“Otokrat yönetimler küresel salgını ciddiye almıyor”

Ufuk Turu
-
Aa
+
a
a
a

Ufuk Turu’nda Ahmet İnsel, İsrail ile Filistin arasındaki saldırıları yorumlarken son bilgileri paylaştı, ardından da Hindistan’ın COVID-19 salgınındaki son durumunu aktardı. 

Ahmet İnsel, bu hafta Ufuk Turu’nda ilk olarak Filistin’i gündeme aldı. İnsel, Doğu Kudüs’te yaşayan Filistinli yerli halkın evlerinin boşaltılması ve buralara İsrailli Yahudilerin yerleştirilmesine yönelik 2008’den beri devam eden proje kapsamında 10 ailenin mahkeme kararı ve baskısıyla evlerini terk etmek zorunda kaldığını hatırlatarak başladı. 10 Mayıs Pazartesi günü Yüksek Mahkeme’nin üç aile hakkında daha evlerin boşaltılmasına ilişkin karar verecek olmasının, yerleşimci politikaya karşı tepkilere ve bölgede tansiyonun cumadan itibaren yükselmesine yol açtığını aktardı. İnsel, buna ilaveten 10 Mayıs Pazartesi günü Doğu Kudüs’ün İsrail tarafından işgalinin yıl dönümü olması ve Yahudi Derneğince Kudüs Günü olarak kutlanması sebebiyle gerginliğin daha da artacağı öngörüldüğünden, kutlamaların Arap mahallesinden geçen güzergâhının değiştirildiğini; çünkü cumadan itibaren Mescid-i Aksa’nın avlusunda çatışmaların giderek hararetlendiğini bildirdi. Mescid-i Aksa ve Doğu Kudüs’te Şeyh Cerrah Mahallesinden İsrail askerlerinin çekilmesini talep eden Hamas’ın, Gazze’den İsrail’e 10 Mayıs Pazartesi günü bir günde 150 roket attığı; ancak roketlerin can kaybına yol açmadığı, çoğunun amatör olduğu aktarıldı. İsrail’in buna istinaden Gazze’ye yaptığı hava saldırısında ise en son verilere göre 9’u çocuk 20 Filistinlinin öldüğü aktarıldı. Yine 10 Mayıs Pazartesi akşamı Mescid-i Aksa’da polis ile çekilme talep eden Filistinli halk arasında çıkan çatışmada 500’e yakın Filistinlinin yaralandığı bildirildi. İnsel; “Gazze şeridinden gelen roket saldırıları her ne kadar kabul edilemeyecektiyse de; buna karşılık İsrail’in orantısız güç kullanımıyla Gazze şeridinde yine en kanlı karşı cevaplarından birini verdiğini görüyoruz” dedi. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun bu zorunlu göç politikasını; başkentin şehir ve nüfus planlaması üzerindeki tasarruf yetkisi üzerinden savunmaya çalıştığı aktarıldı. İsrail’de, İnsan Hakları Örgütleri ve muhalif kesimce; İsrail’in, özellikle ‘İsrail bir Yahudi devletidir’ şeklindeki Anayasa maddesi değişikliğinden sonra bir ‘apartheid’ devlet olma yolunda ilerlediğine yönelik eleştirilerin de yükseldiği, Birleşmiş Milletlerin de bu kavram etrafında eleştirilerini yönelttiğini ekledi.

İkinci gündem olarak, 1 Milyar 400 Milyon nüfuslu Hindistan’ın COVID-19’la mücadelesindeki son durum ele alındı. İnsel durumun vehametini, “COVID-19’un sadece Hindistan’da geldiği nokta zaten bir küresel felaket boyunda” diyerek aktarmaya çalıştı. 8 Mayıs Pazar gününün verilerine göre; o gün için Dünyadaki toplam yeni vaka sayısının %46’sının Hindistan’da tespit edildiği ve o gün Dünya genelinde COVID-19’dan ölenlerin dörtte birinin Hindistan’da tespit edildiği ve Hindistan’da ortalama günde 4000 kişinin COVID-19’dan kaybedildiğini aktardı. Hindu Milliyetçisi Başbakan Narendra Modi’nin bu kontrolsüzlük sebebiyle büyük tepki alacağının öngörüldüğü ve muhalif ünlü yazar Arundhati Roy tarafından yazılan mektupta da Narendra Modi’nin istifaya çağırıldığı aktarıldı. Batı Bengal’de beklediği zaferi kazanamayan Narendra Modi ile İçişleri Bakanı Amit Shah’ın o günden beri sessiz kaldıkları, Hindistan’da camilerin COVID-19 bakım merkezi olarak faaliyet göstermeye başladığı, nedeni belirsiz ölümlerin ise COVID-19 kaynaklı ölümlere eklenmediği aktarıldı. İnsel, “Otoriter, otokrat yönetimler; ister Müslüman olsun, ister Hindu Milliyetçisi olsun, ister Müslüman Milliyetçisi olsun, ister Hristiyan Evanjelist Milliyetçisi olsun, bu küresel salgını ciddiye almıyorlar ve seçim toplantıları yapma konusunda hiçbir sakınca görmüyorlar” diyerek gözlemlerini paylaştı.

Bulgaristan’da geçen ay yapılan seçimler gündeme getirilerek devam edildi. 2009’dan beri ülkeyi yöneten Boyko Borisov’un bu seçimlerde mecliste çoğunluğu kaybettiğini; Bulgaristan’da yoğun bir problem olan yolsuzlukla mücadele etme vaadiyle ortaya çıkan televizyon sunucusu Slavi Trifonov’un partisinin beklenmedik bir şekilde oyların %19’unu alarak mecliste ikinci parti haline geldiğini ve yeni adıyla Bulgaristan Sosyalist Partisi’nin ise tarihinin en büyük düşüşünü yaşayarak %15 oy oranıyla mecliste üçüncü parti konumuna düştüğünü anlattı İnsel. Boyko Borisov’un partisinin, kendisi ile hiçbir parti ittifak yapmaya yanaşmayınca mecliste yalnız kaldığını aktardı. Slavi Trifonov’un yolsuzluğa bulaşmamış olan ve dolayısıyla ittifak yapabileceği hiçbir parti olmadığı gerekçesi ile Boyko Borisov’un hükümet kurma teklifini baştan reddettiğini; ikinci olarak başvurulacak olan Bulgaristan Sosyalist Partisi’den de olumlu dönüş beklenmediğini aktardı. Bulgaristan Sosyalist Partisinin genellikle Hak ve Özgürlükler Partisi ile ittifak yapmayı tercih ettiği ancak her iki partinin oy oranları toplamının da hükümet kurmaya yetmediği ekledi. İnsel kendi değerlendirmesini “Büyük ihtimalle Temmuz ayında tekrar seçimler olacak ve Slavi Trifonov da bu seçimlerde kendi etrafında daha büyük bir çevre olabileceği umudunu taşıyor” şeklinde ifade etti. 

Son olarak Birleşik Krallık gündeme alındı ve orada da bölünmüş bir seçmen kitlesinin söz konusu olduğu aktarıldı. İlk olarak; İskoç Ulusal Partisinin İskoç Özerk Parlementosu’nda 64 sandalye kazanarak 1 sandalye eksikle çoğunluğu sağlayamadığını anlatan İnsel, sekiz sandalye kazanan İskoç Yeşiller Partisi'ne ayrılan sandalyelerle beraber parlamentoda bağımsızlık yanlısı çoğunluğun sağlanabildiğini aktardı. İkinci olarak Galler bölgesi seçimlerinde meclisin çoğunluğunu İşçi Partisi’nin elinde tutmaya devam ettiğini söyledi. İnsel, üçüncü olarak İngiltere’de İşçi Partisi’nin hızla oy kaybettiğini ve Muhafazakar Parti’nin İşçi Partisi’nin önemli kalelerini tek tek aldığını ifade etti. Özellikle İşçi Partisi’nin kuzeydeki kalesi olarak görülen ve 1974 yılında seçim bölgesi ilan edilen Hartlepool'dan Muhafazakâr Parti’nin ilk kez milletvekili çıkardığını, belediye seçimlerinde de Muhafazakar Parti’nin 200’den fazla üyelik kazandığını ve bunların çoğunluğunun da İşçi Partisi’nin kayıplarından geldiğini aktardı. 

(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Merve Avdan’a teşekkür ederiz.)