Kayıt Arşivi
Podcast kanalları ve üyeliği hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayın.
15 Kasım 2000’de bu kez Güney Amerika gezisinden dönen Engin Geçtan Brezilya’yı, Iguazú’yu, Punto Arenas’ı; çöl ve tundrada kilometrekareye iki insan, üç koyunun düştüğü Patagonya’dan yani hiçbir yerin ortasından, Açık Radyo’ya bağlanma gayretlerini ve belediye önünde radyo pankartıyla poz vererek gerçekleştirdikleri iklim aktivizmini anlatıyor. “Adı var kendi yok.” Patagonya’dan Arjantin tangolarına, ruhu olmayan Arjantin’in Avrupalı olma çabalarına uzanan söyleşi “Buzulların ne renk?” ve “Yaşamın karşıtı aslında ne?” sorularıyla devam ediyor. Freud’un unutulan “yaşamın amacı ölümdür” saptaması ile akan süreci kapatmamanın nasıl mümkün olacağı konuşuluyor.

Iguazú’da Piranhalarla Mokoko Safari’den Patagonya’nın Sonsuzluğuna
8 Kasım 2000’de Engin Geçtan Güney Amerika yolculuğundayken Timuçin Oral tek başına yol ve yolculuk üzerine konuşuyor ve yolculuk çağrıştıran müzikler çalıyor. Bu çağrışımlarla, iki kişinin en yakın oldukları özel anlardan biri olan danstan söz ederek dansın da zaten başlangıcı ve seyriyle hayatın kendisini andıran bir yolculuk olduğunu anlatıyor.

Yolculuklar ve Öteki Yolculuklar
1 Kasım 2000 tarihli programda Bulgaristan Ulusal Psikiyatri Kongresi’nden dönen Engin Geçtan, ayağının tozuyla komşumuzdan, onların bizi nasıl gördüklerinden ve ecdadının Filibe’ye uzanan öyküsünden söz ediyor. Söyleşi Ege Denizi’nin çevresinden dolanarak, Akdeniz’e, Edirne’de mola verip Dünya Hali’nin yeniden nasıl başladığına ve ecdat vesilesiyle Bulgaristan’a, oradan da ta Yemen’e ve asla böyle adlandırmadığımız “eski kolonilerimiz meselesi” ile “emperyalist geçmişimi”ze uzanıyor. Seçimlerimiz ve “kader sıçraması”nın bizi nereye götürdüğü konuşuluyor.

Suyun öbür tarafı, Akdeniz ve Rumeli