kürtaj hakkını büyük ölçüde yasaklayan karara karşı kadınların eyleminin yanı sıra Fildişi Sahili, Gürcistan ve ABD’deki gelişmeleri yorumladı.
Ahmet İnsel bu haftaki Ufuk Turu köşesine Polonya’daki kadınların büyük yürüyüşünden bahsederek başladı. İnsel, şunları söyledi: “100 bin civarında gösterici Varşova’da toplandı. ‘Herkes Varşova’ya’ sloganıyla başlatılmış bir yürüyüştü. Partisinin bile desteklememesine rağmen iktidardaki Adalet ve Hukuk Partisi başkanının şahsi ısrarıyla Anayasa Mahkemesi’ne her türlü gerekçeyle yani fetüsün fiziki deformasyonlara sahip olması ya da iğfal, tecavüz durumlarında, kadının sağlığını tehdit edebilecek durumlarda bile, zaten kısıtlı olan kürtajın yasaklanması kararını aldırdı.”
Bu kararın utanç verici olduğunu ve destekleyenlerin oranının yüzde 20’nin altında olduğunu belirten İnsel, “Bunun karşında 10 bin üyesi olan milliyetçi Falanga grubunun harekete geçtiği, bu milis grubunun Rusya’daki dinci, Ortodoks veya devlet güçleriyle ilişkisi olduğu söyleniyor ve yer yer çatışmalar oldu. Neyse ki ölen ya da ciddi yaralanan yok. Tam bir kültür savaşının ortasında şu anda Polonya. Köktenci Katolikler ve genç nüfus arasındaki bu kültür savaşının ortasında partinin lideri Kaczyński’ye kendi seçmenleri de memnuniyetsizliğini belirtti. Başbakan Duda bu çatışmadan çıkmak için meclise bazı durumlarda kürtaja izin vermesi gereken kanun tasarısı getireceğini söyledi. Ama Anayasa Mahkemesi yine yasaklayacak” dedi.
İnsel ayrıca Batı Katolik dünyasında Katolikler arasında en köktenci, en radikal yapısının Polonya’da olduğunu, hızla azınlığa düştükleri için de saldırgan olduklarını, çoğunluk dini konumunda olan bir dinin toplumsal desteğini yitirmeye başladığı zaman bazı yerlerde radikalleşip saldırganlaşmaya başladığını belirtti.
Fildişi’nde gerilim hâkim
Polonya’nın ardından muhalefetin seçimleri boykot ettiği Fildişi Sahili’nde bir toplumsal geçişin, sokaklarda gerilimin olduğunu, muhalefetin bir sivil geçiş sürecinin başlatılmasını talep ettiğini söyleyen İnsel sözlerine şöyle devam etti: “Cumartesi günü seçimler yapıldı ve muhalefet seçimleri boykot etti. Çünkü 78 yaşındaki Cumhurbaşkanı Ouattara üçüncü kez aday olacağını ilan etti, Gine’dekine benzer bir sorun var. Muhalefetin boykotu nedeniyle sokaklarda bir gerilim var. Ülkenin güneyinde ağustos ayından beri devam eden çatışmalarda 20’den fazla insan ölmüş durumda. Muhalefet bir sivil geçiş dönemi başlatılması talebini dile getirdi. Ouattara’nın bunu kabul etmeme ihtimali yüksek. Seçim Komisyonu 5 gün içerisinde katılım oranı ve Ouattara’nın yüzde kaçla seçildiğini söyleyecek. Muhalefetin boykotundan dolayı özellikle güneyde seçime katılım oranın yüzde 1-2’ye düştüğü, Ouattara’nın güçlü olduğu yerlerde ise katılım oranının yüzoe 99,9 olduğu söyleniyor.” Konuyla ilgili son olarak, iktidarda kalınan yıllarda yapılan yolsuzlukların korkusundan dolayı iktidarı terk edemediklerini, kendisi bırakmak istese bile çevresinin bıraktırmadığını ekledi İnsel.
Etiyopya’nın batısındaki Oromia bölgesinden Amara etnik grubundan 32 sivilin öldürüldüğünü aktaran İnsel, “Oromo Kurtuluş Cephesi (OLF) Başbakan Abiy’in aracılığıyla silahları bırakmıştı, OLF’den ayrılan bir grup Oromo Kurtuluş Ordusu adı altında silahlı mücadele ve yağma eylemlerine devam ediyor ve maalesef karşı grup Amara grubundan 32 sivili öldürüp mallarına el koymuşlar” dedi. Etnik çatışma endişesinin yeniden başladığını, Etiyopya Başbakan Abiy’in Nobel Barış Ödülü aldığını hatırlattı ve ancak kalıcı barışın koşullarının hâlâ yerine getirilmediğini belirtti. O bölgede Somali’de, Etiyopya’da, Sudan’da çok büyük bir gerginlik olduğunu de belirtti İnsel.
Gürcistan’da tartışmalı seçim
Ardından komşu ülke olan Gürcistan’da seçimlerin yapıldığını söyleyen İnsel şöyle devam etti: “Gürcistan bölgedeki göreli çoğulcu, demokratik seçim imkânlarının olduğu bir ülke. Çevredeki ülkelere bakıldığında demokratik seçim kurallarının uygulandığı bir yer. 2012’den beri iktidarda olan, başında Gürcistan’ın en zengin kişisi milyarder Bidzina İvanişvili’nin olduğu Gürcü Rüyası partisinin seçimlerde yüzde 48,3 oy aldığı gayrı resmi olarak ilan edildi. Ülkeyi terk etmek zorunda kalıp Ukrayna’ya yerleşen, Ukrayna cumhurbaşkanına danışmanlık yapan, bir ara belediye başkanlığı yapmış olan, karışık bir şahsiyet olan Michail Saakaşvili’nin başını çektiği Birleşik Ulusal Hareket’in yüzde 45,5 oy aldığı belirtilmiş. Gürcü muhalefeti seçimleri kendilerinin kazandığını söylediler ancak Gürcü Rüyası’nın seçim sonuçlarının itiraza gerek olmadığını iddia ediyor.”
İnsel, AGİT ve NATO Parlamenter Seçimi Gözlemcileri’nin seçim hakkında; yarışmacı bir ortamda, temel özgürlüklere saygılı çerçevede seçimlerin yapıldığı ama seçimde seçmenler üzerinde baskılar kurulduğunu ve iktidar partisiyle devlet arasında hiçbir fark kalmadığını, flulaştığı ifadesini paylaşarak “Türkiye’de hiç bilmediğimiz bir durum” olduğunu belirtti ve her iki tarafın da Batı yanlısı olduğunu; fakat muhalefet, servetini Rusya’da elde etmiş olan İvanişvili’nin Rusya yanlısı bir politika izlemesinden şüphe ettiğini söyledi ve şöyle devam etti: “Gürcistan’da Rusya yanlısı bir politika dediğimiz zaman çok ciddi bir milliyetçi tepki ortaya çıkıyor çünkü Rusya, Gürcistan’ın kendi toprakları içinde 2 bölgeyi (Abhazya ve Güney Osetya) askeri müdahaleyle Gürcistan’dan koparmış durumda, orada bir ateşkes anlaşması yürürlükte. Gürcistan’ın bir kesimi açısından Rusya, ciddi ulusal milliyetçi bir tepki yaratıyor. 2008’deki askeri müdahalede Saakaşvili’nin de çok büyük hataları olduğunu belirtmek lazım. Nasıl olduysa 12 sene sonra yeniden insanların karşısına çıktı Saakaşvili.”
Gürcistan’daki seçim sistemi ile şu bilgileri verdi İnsel: “Gürcistan’a 2019 sonu 2020 başında ilginç bir seçim sistemi getirildi. 150 milletvekillik parlamento, tek meclisli sistem, bunun 120’si nisbî temsille seçiliyor ve oyların ulusal seviyede %1’ini almak yeterli, yani ülke barajı %1. Oyların %40’ının altında oy alan bir parti ne olursa olsun mecliste mutlak çoğunluğa sahip olamıyor. Böyle bir önlem almışlar, bunu bir yere kaydetmekte yarar var. Geri kalan 30 milletvekilliği ise 2 turlu, dar bölgeli bir seçim sistemi ile seçilecek. Yani her seçim bölgesinden 1 milletvekilinin seçildiği 30 milletvekili seçilecek. Onlar da bu kasım ayı içerisinde seçilecekler. Dolayısıyla bu ikinci seçim sonuçlarını da beklemek gerekiyor. Ayrıca kimin parlamentoda çoğunluğa sahip olduğunu görmek gerekiyor. Bu hileli ortamda bütün bunlar nasıl gerçekleşecek doğrusu çok merak ediyorum.”
ABD’de en büyük sürpriz Teksas’ta çıkabilir
Son olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde herkesin nefesini tutmuş durumda olduğunu, iki tarafa da kayması mümkün olan eyaletlerden en büyük sürprizin Teksas’ta olabileceğini, bu hareketin sokağa çıkmasından endişe edildiğini, Başkan Trump ve çevresinin salı gecesi saat 12.00’ye kadar sonuçlar ilan edilmezse sonuçlara itiraz edeceklerini aktaran İnsel, “Cumhuriyetçi Parti üyeliği yapmış bayağı önemli şahsiyetler ‘Joe Biden için Cumhuriyetçiler’ hareketi başlattılar ve %10-15 civarında bir Cumhuriyetçi seçmen bu sefer memleketin selameti açısından Biden’a oy vereceklerini ilan ediyor. Clinton’a oy vermiş Demokratlardan %1-2’si Trump’a oy vereceğini söylüyor. Son gelen değerlendirmelerde Biden’ın 9 ilâ 10 puan önde olduğu gözüküyor. Amerikan demokrasinin son derece büyük zaafları olduğunu biliyoruz. Bir kesimin seçim hakkını bile elinden alabilecek kadar gaddar olabileceğini gösteren bir dönem yaşadık. Özellikle Afro-Amerikalılara, Hispaniklere genç seçmenlere karşı büyük zorluklar çıkarılıyor. Bu aslında biliniyordu, şimdi daha da açığa çıktı. Önceden seçimlere katılamayan kesim şimdi daha fazla mobilize olmuş durumda. Bu sebeple katılımın daha yüksek olacağı bekleniyor. Biden’ın biraz önde olduğu bir sonuç ortaya çıkarsa Trump’ın çamura yatma ihtimali ve Amerika tarihinde 150-160 yıl önce yaşanmış olan bir iç savaşın bir başka türüyle karşı karşıya gelme ihtimali var. Umarım Amerikan halkı böyle bir felakete atlamaktan imtina eder” diye konuştu.
(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Sehel Oto’ya teşekkür ederiz.)