“Koronavirüs salgınıyla mücadelede kadınların yönettiği ülkeler diğerlerine göre çok daha başarılı”

Ufuk Turu
-
Aa
+
a
a
a

Açık Gazete’nin Ufuk Turu köşesinde bu hafta Ahmet İnsel ile Güney Kore’deki parlamento seçimleri, kısıtlama tedbirlerinin kaldırılmaya başlandığı ülkeler, Trump’ın çağrısıyla sokağa inen aşırı sağcılar ve salgınla mücadele kadın liderlerin gösterdiği başarı konuları ele alındı.

Güney Kore salgın döneminde bu çapta seçimlerin yapıldığı tek ülke ve salgınla en iyi mücadele eden ülkelerden biri olarak gösteriliyor. Geçen hafta yapılan seçimde Devlet Başkanı Moon Jae-in’in liderliğindeki Demokratik Parti çoğunluğu elde etti. İnsel, “Salgınla mücadeledeki başarısının karşılığını aldı” dedi Moon Jae-in için. 300 koltuklu mecliste 163 koltuğa sahip oldu Demokratik Parti. Bir de koalisyon ortağı olan partinin 17 milletvekili var. Yani iktidar 180 vekil ile çoğunluğa sahip oldu. 

İnsel iki önemli noktaya dikkat çekti. Birincisi, bu seçimlerin 1992 yılından bu yana en yüksek katılımın olduğu seçimler olması. Halbuki salgın nedeniyle katılımın düşük olması bekleniyordu. Bulaşıyı engelleyici sıkı tedbirler alındı seçimlerde. İkincisi de Başkan Moon Jae-in’in salgın öncesindeki popülerliğinin zayıf olmasıydı. Moon Jae-in’e olan desteğin kamuoyu yoklamalarında yüzde 40’a kadar gerilemiş olduğunu söyledi İnsel. Bunun iki nedeni vardı. İlk neden yolsuzluk iddialarıydı diğeri de Kuzey Kore ile yürütülen müzakerelerdi. Milliyetçi çevreler K. Kore yakınlaşmasını eleştiriyordu. Ama seçimlerden galip çıktı Moon Jae-in.

Kısıtlama tedbirlerinin kaldırılmaya başlandığı ülkeler

Ahmet İnsel, G. Kore seçimlerinden sonra kısıtlama kararlarının tedrici olarak kaldırıldığı ülkeler konusuna değindi. Zaten Güney Kore ve Singapur’da diğer ülkeler gibi sokağa çıkma yasakları yürürlüğe girmemişti. Fakat Singapur’da göçmen işçiler taranmadığı için ikinci bir dalga yaşandı. Bu nedenle okulları kapatmak zorunda kaldı Singapur.

Almanya, Avusturya, Norveç gibi ülkeler ise tedbirlerin kaldırılmasını konuşuyor. İnsel bu ülkelerde okulların açılmasının gündemde olduğunu ama bir anda hepsini açmayı düşünmediklerini anlattı: “Önce kreşler, yuvalar ve ilkokulların açılması, ardından liselerin açılması tartışılıyor. Öğrenci sayısını azaltmak için öğrencilerin dönüşümlü olarak (sabahçı-öğlenci gibi) okula gitmesi gibi yöntemler de gündemde.” 

ABD’deki ‘anti-korona’ eylemi

İnsel, bu gelişmelerden farklı olarak ABD’de Trump’ın çağrısıyla birçok şehirde muhafazakâr ve aşırı sağcı grupların ellerinde silahlarla sokağa indiklerini anlattı. “Özgürlüklerimizi geri verin” gibi sloganlarla ekonomik faaliyetlerin açılmasını savunuyorlar. Ancak bazı yerlerde eylemcilerin önüne yeşil önlükleriyle sağlık personelinin geçtiğini de anlattı. 

Trump’ın bir önceki akşam da ABD’ye göçmen girişini yasakladığını açıkladı İnsel. Trump’ın bu kararı açıklarken Twitter’da seçtiği kelimelerin önemine vurgu yaptı. Trump “Görünmez düşmanın saldırısı karşısında ve ulu Amerikalı yurttaşlarımızın işlerini korumak için ABD’ye göçü askıya alan bir kararnameyi imzalayacağım” şeklinde bir paylaşım yapmıştı. Yedi ay sonra seçimlerin yaşanacağı ABD’de işsizlik sigortasına kayıtlı olanların sayısı 22 milyona çıktı salgın nedeniyle. Petrol fiyatları da radikal şekilde düştü. İnsel, ABD’nin son yıllarda kaya patlatma işlemi sayesinde dünyanın en büyük fosil yakıt üreticisi haline geldiğini ve kontrat fiyatlarındaki düşüş nedeniyle ellerindeki stokları artık satamadığını anlattı. Bu durum Trump’ı seçimler açısından endişelendiriyor. Demokrat Partisi ise Joe Biden etrafında çok erken bir dönemde birleşti. 

'Kadınların yönettiği ülkeler çok başarılı'

Dünyada bu gelişmeler yaşanırken salgınla mücadelede kadınların yönettiği ülkelerde çok daha büyük bir başarı olduğunu anlattı İnsel. Almanya, Yeni Zelanda, Tayvan, İzlanda, Finlandiya, Norveç, Danimarka… Bu ülkelerin nüfusunun az olması, bir kısmının ada ülkesi olması gibi özel durumlar olsa da kadın liderlerin toplumla kurduğu dil, aldığı önlemler açısından çok farklı olduklarını söyledi İnsel. Hepsi önlemleri çok erken alıyorlar, empati yapıyorlar, karşı tarafın görüşlerini ciddiye alıyorlar ve insanların sağlıklı yaşamlarına özen gösterme eğilimleri yüksek. Orban, Putin, Netanyahu, Duterte, Bolsonaro, Trump vb. liderler ise erkek özgüveni ile diğerlerini suçluyor, yargı gücünü ilk fırsatta ele geçirip karşı tarafa karşı kullanıyor ya da açıkça ‘savaş’, ‘düşman’ gibi militarist bir dil kullanıyorlar.