Eksik Mecaz Kayıt Arşivi
Podcast kanalları ve üyeliği hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayın.
Konuğumuz Özyeğin Üniversitesi öğretim görevlisi Ezgi Hamzaçebi ile var olan her şeyin, dışarıda bırakılan / dışlanan / var olmayanlar sayesinde var olduğunu söyleyen Derrida’nın Marx’ın Hayaletleri çalışmasında ortaya attığı musallatbilim (hauntology) kavramı bağlamında Frankenstein’ı konuşmaya devam ediyoruz. Edebiyat araştırmacılarının bir hayalet avcısı gibi metinleri okuması ne anlama geliyor? Metne adaletli davranmak ne demek? Söylenmeyenlerin peşine düşen eleştirmen neleri yakalar gibi soruların cevaplarını arıyoruz.
Hayalet Avcıları
Konuğumuz hayvan ve bitki çalışmaları, ekoeleştiri, canavar çalışmaları ve feminist spekülatif kurmaca alanlarından çalışan Özyeğin Üniversitesi öğretim görevlisi Ezgi Hamzaçebi ile 'Canavarların Vaatleri: Türkçe Feminist Spekülatif Kurmacaya Musallat Olanlar' başlıklı doktora tezinden yola çıkarak canavar çalışmaları ve musallat bilimi konuşuyor ve Frankenstein'ın canavarı kime musallat oluyor sorusunun cevabını arıyoruz.
Canavar kime musallat oluyor?
2019 yılında yayınlanan Jaenette Winterson’ın Frankissstein adlı romanını konuşuyoruz. Artık terk edilmeye başlandığı bir dönemde oyunsuluk ve metinlerarasılık gibi postmodernist yöntemleri yoğun olarak kullanan roman aynı zamanda son derece ilginç bir yeniden yazım örneği. Mary Shelley’nin hem yaratıcı yazar hem de bir roman kahramanı olarak karşımıza çıktığı Frankissstein, queer edebiyat açısından da önemli açılımlar sunuyor.
Anlatan mıyım öykü müyüm, bilmiyorum
Frankenstein’in bir insan yaratma arzusundan yarım yüzyıl sonra bilimsel merakını kendi bedeninde yoğunlaştıran Dr. Jeckyl’ın hikayesini, Victoryen ahlak anlayışının hakim olduğu bir dönemde yazılmış, R. L. Stevenson’un Dr. Jeckyl ve Mr Hyde adlı novellasını ele alıyoruz.
İnsanın kötü yanlarını ortaya çıkarıp, yok etmek amacıyla kendi üzerinde araştırmalar yapan Faustyen bilim insanı Dr Jeckyl’ın yaptığı iksir, düzenin makbul beyefendisinin içinden yasak arzularını doludizgin yaşayacak bir mağara adamını çıkarır. Bu çerçevede Dostoyevski’nin Öteki adlı romanındaki kötü ikizlikten, Freud’un doppelganger’ine uzanan çizgide ikilikleri ve dönüşümleri konuşuyoruz.
Bastırılamayan Arzular ve İkizlik
Köylü ve işçi isyanlarının ortaya çıktığı, radikal dönüşümlerin habercisi olan bir dönemde yazılan Frankenstein romanını, sınıfsal bir alegori olarak ele alan eleştirileri konuşuyoruz.
"Canavar kim?"
Yaratığın kendisi için bir eş yaratması talebi karşısında Dr. Frankenstein’ın düştüğü etik açmazları ele alıyor ve değişen köle-efendi rollerini konuşuyoruz.
Yaratıcının Etik Açmazı
Dünyaya gözlerini açtığı ilk andan itibaren şefkat ve sevgiye ihtiyaç duyan ancak yaratıcı babası tarafından terk edilen Frankenstein’ın yaratığının olgunlaşma / canavarlaşma sürecini konuşuyoruz.
"Baba, beni neden terk ettin?"
Doğanın sırlarını ele geçirmeye çalışan Faustiyen bir karakter olarak Dr. Frankenstein’ı konuşuyoruz. Mary Shelley’nin tanrıları kızdıran Prometheus’un modern bir versiyonu olarak tarif ettiği Frankenstein’ın can verdiği yaratık üzerinden o kadim soruyu soruyoruz: “Neden canavarlar yaratıyoruz?”
Neden canavarlar yaratıyoruz?
Frankenstein romanını ve esere kaynaklık eden mitleri yazarı Mary Shelley'nin gördüğü rüyası üzerinden konuşmaya devam ediyor; Aydınlanma sonrasında ortaya çıkan yeni bilimsel keşiflerin vaat ettiği yaratıcılığın kışkırttığı kadim korkuların izlerini takip ediyoruz.
Mary Shelley'nin Rüyası
Bir Faustyen anlatı olarak Mary Shelley'in Frankenstein ya da Modern Prometheus adlı romanını konuşmaya başlıyoruz. 1816'da yayımlanan romanla, bilgi arayışında Faust karakterinin ötesine geçerek Tanrısal bir yaratıcılığa soyunan romantik huzursuz ruh Dr. Frankenstein'ın ortaya çıkma serüvenini, Shelley'in nasıl bir atmosferde romanı yazdığını, içinde biçimlendiği entelektüel dünyayı, Lord Byron, Mary Wollstonecraft, William Godwin gibi öne çıkan isimlerle ilişkisini ele alıyoruz.
Frankenstein ya da Modern Prometheus