Ahmet İnsel, bu haftaki Ufuk Turu’nda Afrika’dan ve İran’dan haberler aktardı.
Nijerya’nın kuzeydoğusunda Çad sınırında Borno eyaletinde tarlada çalışan 110 kişinin öldürüldüğünü, bu katliamın cihatçı gruplar arasındaki bir rekabetten kaynakladığının iddia edildiğini, bu gruplardan birinin Boko Haram olduğunu söyleyen İnsel şöyle devam etti: “Boko Haram 2002’de Borno eyaletinde kurulan İslamcı-cihatçı hareket. Bir sene önce bu eyalette şeriat hukuku ilan edilmişti ve Nijerya devleti bir sene sonra anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle şeriat hukukunu lağvetmişti. Bundan 4-5 sene evvel 200 kadar genç kızı kaçırarak adını daha fazla duyurmuştu. Boko Haram’dan ayrılan bir grup ise Batı Afrika’da İslam Devleti örgütünü kurdular ve bu ikisi arasında da alanı kontrol etmek için rekabet ve çatışma var.”
Katliamın bir çeltik tarlasında yapıldığını, ekim ayında aynı bölgede 22 işçinin de aynı şekilde öldürüldüğünü, Nijerya devletinin sadece bölgeyi yasak bölge ilan edebildiğini, devletin iflas ettiğini, virüs dolayısıyla insanların ya şehirlerde kalıp açlık çekeceğini ya da tarlaya gidip bu tehlikeyle çalışmak zorunda kaldıklarını aktaran İnsel: “Şu anda 2 milyon kişi köylerini terk etmiş durumda, son 10 yılda 36 bin kişinin öldürüldüğü tahmin ediliyor. Borno bölgesindeki terör girişimleri başta Nijer olmak üzere diğer bölgelere de taşıyor. Nijerya hem yüzölçümü hem de nüfus olarak Afrika’nın en büyük ülkesi. Borno bölgesi fakir ancak güneyde zengin petrol yatakları var. Boko Haram, Batı Afrika İslam Devleti’nden farklı olarak kendisine biat etmeyen herkesi kâfir ve öldürülmeye layık kişi olarak görüyor. Batı Afrika İslam Devleti ise devlet kurumlarını hedef alıyor şiddet politikasında. Nijerya’daki büyük istikrarsızlık Batı Afrika’ya da yayılıyor” dedi. Ömer Madra 25 yıl önce yazar, TV yapımcısı, çevreci Ken Saro-Wiwa’nın idam edildiğini hatırlattı.
Burkino Faso’da “sakin” seçim
Batı Afrika’daki olumlu bir gelişmeden söz ederek devam etti İnsel. Burkina Faso’da iki hafta önce seçimler yapıldığını, 2015’te seçilen Roch Marc Christian Kobaré’nin yeniden seçildiğini, ilk turda oyların %57’sini aldığını, seçim sonuçlarına hiçbir itirazın yapılmadığını ve bunun sevindirici bir gelişme olduğunu ancak 5 yıldan beri El Kaide’ya bağlı çetelerin ülkenin 1/5’inde şiddet yarattığını, 1600 kişinin öldüğünü, 1 milyon kişinin yerinden edildiğini ve maalesef seçimlerin bu bölge yapılamadığını, 21 bin 150 seçim bürosundan 2 bininin şiddet nedeniyle açılamadığını, meclisin seçimden önce bu sandıkların seçim dışı tutulması kararını aldığını, Burkina Faso’nun 20-25 yıl boyunca bir askeri diktatörlük tarafından yönetildiğini hatırlatan İnsel 2014’teki bir halk ayaklanmasıyla devlet başkanının istifa etmek zorunda kaldığını, bu yumuşakla geçişle bölgede örnek ülke olarak görüldüğünü, burada görülen cihatçı şiddetin benzerini Nijer’de, Kamerun’da, Mali’nin kuzeyinde, Çad’da da gördüğümüzü, Nijerya’nın dört komşu ülkesi ve Fransa’nın birleşerek Boko Haram’ı epey geri püskürttüklerini ancak arkasının gelmediğini, burada iktisadi kaynakları paylaşma sorununun olduğunu, göçerlerle yerleşikler arasındaki gerginliklerin de kullanıldığını aktardı.
Doğu Afrika’da çatışmalar devam ediyor
Çatışmaların Doğu Afrika’da devem ettiğini belirten İnsel, “Etiyopya’da kasım başında merkezi hükümet Tigray Bölgesi’ne bir askeri harekât başlattı. Etiyopya yarı özerk 10 eyaletten oluşan bir federasyon. Tigray bu eyaletlerden biri, kuzeyde, dağlık, 5 milyon kişinin yaşadığı bir yarı özerk bölge. Başkenti Mekkele’yi yakın zamana kadar Tigray Halkı Özgürlük Cephesi adında silahlı mücadele eden siyasi bir hareket yönetiyordu. Bu hareket 30 yıl boyunca 2017’ye kadar merkezi hükümette güvenlik güçlerinin içinde hâkim konumda. Eritre ile süren savaşın esas taşıyıcılarından bir olmuş bir hareket aynı zamanda, bu yüzden de Eritre tarafından hiç sevilmiyor. Başbakan Abiy Ahmed Eritre ile bir barış anlaşması imzalamıştı ve bu gerekçe ile de kendisine Nobel Barış Ödülü verilmişti. Tigray Halkı Özgürlük Cephesi, ordunun harekâtının Eritre tarafından desteklendiğini söyleyerek Eritre’deki bazı kentlere de Tigray’den roket atışları yapıldığı iddia ediliyor. Başbakan Abiy ordunun başkente girdiğini ilan etti. Şu anda 50 bin kişi Sudan’a sığınmış durumda. Hem Tigray Halkı Özgürlük Cephesi’nden kaçan askerlerin hem de Etiyopya ordusunun halka şiddet uyguladığı söyleniyor. İşin dramatik tarafı Nobel Barış Ödülü’nü almış olan bir başbakanın iki sene sonra sivilleri hedef alan başka bir askeri harekâtın yöneticisi hâline gelmiş olması” diye konuştu.
Uganda’da yeni yılda seçim var
Uganda’da 14 Ocak’ta cumhurbaşkanlığı seçimleri olacağını, 34 yıldır başkan olan Yoweri Museveni’nin yeniden altıncı kez aday olacağını ve karşısında da önemli rakibi şarkıcı Bobi Wine’ın olduğunu, Wine’ın 2017’de milletvekili seçildiğini, bu seçimler için de aday olduğunu ilan ettiğini ve bunun üzerine hemen tutuklandığını, bunu protesto eden halk hareketine polisin şiddeti uygulandığını, yaklaşık 74 göstericinin polis tarafından dövülerek öldürüldüğünü aktardı İnsel. Özdeş Özbay Bobi Wine’ın kefaletle serbest bırakıldığı bilgisini paylaştı. İnsel, “Yeniden tutuklanıp tutuklanmayacağını bilinmiyor ve seçimlere girmesine izin verileceği de şüpheli. Önümüzdeki günlerde belli olacak. 34 yılın sonunda iktidarı bırakmamak da nasıl bir ruh hâlidir, bu da giderek daha fazla sorduğumuz bir soru” dedi.
Öte yandan son olarak İran’la ilgili konuşan İnsel, şunları paylaştı: “İran’ın nükleer araştırmalarının en önemli yöneticilerinden birisi olan fizikçi Fahrizade çok büyük bir operasyonla öldürüldü. Bunu İsrail gizli servisinin yaptığını doğrulayan çeşitli haberler var ama İsrail bunu şimdilik tanımış değil.”
(Program özetini hazırlayan Sehel Oto'ya teşekkür ederiz.)