Doğumunun 120. yılında Selahattin Pınar

-
Aa
+
a
a
a

Seyit Yöre, 120. doğum gününde Selahattin Pınar'ı yazdı. 1 Ocak 2022 tarihli “Tarihin Notası” programında Ece Tanyeli’yle birlikte sanatçı hakkında sohbet edip kendisinin bestelerinden kayıtları çalmışlardı. 

Ağaç gövdeli tanburu ve önünde mikrofonla kendisi de solist Selahattin Pınar (1940’lar).
Selahattin Pınar özel programı
 

Selahattin Pınar özel programı

podcast servisi: iTunes / RSS

Selahattin Pınar, 22 Ocak 1902’de Denizli’nin Çal ilçesinde doğup ilk eğitimini orada alıp sonra babası Sadık Bey’in Saros ve Edirne’ye tayiniyle eğitimine orada devam etmiştir. 1919 gibi ailecek İstanbul’a gelip Altunizade’ye yerleşmişlerdir. Selahattin Pınar İtalyan Ticaret Mektebi’ne girmiş ancak müzikle ilişkisi nedeniyle yarım bırakmıştır. Annesinden aldığı ilk müzik etkileriyle, 12 yaşında Ûdî Sâmi Bey’den ud dersleri alarak sonraki müzik yaşamına da başlayan, sonradan adı günümüzdeki Üsküdar Musıkî Cemiyeti olan Darü'l-Feyz-i Musiki Cemiyeti’nin 1920’de ikinci oluşumunda da yer alıp Üsküdarlı Ziya Bey, Kaşıyarık Hüsameddin Bey ve Yusuf Paşa-zâde Celâl Bey gibi müzisyenlerden faydalanarak kendini müziksel olarak geliştiren Pınar, bu süreçte udu bırakıp tanbur çalmaya başlamış ve artık tanburî Selâhaddin Pınar olarak anılmaya başlanmıştır. Selahattin Pınar’ın ailesinde bir diğer sanatçı da -neredeyse hiç adı geçmeyen- tiyatro ve sinema oyuncusu kız kardeşi Melahat (Pınar) İçli’dir (1916-1983).

Sağdan sola, Selahattin Pınar, kız kardeşi Melahat, annesi İsmet Hanım (1920’ler).

Sağdan sola, Selahattin Pınar, kız kardeşi Melahat, annesi İsmet Hanım (1920’ler).

Hâtıralarda ve fotoğraflarından da görüldüğü üzere, müzisyenliğindeki ciddiyeti dışında, yaşamayı seven, şık giyinen, çok iyi yemek yapan, bilardo oynayan, balık tutmaya giden, tarih ve felsefe kitapları okuyan bir kişiliğe sahip Selahattin Pınar’ın, hep büyük aşkı ve eski eşi oyuncu Afife Jale’yle anılması dışında, müzisyenliğine ve özellikle de bestekârlığına değinmek yerinde olacaktır. 

Müzisyen olarak tanburuyla gazinolarda ve çeşitli ortamlarda assolistlere eşlik eden Selahattin Pınar’ın aynı zamanda kendisinin tanbur çalıp şarkı söylediği görülmektedir. Bestekâr olması ve eserlerinin de çok sevilip seslendirilmesi sonucunda, tabii ki diğer eşlikçi müzisyenler arasında daha ayrıcalıklı bir yere sahip olmuştur. Çeşitli defalar Atatürk’ün huzurunda da bulunan Pınar, ilk karşılaşmalarında Atatürk’ün isteği üzerine metal gövdeli tanburu yerine orijinal ağaç gövdeli tanbur çalmaya başlamıştır. Hatta çok etkilendiği Atatürk için de henüz hiç seslendirilmeyen, Enis Behiç Koryürek’in “Ey sen ki alev saçlı zafer küheylaniyle (GAZİ)” şiirini Rast makamında bir şarkı olarak bestelemiştir. Şamlı İskender nota yayınlarından yayınlanan bu şarkının notasyonunun kapağında da “Ulu Gaziye Armağan” yazılıdır. 

Selahattin Pınar, ölümünden 23 gün önce çok sevdiği assolist Perihan Altındağ Sözeri ile birlikte şarkı söylerken (14 Ocak 1960).
Selahattin Pınar, ölümünden 23 gün önce çok sevdiği assolist Perihan Altındağ Sözeri ile birlikte şarkı söylerken (14 Ocak 1960).

Pınar’ın ilk bestesi, sözleri Adliyeci Senihî'nin olan ve çok sevdiğini söylediği Kürdilihicazkâr makamında “Mülkün ne yaman şule-i ikbâli karardı” şarkısıdır. Çok öne çıkanlar dışında, halen çoğu seslendirilmeyen 96’sı sözlü ve çoğu şarkı formunda, 5 tanesi de saz eseri olmak üzere, notasyon arşivlerinde 101 bestesi görünen Selahattin Pınar’ın, bestelerindeki en öne çıkan üç özellik vardır: Özellikle Curcuna (10/8) ve Aksak (9/8) usullerini çok kullanması, aynı eserde iki usulü de kullanarak birbirine geçmesi, aynı eserin farklı bölümlerinde iki ayrı makam kullanması söz konusudur (“Bakışı çağırır beni uzaktan” şarkısı örneği gibi). En çok Kürdilihicazkâr, Hüzzam ve Hicaz makamlarını kullanması da Pınar’ın bestekârlığında öne çıkmaktadır. Sözlü bestelerinde söze önem verdiği bilinen Pınar’ın tersine, özellikle Curcuna usulündeki şarkılarını seslendirenlerin yanlış yerlerde nefes almalarıyla heceleri yanlış yerlerde bölmesi de şarkılarındaki teknik zorluklardandır. 

Pınar bestekârlığıyla ilgili olarak da “Ne zaman beynimde bir kaşıntı hissetsem, ardından nağmeler ve beste gelir” [...]. Nağmeleri hafızamda tekrarlayıp eskitir, ondan sonra besteyi tamamlarım. İki sene sonra okuduğum bestelerim vardır. Aceleye ne lüzum var? Kendimi beste için hiç zorlamam [...]. Kendim için besteliyorum, beğenilip beğenilmemesi beni ilgilendirmez” demiştir (Bizim Yıldızlar, 1950, Radyo Dergisi, 1945, Radyo Magazin, 1951 röportajlarından). 

Selahattin Pınar’ın 42. ölüm yıldönümünde Açık Radyo’da Ömer Madra ve İncila Bertuğ’un moderatörlüğündeki 02.06.2002 tarihli “Açık Gazete” programında, bestekâr Selahattin İçli’nin (1923-2006) hâtıralarından aktarımına göre, Selahattin Pınar birinin adı “Sadullah Ağa” olmak üzere iki de müzikal sahnelemiştir. Ancak bunlara dair başka bir bilgi mevcut değildir. Selahattin İçli’nin bu anlatımı 1 Ocak 2022 tarihli Açık Radyo “Tarihin Notası” programında da yer almıştır. 

6 Şubat 1960'ta Kadıköy’de Todori Meyhanesi’nde kalp krizi sonucu ölen ve 7 Şubat 1960’ta Zincirlikuyu mezarlığına defnedilen Selahattin Pınar’ın, kendi cenazesi için 7 Temmuz 1933’te Segâh makamında bestelediği, notasyonun üstünde “Ben öldükten sonra ahrete giderken, beni bununla gömsünler” diye yazdığı henüz ortaya çıkmamış bir cenaze marşı vardır. Pınar’ın ölüm anını ise meyhanenin sahibi Todori Çarkaş şöyle anlatmıştır. 

“Bir Cumartesi gecesi idi. Dükkâna geldi. Daha oturur oturmaz bir duble rakı ısmarladı. Halbuki doktorlar içki içmesini katiyetle yasaklamışlardı. Yeni bestelediği bir şarkısı vardı. Bir yandan onu söylüyor, bir yandan da kendi tâbiriyle demleniyordu. Sonra, birdenbire oturduğu iskemleden yere düştüğünü gördüm. Koşup kaldırmak istedim ama külçe gibiydi. Boynuna ve bileklerine kolonya akıttık hiç faydası olmadı. İki defa derin nefes aldı ve gözleri kapanıverdi. Dükkân çok kalabalıktı. Müşterilere salonu boşalt malarını söyledim. «Merhum içki âlemlerini severdi» deyip kimse yerinden kıpırdamadı. Gelen doktor da yelinden kıpırdatmamamızı söyleyince yattığı yerde üzerine bir çarşaf örtüp bırakmak zorunda kaldık. Diğer masalarda oturanlar ise hiçbir şey olmamış gibi içkilerini yudumlamaya devam ettiler...” (Milliyet, 8 Şubat 1968). 

22 Ocak 2022’de 120. doğum, 6 Şubat 2022’de de 62. ölüm yıldönümleri olan Selahattin Pınar, sözlü ve yazılı hâtıralar, kendisinin ses kayıtları, fotoğraflar ve halen seslendirilen şarkılarıyla her sanatçı gibi sonsuzlukta yaşamaktadır. 

Selahattin Pınar’ın ölümü üzerine, 9 Şubat 1960’ta Mesud Cemil Bey’in İstanbul Radyosu’nda şiirsel bir anlatımı bağlantıdan dinlenebilir: 


Kaynaklar

  • [Anonim], (1960), “Tamburu sustu, besteleri hâlâ çalınıyor: Selâhattin Pınar” [Gazete haberi], Oğuz Topoğlu Arşivi, https://www.oguztopoglu.com/2012/02/selahattin-pnar-hayat-dergisi-subat.html.
  • Baha Kayserilioğlu (12 Aralık 1950). [Selahattin Pınar ile ropörtaj]. Bizim Yıldızlar, Akt. S. Yedig, https://muziksoylesileri.net/arsivlerden/ne-zaman-beynimde-bir-kasinti-hissetsem-ardindan-nagmeler-ve-beste-gelir/.
  • Baha Kayserilioğlu (27 Ocak 1951). [Selahattin Pınar ile ropörtaj]. Radyo Magazin, Sayı 10. Akt. S. Yedig, https://muziksoylesileri.net/arsivlerden/ne-zaman-beynimde-bir-kasinti-hissetsem-ardindan-nagmeler-ve-beste-gelir/.
  • Beşir Ayvazoğlu (2015), “Nevzad Atlığ’ın Penceresinden İstanbul, Musiki ve Musiki Mahfilleri”, Antikçağ’dan XXI. Yüzyıla Büyük İstanbul Tarihi (Cilt 10, ss. 62-81). https://istanbultarihi.ist/assets/uploads/pdf/nevzad-atligin-penceresinden-istanbul-musiki-ve-musiki-mahfilleri-363.pdf.
  • Hilmi Rit (8 Şubat 1968), “8’inci ölüm yılında Selâhattin Pınar”, Milliyet, Taha Toros Arşivi. https://core.ac.uk/download/pdf/157782167.pdf.
  • Mesud Cemil (9 Şubat 1960). Mes'ûd Cemil'in Sesinden Selâhaddin Pınar'ın Vefâtı [Radyo kaydı]. Akt. M. B. Köse, https://www.youtube.com/watch?v=Ed7XWKWef6s&t=84s. 
  • Milliyet (8 Şubat 1968), “S. Pınar'ı anma gecesinde dostları yoktu”, Taha Toros Arşivi. 
  • https://core.ac.uk/download/pdf/157782167.pdf.
  • Musiki Alemimizden (t.y.). “Selahattin Pınar”, Taha Toros Arşivi. http://openaccess.marmara.edu.tr/handle/11424/169228.
  • Nuri Özcan (2007), “Selahattin Pınar”, TDV İslâm Ansiklopedisi (Cilt 34, ss. 269-270). https://cdn2.islamansiklopedisi.org.tr/dosya/34/C34011153.pdf.
  • Y.R.Ö. (Nisan 1945). [Selahattin Pınar ile ropörtaj]. Radyo Dergisi. Akt. S. Yedig, https://muziksoylesileri.net/arsivlerden/selahattin-pinar-nagmeleri-hafizamda-tekrarlayip-eskitir-sonra-beste-yaparim/.