Şili'de yeni seçilen genç Başkan Boric'in "sıradışı" hükümeti

-
Aa
+
a
a
a

Haftanın Ufuk Turu’na KKTC seçimleri ile başlayan Ahmet İnsel, Burkina Faso’daki darbe ve Şili’de yeni seçilen Devlet Başkanı Gabriel Boric hükümetinin detayları ile devam edip Ukrayna’daki gerilime dair son gelişmeleri aktararak haftalık programını tamamladı.

Boric'in hükümeti

KKTC seçimlerinde UBP %39,6 oy ile birinci geldi

Pazar günü yapılan ve %57 oranında katılım sağlanan erken seçimlerde iktidardaki Ulusal Birlik Partisi’nin %39,6 oy ile birinci parti gelip 50 milletvekilinden oluşan mecliste, 24 milletvekiline sahip olacağını duyurarak programa başlayan İnsel, ikinci sırada %32 oy alan Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin 18 milletvekili, %7,4 oy ile Demokrat Parti’nin 3 milletvekili, %6,6 oy alan Halkın Partisi’nin 3 milletvekili ve oy kaybeden Yeniden Doğuş Partisi’nin de %6,4 oy ile 2 milletvekiline sahip olacağını aktardı. Bazı ufak itirazlar olsa da UBP’nin yeni hükümeti kuracağının garanti olduğunu, fakat kiminle ittifak kuracağının belirsiz olup önümüzdeki günlerde görebileceğimizi bildirerek ilk kısmı tamamladı. 

Burkina Faso’da askeri darbe 

Batı Afrika’da Mali’den sonra pazar akşamından itibaren Burkina Faso’da da askeri birliklerin ayaklandığını, bir yarbayın başında bulunduğu hareketin yönetime el koyarak hava ve kara sınırlarını kapatıp anayasayı askıya aldığını belirten Ahmet İnsel, Cumhurbaşkanı Kabore’nin istifa ettiğini bildiren mektubu imzaladığını ve çok fazla çatışmanın söz konusu olmadığını söyledi. Askerin ayaklanmasının en önemli nedeninin, Nijer ile sınırlarında giderek artan bölgesel cihatçı saldırılar karşısında hükümetin orduya yeterli kaynak vermemesi ve ordunun zor durumda kalması olduğunu ileten İnsel, bu iddiaların ne derece gerçek olduğunun bilinmediğini, ülkenin bağımsızlığını kazandıktan sonra askeri darbelerin daha önce de gerçekleştiğini ifade etti. Birkaç ay önce 58 askerin cihatçı isyancılar tarafından öldürüldüğünü aktaran İnsel’e ek olarak Ömer Madra yıllar süren bu saldırılarda yaklaşık 2000 Burkina Faso vatandaşının (Burkinabe) hayatını kaybettiğini hatırlattı. 

Şili’deki yeni hükümette bakanların çoğu kadın

Büyük ses getiren Şili seçimleri sonucu başkan seçilen Gabriel Boric’in merakla beklenen yeni hükümetini iki gün önce açıkladığını ve bu hükümetin merkez-sol ağırlıklı olduğunu aktaran İnsel, 24 bakanın 14’ünün kadın olduğunun altını çizerek (KKTC’de 50 milletvekilinin sadece 11’i kadındı) hem kadın hem erkek bakanlar arasında genç oranının da yüksek olduğunu iletti. Mevcut merkez bankası başkanını maliye bakanı olarak ilan eden Boric’in bu hareketinin iktisadi aktörlere güven vermek için olabileceğini söyleyen İnsel diğer bakanlar hakkında bilgilerle devam etti. İçişleri bakanının 35 yaşında bir doktor olduğunu, dışişleri ve savunma bakanlarının da kadın olduğunu vurgulayan İnsel, Savunma Bakanı Maya Fernandez Allende’nin, Pinochet liderliğindeki askeri darbe ile devrilen sosyalist devlet başkanı Salvador Allende’nin torunu olduğunu ifadelerine ekledi. Ayrıca Boric gibi, 2011 yılında başlayan neo-liberal uygulamalara son verilmesi çağrısı ile harekete geçen öğrenci hareketi içinde yer alan Komünist Parti üyesi Camila Vallejo’nun da hükümet sözcüsü olduğunu belirtti. 

Pinochet döneminde önemli kamu hizmetlerini -sağlık, eğitim, emeklilik gibi- serbest piyasaya iten zorunlulukların anayasaya yerleştirilmesi ve daha sonraki merkez-sol ve sosyalist partilerin yönetiminde de devam edilmesi ile ödenen ağır bedellere son verilmesinin halkın yeni hükümetten beklediği en büyük talep olduğunu vurgulayan İnsel, bu talep doğrultusunda 2019 yılında anayasa değişikliği istendiğini, halk oylamasına gidilerek kurucu meclisin oluşturulduğunu hatırlatarak bu meclisin ilkbaharda yeni anayasa önerisini hazırlayıp halk oylamasına sunacağını da ekledi. 

Henüz detayları kesinleşmese de hükümet tarafından açıklanan “vergilerin GSMH’nın %5 oranında artırılması” ve bunun karşılığında eğitim, sağlık ve emeklilik sisteminin kamusallaştırılması açıklamasını ileten İnsel, bu vergi artırımının karlı havalarda çalışmayan havaalanları ve yandaşlara alan açmak için yapılan ama yolcusu olmayan köprüler için değil eğitim, sağlık ödenekleri için yapıldığının altını kalın harflerle çizdi. 

ABD, NATO ve AB’den Ukrayna’ya destek

24.01.2022 Pazartesi günü beklenmedik bir şekilde Biden’ın düzenlediği ve İngiltere, Fransa, Almanya, Polonya, AB ve NATO liderlerinin katıldığı video konferansta Rusya’nın Ukrayna’ya olası müdahalesinde hızlıca karşı tedbirlerin hayata geçirileceğinin sözünü veren Biden’ın hep beraber davranma güvencesi verdiğini ileten Ahmet İnsel, 8500 kişilik Nato askeri birliğinin de harekete geçmeye hazır olduğunu bildirdi. Diğer taraftan Rusya’nın sınırda 100 bin asker bulundurmaya devam ettiğini, fakat Moskova gözlemcilerine göre Rusya’nın iç politikasında Ukrayna’ya saldırıp ele geçirme hezeyanın olmadığını, bunun biraz ABD merkezli bir abartı olduğu iddialarının da bulunduğunu aktardı. Ukrayna cumhurbaşkanının provokasyonlara teslim olmadan müttefikler ile sorunların çözüleceğini ve ulusal çıkarların korunacağını söylerken dış merkez kaynaklı haberlere prim verilmemesini ima ettiğini bildirdi. Ayrıca bu potansiyel çatışmadan en huzursuz olan ülkelerin Baltık ülkeleri ve Polonya olduğunu ilave ederek Thomas Friedman’ın New York Times’daki yazısından alıntı yaptı: “Eğer Putin böylesine bir çılgınlık yaparsa Rusya’nın yeni bir Afganistan’ı olur.” Rusya’nın Kırım’a girdiği gibi rahatça Ukrayna’ya giremeyeceğine değinen İnsel, Rusya’nın esas talebinin NATO’nun genişlemesine son verilmesi olduğunun altını çizerek, bu genişlemenin Rusya açısından yakın bir tehdit olarak algılandığını belirtti. Bu konuda 1990 yılından beri ciddi görüş ayrılıklarının olduğunu, NATO’nun varlık nedeninin sorgulanır hale geldiğini bildirirken Finlandiya başbakanının Rusya’yı daha da endişelendiren “gerekirse NATO’ya üye olabiliriz” açıklamasına da yer vererek bu bölümü noktaladı.

Haftalık programı kapatırken, İskandinav ülkelerindeki sosyal demokrat partilerin yükselişinin ve sosyal demokrat partili dört başkanın üçünün kadın olduğunu altını çizerek bu hareketin yeniden iktidara gelmesine önümüzdeki haftalarda detaylı olarak değineceğini belirterek bu yükselişin arkasındaki sebebin göçmen politikasındaki tavırları olduğunu söyleyerek haftalık turunu tamamladı. 

(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Koçer Karatepe’ye teşekkür ederiz.)